V-11: Dolaşık

413 80 21
                                    

KORİDOR

V. Köşe

11. Gün

Küçükken Ayşe ebem -bizim oralarda anneanneye ebe derler- saçlarımı her taradığında "Bu kızın saçı da gendi gibi dolaşık!" derdi. Biraz yaramaz, sinir bozucu ve inatçı bir çocukluk geçirdiğim de doğru. Annem zamanla düzeleceğime inanmıştı ama ne yazık ki kabullenemesek de büyükler daima haklıdır. Her işim saçım gibi dolaşık.

"Bütün plan budur yani. 10 Ağustos 2020 için hazır ol İtalya!"

Kocaman bir otel odasında krallara layık bir sofra önümüzde diziliyken biz karalar bağlamış halde oturuyorduk. Elbette Merih hariç, onun keyfine diyecek yoktu. Saraydan Kız Kaçırma 2'yi besteliyoruz ne de olsa onun için.

"Merih..."

"Şş, hayır. Beni durdurmaya çalışmayın. Gözümü kararttım bir kere."

"Merih-"

Masaya vurarak susturdu beni, feci gaza gelmişti. "Ankara bebesiyim ben! Biz var ya sevdiğimiz için Anadolu'ya deniz getiririz. Misket oynarken bir onun karşısında diz kırarız. Biz var ya biz, karşımıza imparatorluk ordusu bile alır-"

"O zaman niye bir ay bekliyoruz oğlum?"

Salatalık ses edince dudağını ısırdı.
"Ihm. Şey. Babası sadece o gün dışarıda olacak. Tabii korumaların yarısı da."

"Ne kadar da cesur bir Angara bebesi."

"Hayatımda duyduğum en gerzekçe plan. Hangi salatalık sana bu aklı verdi ki?"

Ne kadar istemesem de Salatalık'a hak veriyordum. Sadece bunu dile getirmek için fazla üşengeçtim. Kafamı olaya vermekte de zorlanıyordum.
Merih eline bir tavuk butu almıştı, durdu. "Sen demedin mi seviyorsan kaçır bence diye abi?"

"Sen de hemen oturup hevesli hevesli plan mı yaptın? Te Allah'ım ya."

Koluma dayadığım çenemi kaldırdım yorgunca. "Miyav kızı kaçırmak benim ne işime yarayacaktı tam olarak?"

"Bir dosta yardım etmenin haklı sevincini yaşayacaksın Leyla'cım."

"Peh."

Salatalık ayağa kalkıp yürümeye başladı yavaş yavaş. Merih'ten ciddi anlamda hazzetmiyordu, burada olmaktan da öyle. Sanki biz ona bayılıyorduk. Keşke gitsen temalı bakışlarımla süzdüm sadece.

"Bu dallama yüzünden topuklarımıza sıkacaklar gibi bir izlenim edindim. Ya sen Sümüklü?"

"Bir bakalım..." derken çok da umursar bir tavrım yoktu. "Ona hisleri olduğundan emin olmadığı ve sadece birkaç gündür tanıdığı bir İtalyan'ı kaçırmak için delinin birinin yüzlerce koruması olan evine gireceğiz..." Omuz silktim. "Bana fark etmez."

"Leylalık yapma iki dakika."

"Tek sorun..." dedim, Leylalık'a (?!) devam ederek. "Operasyon günü benim doğum günüm. Üstelik Batı'yı getirmek için de hiçbir çözüm sunmadı bu bize. Köfte yoksa ekmek de yok, hiçbir yere kıpırdamam."

"Tüh, 10 Ağustos senin doğum günün müydü Leyla? Tamam o zaman. Sözüm olsun, Cassandra'yı alıp uçağa binerken keseriz pastanı."

"Ağustos'un 10'u mu?" dedi Salatalık, "O gün benim de doğum günüm?"

Gözlerim büyüdü. "1994?"

"Evet?"

Merih ellerini çırptı, "İnanmayacaksınız ama ben de 94lüyüm! Yok artık!"

Koridor (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin