Zilan,"Evet anne."
Annesi Zilan'a salonda oturmasını baban gelince beraber yemek yiyeceklerini söyledi.
Zilan odasına gidip kitabını aldı. Okumak için salona geldi. Kanepeye oturup okumaya başladı. En iyi arkadaşın, sırdaşın, kitap olduğundan artık emindi. Çünkü konuşmadığı için onu dışlamıyor, ona kızmıyordu. Kuzenleriyle yaşadığı küçük sorunu annesine anlatmamıştı. Gerekte duymuyordu, aralarında olan bir sorundu sonuçta.
Anneside mutfakta kocasının sergilediği tavrı nasıl çözeceğini düşünüyordü. Sorunların çözülmesinin kocasına karşı çıkmamak, her sözüne"Evet"demekti ama kızını da yüz üstü bırakmak istemiyordu. Kızının hayallerini, umutlarını, görmezden gelmiyordu, bunlar bir yana kızının onun gibi küçük yaşta evlendirilip böyle büyük bir yükü şimdiden sırtına yükleyip, hayatının mahvolmasını ve gözlerindeki ışıltının sönmesini istemiyordu.
Annesi, bunları düşünürken kocası eve gelmişti. Zilan'ın elindeki kitabı görünce derin bir off çekti. Kızına,"Boş hayallere kapılma, o elindeki kitabı bırak da annenden biraz ev işlerini öğren seni evlendirmenin zamanı geldi de geçiyor."
Zilan ağlamaya başladı. Elindeki kitabı küçük umutlarıyla beraber ellerinden kayıp yere düştü.
Babasına bağırarak,"Ben evlenmeyeceğim."
Babası sert bir konuşma üslubuyla"Bağırma! hep annenden yüz buluyorsun zaten."
Zilan'ın bağırmasıyla annesi koşar adımlarla salona geldi. Zilan'ın ağladığını görünce Zilan'a odasına gitmesini söyledi. Zilan oturduğu yerden kalkıp odasına gitti.
Annesi kocasına,"Neden böyle yapıyorsun?Cehalet barındıran bu hayatı biz yaşadık diye kızımız da yaşamak zorunda mı?"diye bağırdı.
Kocası,"Önce ses tonuna dikkat et! Sonra konuş, yoksa ağzını dağıtırım."
Karısı kocasına,"Neden?" Kocası,"Köyün gelenekleri yıllardır bu şimdi mi itiraz etmek geldi aklına? Daha fazla zorlama. Çünkü sabır tahammül sınırlarımı aşıyorsun, sinirlenmeye başlıyorum, kendimi daha fazla tutamayabilirim."
Karısı ağlamaklı titreyen ses tonuyla,"Gelenekleri yerine getirmek zorunda mısın? Bir tane kızımız var. Küçük yaşta evlendirmek yerine okula gönder, sen-ben gibi cahil kalmasın."
Kocası sinirli bir şekilde karısına bakıyordu.
Karısı,"Israrcı olacak mısın bu düşüncen konusunda?"
Kocası bağırarak,"Yeter lan yeter sözümün üstüne söz söylemeyi ve bana akıl vermeyi bırak,"diye karısını hırpalamaya dövmeye başladı. Karısının yüzü gözü morluklar içerisinde acıdan bağırmaya ağlamaya başladı. Zilan annesinin çığlıklarına daha fazla kulak tıkayamadı, odadan koşarak geldi, ağlıyordu, babasının annesini dövmesini engellemeye çalışıyordu ama gücü yetmiyordu. Babası aklı başına gelir diye karısını birkaç dakika dövdükten sonra artık dövmeyi bıraktı ve bitkin düşmüş bir halde yere oturdu. Zilan annesine sarılmış ağlıyordu.Bir süre sonra annesini yerden kaldırdı. Annesi Zilan'la beraber Zilan'ın odasına yöneldi. Babası karısının gitmesine izin vermedi.
Karısına,"Biz ne zamandan beri ayrı yatıyoruz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜRT KIZI
Short StoryIrkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine pisikolojik bir hastalıktır. Malcolm X Hiç kimse kendi kaderinden sorumlu değildir. Herkes kendi kaderini yaşar ama unutma herkes yaptığından sorumludur. ...