Melodi yaslandığı duvarın arkasında çok da uzun süre saklanamayacağının farkındaydı. Gördüğü o iki kişi bulunduğu yere doğru geliyorlardı ve acilen bir şeyler düşünmesi, fark edilmemesi gerekiyordu. Vücudundaki adrenalin seviyesi o kadar yükselmişti ki görüş açısı daralmıştı ve kalbi deli gibi kan pompalıyordu. Saniyeler kendisine dakikalar gibi gelirken aklından belki de yüzlerce düşünce geçiyor olsa bile hiçbiri mantıklı değildi. Kendini açığa çıkaramazdı, varlığını belli ederse bundan sonra atmayı düşündüğü adımların hepsini birer birer unutması gerekecekti.
Her düşünce saliseler içinde sırayla beyninde yanıp sönerken bir tanesi diğerlerine göre daha dikkat çekiciydi ama belki de en çılgın olanıydı. Toprak'ın kendisine telepati yapmak için odaklanması gerektiğini hatırlattığı zaman canlandı gözlerinin önünde. Bunu başka bir gücünü ortaya çıkarmak için kullanabilirdi. Hemen arkasından başka bir görüntü daha doldurdu zihnini, bu sefer kahvaltı masasında annesinin belki de bir salise içinde şekil değiştirmesini hatırladı. Bunu yapabilir miydi?
Kaçsa bile bunu yaparken görünecek mesafedeydi. Aralarında sadece birkaç adım kalmıştı ve tek engel Melodi'nin sırtını dayadığı duvardı. Başka bir seçeneği yoktu. Eğer yakalanırsa her şey son bulacaktı. Bunu bilmenin bilinciyle gözlerini kapattı ve o ana kadar hiç odaklanmadığı kadar odaklandı zihnindeki düşünceye. Bunu şimdi yapmazsa, bir dahaki sefer diye bir şey olmayacaktı. Arabasına bindiği adamın siluetini canlandırdı aklında.
Aynı anda koridordaki iki kişi, duvara yaslanmış kendilerinden saklanan takipçiden habersizlerdi. "O halde bir dahaki sefer belirlediğimiz vakitte yine burada sizi bekliyor olacağım." dedi bir tanesi.
"Merak etmeyin. Her zamanki gibi." Diğeri de onu onayladığında Melodi'yle aralarında tek bir adımlık mesafe kalmıştı. O adımdan sonra Melodi görüş açılarına girecekti.
"Lanet olsun." diye mırıldandı Melodi. Elini kapüşonuna götürüp yüzünü iyice kapattı. Sadece bir adım. Saniyeler deli gibi uzamıştı. Bu düşünceyle beyninde şimşekler çaktı. Zamanı durdurabilirdi. Tabi ki bunu yapabilirdi, şekil değiştirmesinden daha kolay olacağını düşünüyordu çünkü daha önce yapmıştı.
Elini havaya kaldırdı ve gözlerini açtı. Sırtını duvardan ayırdığında soluna baktı. Saklandığı duvarın yanında çamurlu bir ayakkabının ucunu gördü. Adam tam adımını atacakken Melodi başarmış ve zamanı durdurmuştu. Takip edildiklerinden haberi bile olmayan bu iki insan şimdi bir Gölge'nin sadece kendisi için zamanı geçerli kıldığını yine fark edememişlerdi.
Her saniye Melodi önemliydi ve çok vakti olmadığının farkındaydı. O iki adamı koridorda, kendisini fark edemeden bırakıp bir önceki sefer kadar hızlı koşmaya çalıştı ve merdivenleri ikişer üçer atlayarak indi. Lobiye yaklaştığında yavaşladı ve onun yavaşlamasıyla birlikte hayat hızlandı, bir misafire oda kartını vermek üzere eli havada kalmış otel görevlisi gözlerini kırpıştırıp hiçbir şeyin farkında olmadan kartı sonunda kadına verip güler yüzüyle kadını uğurladı. Valizleri taşıyan başka bir görevli de aynı şekilde asansöre doğru yürümeye, sohbet edip gülüşen bir grup insan çaylarını içmeye devam etti.
Aynı anda 7. katta, ayakkabısına çamur bulanmış o kişi kendini garip hissetti. Ensesindeki tüyler havaya kalkarken merdivene doğru bakıp sandığının aksine boş olduğunu gördü. Diğer kişiyle birlikte asansöre binip kapıyı kapatana kadar şüpheli gözlerle etrafa bakmaya devam etti. 0 yazan düğmeye bastı ve bu garip hissi arkasında bırakmaya karar verdi.
O iki kişi otelden çıkana kadar Melodi saklanmaya devam edecekti. Onlarla dışarıda karşılaşmayı göze alamazdı. Okula dönerken de bir şeyler bulması gerekecekti. Fark edilmemesi gerekiyordu. Herkes diken üstündeydi ve bu durum zorlayıcı olsa da başarabileceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendisi | GÖLGE
Fantasy-Tamamlandı. Bu kitap Gölge serisinin ikinci kitabıdır. Melodi'nin hayatında her şey yolunda gitmeye başlamışken öldürülen bir kızın cansız bedeni üzerinde kendisine bırakılmış bir not bulunur. Kendini feda etmezse herkes birer birer ölecektir. ...