Melodi'nin gözleri Çınar Hocanın elindeki kağıda kaydı. Kendine engel olamadan hocasının elinden kağıdı çekip bir de kendi gözleriyle görmek istedi.
"Seni bekliyorum.
Buzların asla erimediği, ateşin asla sönmediği yerdeyim.
Gelip kalbini avuçlarımın içine koymazsan her gün bir can eksilecek.
Gölgelerin yüz karası olan Melodi, bugünkü ölüm sadece başlangıçtı,
Ta ki sen sonuncu olana kadar."Kelimeler kağıdın üzerinde zarifçe kayıyordu ve yazan kişinin kendinden emin ve güçlü olduğu hissini veriyordu. Böyle bir şey yaparken hiç mi titremezdi birinin eli? Kağıttan aldığı o kötü enerjiyi iliklerine kadar hissetmişti. Bunu yazan kişinin içinde hiçbir iyi niyet olmadığı sonuna kadar belliydi. Yaşlarla dolmuş gözlerini bu sefer hocasının gözlerine dikti Melodi. O da yorgundu, ne yapacağını bilemez şekilde bakıyordu. Haklıydı da, Melodi bu okula geldiği günden beri kötü şeyler olup duruyordu.
"Bunu yapanın kim olduğunu bulacağız Melodi." dedi Çınar Hoca. Sesi güçsüzdü. Güven vermeye çalışıyordu ama onun da içinde endişeler olduğu çok belliydi. "Sana ya da bir başkasına daha zarar vermesine izin vermeyeceğim."
"Elini kolunu sallayarak okulun içinde birini öldürmüş!" dedi Melodi kendine engel olamayarak. "Güvenlik kalkanlarımız yok muydu bizim? Kimsenin içeri girilmesine izin verilmediğini sanıyordum. O kızın ailesine ne diyeceğiz? Benim yüzümden öldüğünü onlara nasıl söylerim! Burada öğretmen olmaya hakkım yok benim. Varlığım burada diğerlerinin zarar görmesine sebep olacaksa daha fazla duramam."
Elindeki kağıdı sıkarken gözlerinden bir damla yaş aktı Melodi'nin. Bu bir damla yaşla beraber ölen kıza duyduğu vicdan azabıyla birlikte bir insanın durduk yere hayatının son bulmasına duyduğu kin doldurdu içini. Uzun zamandır kalbinin derinliklerinde sakladığı bütün o nefret duygusu yavaş yavaş zamanının geldiğini fark ederek su yüzüne çıkıyordu. O adiyi bulacaktı ve birinin hayatına son vermenin cezasını kendi elleriyle verecekti.
"Hocam." dedi Melodi. "Diğer öğretmenlere haber vermeliyiz."
"Hepsinin haberi var. Toplandılar, seni de onların yanına götüreceğim."
"Gidelim o halde. Peki ya o kız? Tam olarak ne olmuş ona?" Çağla... Kızın ismi kulaklarında yankılandı. Daha sadece 17 yaşındaydı. Üstelik kim bilir ne hayallerle gelmişti bu okula.
Çınar Hoca bu soruya cevap vermeden öğrencisine kapıyı açtı. Karşı duvarda sıkıntıyla bekleyen Toprak'la göz göze geldiler. Toprak elini saçlarının arasından geçirmiş, endişeli gözleriyle Melodi'ye bakıyordu. Kapıdan çıktıkları anda toparlanıp yanlarına geldi. "Seninle geliyorum." dedi Melodi'ye.
Onun varlığı ve her daim kendisine destek olacağını bilmek Melodi'yi rahatlatmıştı ama bir yandan da başkasını bu işe sürüklemek istemiyordu. "Emin misin?" dedi Toprak'a, başka kimsenin duymayacağı şekilde.
"Seni asla yalnız bırakmayacağım." dedi Toprak. Çınar Hoca Toprak'ın da onlarla gelmesine bir şey dememişti. İkisinin arasındaki bağın ne denli kuvvetli olduğunu biliyordu ve artık Toprak da orada bir öğretmen olacaktı, Melodi gibi.
Koridordan geçerken üçüne de yol hiç olmadığı kadar uzun gelmişti. Bütün öğrenciler odalarından çıkmış ve panik havası içindeydi. Onları öyle görmek Melodi'nin içinin titremesine sebep oldu. Hepsi de bir sonraki kurban olabilirdi. Sonunda toplantı odasına girebildiklerinde Melodi içeride hararetle bir şeyler tartışan hocalarına baktı. O geldiğinde hepsi susmuş ve Melodi'ye bir şey belli etmemeye çalışır halde yüzlerindeki endişeyi saklamak için uğraşıyorlardı ama nafile.
Sonuca daha hızlı ulaşabilmek için duygularını dizginleyip boş sandalyelerden birine oturdu. Toprak da tam yanında ayakta durup bir elini Melodi'nin omzuna koymuştu. Onun orada olması bile Melodi'nin daha sağlıklı düşünmesini sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendisi | GÖLGE
Fantasy-Tamamlandı. Bu kitap Gölge serisinin ikinci kitabıdır. Melodi'nin hayatında her şey yolunda gitmeye başlamışken öldürülen bir kızın cansız bedeni üzerinde kendisine bırakılmış bir not bulunur. Kendini feda etmezse herkes birer birer ölecektir. ...