Bölüm Şarkısı: Sufle- Pus
•
Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.
~Sabahattin Ali\ Kürk Mantolu MadonnaİSTANBUL/TÜRKİYE
Doğa ÖZTÜRKBenim ne geçmişimdeki sevgili defterim kabarıktı, ne de kızlarımın kimden olduğu belirsizdi. Ben arkamı dönüp giderken Derin'in çocuklarını taşıyordum, bunu gizlemiş olmam aksi olduğu anlamına gelmezdi. Ben bu sözlere, imalara alışmıştım ama kızlar bunları adlandıramayacak kadar küçük ve masumlardı. Onları bu sözlerden, iğrenç dolu bakışlardan nasıl koruyacaktım, bilmiyordum.
Kızları istemeyecekti, sorun çıkartacak ve bu konuda sürekli tartışma yaratacaktı. Annelerinin ben olmam Merve'nin kızları sevmemesi için büyük rol oynuyordu.
Hayır, ne olursa olsun Derin kızlarının yanında olup onları koruyup kollayacağını, her şeye herkese karşı savunacağını göstermişti. İrdelenmelerine asla izin vermezdi.
Merve benden nefret ediyordu, tamam bunu anlayabilirdim; Derin'i bizimle görmek öfkelenmesine neden olmuştu, bunu da bir yere kadar anlayabilirdim. Lakin küçücük iki çocuktan ne istemişti? Bana daha ağırlarını söylese canım bu kadar yanmayacaktı.
Saniyeler içinde en zayıf noktalarına dokunup kafalarını saçma sapan şeylerle karıştırıp bu hale getirmeyi başaran kadın şimdi gelip ne yaptığına bakmalıydı, belki o zaman olmayan vicdanı sızlar da yaptığından biraz olsun utanırdı.
Ben şimdi onları nasıl toparlayacaktım?
Sarılmak için uzattığım kolumu havada bırakıyorlar, yanlarına yaklaşmama izin bile vermiyorlardı. Bana bağırıp çağırıp kendilerinden en uzak noktaya itiyorlardı. Tutunduğu tek dal çocukları olan ben, onlar böyle yaptıkça kalbimi binlerce bıçağın oyduğunu hissediyordum. Boğazıma oturan o yumru hissi soluğumu kesiyordu ve nefes alamıyordum. Onlar ağladıkça bir el göğüs kafesimi delmek ister gibi canıma kastediyordu.
Elimi göğsüme bastırıp titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.
"O kadın ne demek istedi anne?" Lina dolu dolu gözlerini gözlerime dikmiş kendini sıkıyordu. Lila'nın aksine daha sakin bir çocuk olsa da patlaması an meselesi gibi duruyordu.
"Bizim babamız kim o bile belli değilmiş Lina. Sen anneme daha ne soruyorsun?" Yatağın üstünden aldığı yastıkları yere fırlatıyor çığlık atarak ağlıyordu.
"Babamız belli değil! Kim bizim babamız anne?"
"Sen hep bizi kandırıyorsun. Neden bunu yapıyorsun?"
"Biz senden sadece babamızı istedik!" Hıçkırdı.
Özür dilerim kızlar... Bu kadar yıpranacağınızı bilemedim, ben size yeterim sandım. Yanıldım...
"Sen daha sende bir fotoğrafı bile olmayan babamızın bize geleceğine inandırdın. Nasıl bir baba, yüzü nasıl, sesi nasıl bizi bunlardan mahrum ettin sen!"
"Bizi hep susturdun, hep gelecek dedin, sen bizi hep kandırdın."
Bu halde olmalarının tek suçlusu bendim. Onlara en büyük kötülüğü yalan söyleyerek ben yapmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/165902313-288-k122662.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMEL
Ficción GeneralBir tarafta çocuklarından habersiz yaşayan bir adam. Diğer tarafta günden güne baba özlemiyle yanan; sesini, kokusunu, görünüşünü merak ederek büyüyen iki çocuk. Ve tüm bunlara sessiz kalarak onu terk edip ruhunu paramparça eden adamın çocuklarını h...