33. Bölüm - Kaybediş

8.1K 872 410
                                    

Şarkıyı açmayı unutmayın, iyi okumalar!





Toprak karşısında duran siyah saçlı kadına  baktı. Sözleri kalbine keskin bir hançerin ucu gibi batmış, nefes almasını engellemişti. Annesi, onun yaşıyor olma ihtimali var mıydı gerçekten?

Emindi, onun yıllar önce öldüğüne emindi ve bu kadının kalbiyle, akıl sağlığıyla bu şekilde oynamasına izin vermeyecekti. Bir an için ona acıdığını hissetti. Bu kadar düşmüş olması, gözü hiçbir şeyi görmüyor olması acı vericiydi. Bir insan kendini bu kadar kaybetmezdi, kaybetmemeliydi.

"Sen delisin," diye mırıldandı Miray'a bakarak.

Miray ise o poker suratıyla Toprak'ı süzdü.

"Delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun tepkidir."

Toprak bir şey söylemeden ona bakmaya devam etti. Bu odadan çıkıp gitmesine izin verilmeyeceğini biliyordu ama içi içini kemiriyordu. Melodi, ne yapıyordu acaba? Ne kadar seslenirse seslensin ondan cevap gelmemişti.

"Siz," dedi koltuğun yanında duran kadına bakarak. "Size gerçekten inanamıyorum. Bir kızınız diğerini öldürecek ve orada sakince durmaya devam ediyorsunuz. İçinizde hiç mi merhamet, hiç mi sevgi yok sizin? 18 yıl Melodi'yi büyüten siz değil miydiniz?"

"Öyleydim," dedi kadın düşünceli sesle. Miray dönüp annesine bakmış, onu süzmekle yetinmişti.

"Annem hangi tarafta olması gerektiğini iyi biliyor sadece," dedi Toprak'a bakarak. Bir şey onu sinirlendirmişti.

"Tarafı oluşturan da sensin, insanları yerlerine yerleştiren de. Kendi kendini Melodi'ye düşman ediyorsun. Bir ablasının olduğunu, ablası onu öldürmek istediğinde öğrendi. Olayın trajikomikliğini anlayamıyor musun? Sen ona ulaşana kadar Melodi senin kim olduğunu bile bilmiyordu."

"Kaçırdığın bir nokta var," dedi Miray. "Ben onun kim olduğunu biliyorum ve bu kadarı yeterli."

"Sen gerçekten delisin," dedi Toprak. "Ona zarar vermene izin vereceğimi sanıyorsan, çok yanılıyorsun."

"Yani onun yerine ölmeyi bile seçersin?"

Miray bu ufak tartışmayı kazanmış gibi gülümsediği sırada Toprak hiç düşünmeden cevap verdi. "Onun güvende olacağından eminsem, evet. Hiç düşünmeden onun yerine ölmeyi seçerim."

Bu cevap, Miray'ın ömrü boyunca kimseden kendisi için duymadığı, duyamadığı ve özlemini çektiği bir cevaptı.

Kaşlarını çatıp Toprak'a baktı. Karşısında duran bu adam, hem ailesine hem de mutluluğuna sahip olmuş kardeşinin yerine ölmeyi göze alacak adamdı. Neden hiçbir şeye sahip olmayan sadece kendisiydi? Neden hiçbir suçu yokken köşeye atılan, her akşam bir sonraki gün ölmüş olmayı dileyerek yaşamaya devam eden kendisiydi?

İçindeki ateş ne zaman sönecekti?

"Çok geç," diye fısıldadı Toprak'a yaklaşarak. "Onun için çok geç."


-


Her şey karışırken, zihnim bir bulanıklığın içinde yüzerken ve ben neden burada olduğumu bile unutmuşken yanağımdan bir damla yaş aktı. "Seni buldum," diye fısıldadım. Şükürler olsun.

Günler, aylar, yıllar sonra sesini duyduğum babamın varlığı zihnimin bütün bulanıklığının arasında kendimi huzurlu hissetmemi sağlamıştı. Bu anı ne kadar beklemiştim, bu anın ne kadar hayalini kurmuştum ben. Ona kavuşmanın, bütün bu pisliğin içinden kurtarmanın ve onunla tekrar yaşayabilmenin hayalini kurmuştum.

Karanlığın Efendisi | GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin