Zilan,"Rica ederim. Bir dahaki sohbette soru sırası bende olur mu?"
Sıla,"Olur."
Zilan,"Neyse ben gideyim," dedikten sonra işinin başına döndü ve ona hakarette bulunan Ömer'le karşi karşıya gelmemek için elinden geleni yapıyordu.
Aynı ortamda bulundukları için Ömer'le yan yana geldiklerinde hızlı bir şekilde oradan ayrılıyordu.
Köşe kapmacalı bir günün sonuna gelmişti.
Eve gitme zamanıydı.
Zilan dışarıda onu bekleyen dayısıyla eve gitti.
Zilan, yengesine"Yemek yemeyecek kadar yorgunum uyumak istiyorum."
Yengesi,"Tamam git."
Zilan odasına gidip yatağına uzanıp mışıl mışıl uyudu.
Zilan, Ömer'le yaşadığı ırkçılık tartışmasını dayısına söylememişti.
Çünkü bunun gereksiz bir tartışma olduğunu ve Ömer'in bir daha bu konuşulması bile lüzumsuz tartışmayı sürdürmeyeceğini düşünüyordu ama yanılıyordu.Bu olayların üstünden bir beş ay daha geçmişti.
Zilan, Ömer'in defol git buradan cümlesini duyazdan gelerek gidiyordu işine.
Ömer o beş ayda her Allah'ın günü hakaretlerine devam etmiş, iyice çizgiyi aşmıştı.
Zilan hayalini gerçekleştirecek olan işinden küçükte olsa bu umudundan vazgeçmek istemiyor.
Zilan kafeye gelmiş işini yapıyordu.
Ömer'le göz göze gelmemek için başı önünde çakışıyordu.
O gün Zilan tuvaletten çıkmış ellerini yıkıyordu.O sırada Ömer içeri girdi.
Zilan'a haddinden fazla yaklaştı.
Zilan korkuyordu.
Bütün vücudu titriyordu.Zilan,"Çıkar mısın?"
Ömer, Zilan'ın elini tutup"Neden bu kadar titriyorsun?"
Zilan, elini çekip oradan çıkmaya çalıştı ama Ömer engel oldu.
Ömer,"Ben senin için buraya geldim. Sende gitmeye çalışıyorsun."
Zilan, titreyen sesiyle"Lütfen bırak gideyim."
Ömer,"Benim için alışkanlık oldun kürt köpeği. Sana laf atamadan duramıyorum."
Zilan,"Saçmalamaya başladın bırak beni yoksa bağırırım."
Ömer,"Keyfin bilir. Söyleyeceğim bir yalanla paçayı kurtarırım ama sen rezil olursun. İnsan içine çıkacak yüzün olmaz."Zilan'a daha da yaklaştı...
Zilan, Ömer'in nefesini yüzünde hissediyordu.
Ömer,"Aslında siz kürtleri sevmememin bir nedeni yok ama yine de size tahammül edemiyorum."
Zilan, artık kendini tutamıyordu ağlamaya başladı.
Zilan,"Yazık sana."
Ömer,"Haddini bil seni burada öldürür parçalara ayırırım kimsenin ruhu duymaz."
Zilan, Ömer'in bu sözleri karşısı da gözleri kocaman açıldı.
Tekrar dışarı çıkmak için kapıya yöneldi.
Ömer, kolundan tutup"Nereye,"
Zilan sinirlendi.
Ömer'e dönüp bütün kuvvetiyle tokat attı ve "Yeter kendine gel!"
Ardında koşar adımlarla oradan ayrıldı.
Ömer ise peşinden çıktı.
Zilan ağlıyordu.
Müşterilerin olduğu bölüme gitti.
Zilan'ın korkmuş ve ağlıyor olduğunu gören çalışma arkadaşları Zilan'a "Sana ne oldu?"
Zilan arkasına döndü.
Ömer'in geldiğini görünce kafeden dışarı koştu.
Korkudan nereye koştuğunu bilmeden kaçıyordu.
Çalışma arkadaşlarıda onun peşinden gidiyordu.
Zilan iğne atsan yere düşmeyecek insan topluluğunun bulunduğu bir meydandaydı.
Ağlıyordu, koşmaktan yorulmuş meydanın ortasında yere oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜRT KIZI
Short StoryIrkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine pisikolojik bir hastalıktır. Malcolm X Hiç kimse kendi kaderinden sorumlu değildir. Herkes kendi kaderini yaşar ama unutma herkes yaptığından sorumludur. ...