BÖLÜM 18

98 13 0
                                    

Yorucu, bir günün ardından daha akşam olmuş, sadece saatler kalmıştı. İstanbul'a varmalarına.
Dayısı, Zilan'a"Babanın annenin nasıl veya niçin birbirlerini katlettiğini biliyor musun? Ölüm nedeni daha gün yüzüne çıkmadı."
Zilan'ın gözlerinden gözyaşı damlaları peş peşe akmaya başladı.
Dayısı,"Ağla diye sormadım o evde olduğun belki olaya şahit olduğunu düşündüğüm için sordum."
Annesini babasının öldüğü gün tekrar gözünün önüne geldi.
Tartışmaları benim yüzümden başladı diyemedi.
Göstereceği tepkiden korkuyordu ve sadece sustu.
Dayısı,"Sen anlatmak isteyinceye kadar bu konuyla alakalı hiçbir şey sormayacağım."
Elleriyle gözyaşlarını sildi ve "Ağlama."
Zilan kendini toparlamaya çalıştı.
Olayı amcasına anlatmadığı gibi dayısına da anlatmamıştı.
Kendince belki anlatırsa onu ortada bir başına bırakacağından korktuğu için susuyordu.
O sırada İnstanbul'a gelmişlerdi.
Otobüs otogara yanaşıp durdu.
Yolcular teker teker inmeye başladı.
Dayısı da Zilan'ın elinden tutup otobüsten indi.
Zilan geç saatlere rağmen şehrin kalabalığından ve ışıltısından gözlerini alamıyordu.
Dayımı kaybedersem kaybolurum korkusuyla dayısının elini sıkı sıkı tuttu.
Biraz ilerledikten sonra dayısı yoldan bir taksi çevirdi.
Taksiye binip oturdukları yerin adresini verdi.
Taksi oturdukları apartmanın önünde durdu.
Dayısı ödemeyi yaptıktan sonra Zilan'la beraber taksiden indiler.
Dayısı,"İşte yeni evin burası."
Dayısı büyük bir apartmanın en üst katında oturuyordu.
Apartmana girip asansörle evinin olduğu kata çıktılar.
Dayısı kapıyı anahtarla açtı.
Kapıyı çalıp eşini uyandırmak istemedi.
Çünkü saat baya geç olmuştu.
Dayısı Zilan'a uyuyacağı odayı gösterip,"Korkuyorsan burada koltukta yatabilirim."
Zilan,"Korkmuyorum."
Dayısı,"Tamam o zaman ben uyumaya gidiyorum bir şeye ihtiyacın olursa odam karşıda," dedikten sonra odasına gitti.
Yorgunluktan kıyafetlerini değiştirmeden yatağa uzandı ve bataniyeyi üstüne çekti.
Karısı gözlerini açtı.
Kocasını görünce,"Ne zaman geldin?"
Kocası,"Az önce ama şimdi yorgunum detayları yarın anlatırım."
Karısı,"Tamam."
Zilan da kıyafetlerini değiştirmiş yatağına uzanmış uyuyordu.
İkiside çok yorgundu top patlasa uyanmazlardı.
Sabaha kadar mışıl mışıl uyudular.
Karısı sabah kalkıp kahvaltı hazırlamıştı ve kocasını kaldırmak için odasına gitti.
Karısı, kocasının baş ucunda durup yüksek sesle,"Kalk kahvaltı hazır."
Kocası gözlerini açıp,"Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum. Sende o arada diğer odada yatan yeğenimi kaldır."
Karısı,"O da mı burada? Dün gece hiç bahsetmedin."
Kocası,"Yorgundum. Hem Muş'a onu getirmek için gitmedim mi?"
Karısı,"Dün gece söylemediğin için getirmedin sandım."
Kocası,"Sana yarın anlatırım dedim ya, elimi yüzümü yıkayayım beraber uyandıralım."
Karısı,"Tamam bekliyorum."
Kocası yatağından çıkıp elini yüzünü yıkadı ve karısıyla Zilan'ın kaldığı odaya gitti.
İçeri girdiklerinde Zilan uyanmış yazmasını alıp başını örtüyordu.
Dayısı,"Uyanmışsın."

KÜRT KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin