II-3: Macera

690 107 53
                                    

KORİDOR

II. Köşe

3. Gün: Macera

Dikkatli arkadaşlar hatırlayabilirler ki, Batı Atalay ile kaçırıldığımız gece dedektiflikte ikinci yıl dönümümün gecesiydi. Benim için özel bir gündü. Bunun için hususi olarak hazırlanmıştım; trençkotumdan şapkama, renkli lenslerimden numarasız gözlüklerime kadar tam olarak mükemmeldim. Elbette, bu mükemmeliyete evrenin acımasız bir cevabı olmak zorundaydı, doğanın kanunuydu bu...

Dolayısıyla gözlerimde lensle defalarca uyuyup uyanmıştım neredeyse iki gündür. Bu demekti ki, harika bir yabancı dizi keşfetmişim de saatlerce ekran başından ayrılmamışım gibi kurumuş kalmıştı gözlerim. İçine içine dikencikler batıyordu. Gözyaşlarım firar etmişti Meksika'ya. Kavruluyordu benim ikicik sahte yeşil gözlerim.

"İtfaiyeyi arayın! Ambulans! Merih! Canıım?"

"Ne var yine?"

"Lenslerimi çıkarmam gerek!" diye sızlandım Batı'ya. Artık aramızda bir samimiyet vardı sonuçta. Kapı, Anahtar, Paralellik... Birkaç şey daha vardı ama unuttum şimdi.

"Senin de derdin hiç bitmiyor be kızım."

Batı Atalay yine tersledi beni o burjuvazi sesiyle. Bir insan bu kadar nazik görünüp nasıl böyle kaba olabilirdi? Ayrıca ne var yani? Altı üstü iki kere tuvalete gittim, üç kere de Merih'in elinden yemek yedim. Ne olmuş?

"Adam kaçırma suçunu işliyorlarsa biraz zahmete katlanacaklar." Sesimi si notasına yükselttim, "Meriiih? Gelir misin biraz? Meriiih?"

"Şu dallamanın yamuk ağzını daha ne kadar göreceğim? Çağırıp durmasana."

Bu evrenin Batı'sı ne zaman gidecekti? Tamam, anlatılan tuhaf masallara inanmak istemiyordum ama bu büründüğü kişilik, uzun zamandır çalışmayan sinirlerimi bozuyordu. Diğer Batı boğazımda gıcık yapmıyordu en azından. Öfkenin parmak uçlarımda kaşıntı yaptığını hissediyordum. Gözlerimi yumdum yine sabır dileyerek. Bu hareket bende bir alışkanlık haline gelmişti.

Ufak bir patırtı oldu yine. Ben ne kadar hareketsizsem Batı Atalay o kadar kıpır kıpır biri maşallah.

"Hala kaçamadık mı buradan?!"

Hemen süzdüm yorgun görünen esmer yüzünü... Oh be! Merhaba Batı Atalay'ın yara izi, hoşgeldin!

"Diğer Batı mısın sen şimdi?"

"Diğer filan ayıp oluyor Lale."

"Leyla." diye düzelttim. Kızmayacağım, hiç değilse Salatalık Batı gitmiş oldu onun gelişiyle.

"Efendim?"

Gözlerimi kıstım. "İsmim diyorum, Leyla!"

Düşündü, "Öyle miydi? Sürekli Sümük deyince ismin kalmamış aklımda."

Rahat gülüşüne karşılık vermedim. O sümükleri sana yedireceğim Batı Atalay. İsmimin numerolojisi kadar alçın olacak. Azrail benim kılığımda gelecek yanına-

"Neden kaçamadık? Bu evrenin Batı'sı belki işe yarar diye düşünmüştüm."

"Aman eksik kalsın..." İstemsizce söylendikten sonra ekledim, "Merih bizi kurtaracakmış."

"Neden?" dedi şüpheyle. Bu Batı daha zeki biri. Yine de hiç Batı daha iyidir arkadaşlar. Sıfır, eksi birden büyüktür, Batı Atalaylar genel olarak Leylaları rahatsız eder.

Koridor (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin