Zilan,"Olur."
Sıla, iki kahve yapıp Zilan'la karşılıklı oturdu.
Sonra karşılıklı sohbet etmeye başladılar.
Sıla, Zilan'a"Seninle altı aydır aynı yerde yaşıyoruz ama birbirimizle yakından tanışma fırsatımız olmadı.
Daha doğrusu kendinden bize hiç bahsetmedin. İsmin hariç nesin necisin bilmiyoruz.
Ben seni tanımak, seninle arkadaş olmak istiyorum.
Mesela ilk geldiğin gün annemi babamı kaybettim İnstanbul'da dayımla yaşıyorum dedin. Eğer üzülmeyeceksen annen ve baban nasıl öldüler? Diye sorabilir miyim?"
Zilan elindeki kahve fincanını brakıp onu can kulağı ile dinleyen Sıla'ya"15 yaşındaydım akşam saatleriydi.
Kitabımı okurken kendimden geçip uyumuşum.
Sonra daha önce hiç duymadığım bir sesle yatağımdan korkuyla uyandım etrafa bakındım. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Daha ilk sesin korkusunu atlatamamışken aynı sesi ikinci kez duydum. Odamdan koşar adımlarla çıkıp salona geçtim ardından annemin ve babamın odasına yöneldim kapı açıktı. İçeri girdiğimde babamın elindeki silahı ve ikisinin kanlar içerisinde yattıklarını gördüm."
Zilan'ın gözlerinden istemsizce yaşlar akmaya başladı.
Sıla, gözyaşlarını silen Zilan'a"Acılarını ilk günkü gibi hissettiğini bilseydim sormazdım."
Zilan gözyaşlarına hakim olmuştu ama boğazındaki tarifsiz acı geçmiyordu.
Sıla,"Özür dilerim."
Zilan,"Önemli değil. Hayat işte acısıyla tatlısıyla geçiyor."
Sıla,"Sormanda bir sakınca yoksa ölüm sebepleri neydi?"
Zilan, buruk bir acıyla Sıla'ya tebessüm etti.
"Benim yüzümden. Okula gitmek istiyordum ama babam ise beni evlendirmek istiyordu. Kız çocuğu okula gidemez diyordu. Annemde beni evlendirmeyip tekrar okula göndermek için babamla konuşuyordu ve sonuç ikiside şimdi yoklar."
Sıla, Zilan'ın çok üzüldüğünü görünce konuyu uzatmak istemedi.
"Kapatalım artık bu tatsız konuyu."
Sıla,"Peki erkek arkadaşım yok dedin sevdiğin biri var mı?"
Zilan,"O da yok."
Sıla,"Neden ki? Bu kadar güzel ve şu an bana boncuk gözleriyle bakan kızın nasıl erkek arkadaşı sevdiği olmaz. Hiç mi hayatını paylaşacağın birisini istemiyorsun yanında,"
Zilan,"Hayatımı paylaşmak, her anımı onunla geçireceğim bir sevgiliye gerek duymadım. Çünkü sadece hayallerimi ve özgürlüğümü haykıracağım yolda tek başıma yürümek ve bir erkeğe gerek duymadan ayaklarımın üstünde durabilen saygın bir kadın olmak istiyorum."
Gülerek"Nasıl olacaksa artık."
Sıla,"Vay canına bu sessizliğin içinde neler varmış. Bu demek oluyor ki insanoğlunu tanımak için yüreğine dokunmak gerek. Çünkü bazen dışarıdan göründükleri gibi olmuyorlar."
Zilan,"Aynen öyle."
O sırada Umut gelip sandalyeye oturdu ve"Ne kaynatıyorsunuz kızlar?"
Sıla,"Bu seni hiç ilgilendirmeyen konular haydi ikile."
Umut, Zilan'a dönüp"Sıla, delidir deli onunla takılma."
Sıla,"Kalk buradan yoksa başından aşağı bu kahveyi dökerim."
Umut, kalktı ve Sıla'ya gülerek"Maymun suratlı makyaj bile seni güzelleştirememiş," dedikten sonra arkasına bile bakmadan koşar adımlarla uzaklaştı.
Sıla,"Kafe, kafe değil tam bir tımarhane bir tane normak insan yok."
Zilan,Müşterilerin geldiğini görünce Sıla'ya"Ben artık kalkayım," dedikten sonra gelen müşterileri gösterdi.
Sıla,"Bu acı ama bir yandan da güzel sohbet için teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜRT KIZI
Short StoryIrkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine pisikolojik bir hastalıktır. Malcolm X Hiç kimse kendi kaderinden sorumlu değildir. Herkes kendi kaderini yaşar ama unutma herkes yaptığından sorumludur. ...