Kısa sürede alevler, kıyafetlerini ve halının tamamını sardı. Büyük bir heyecanla okumayı bitirmek istediği ama bitiremediği kitabı ağlamaktan şişmiş gözlerinin önünde yanıyordu. Kitabını annesinin ve babasının arasındaki kavganın fitilini ateşlediği ve her okuduğunda onların öldüğü günü hatırlamamak için yakıtı.
Onun için imkânsız bir hâl alan hayalleri, umutları, önündeki ateş gibi yanıp kül oldu. Ardından eve girdi. Kıyafetlerini ve günlüğünü çantasına yerleştirdi. Çantasını alıp dışarı çıktı.
Aslında Zilan sırtında çantası dışarda onu hayallerini gerçekleştirmeye uğurlayan anne babasını istiyordu yani hep o günlerin hayalini kuruyordu.
Şimdi ise o kurguladığı hayalin tam tersini yaşıyordu. O evden hayallerine değil de anne ve babasız yani yetim bir hayatta bomboş bir ev tarafından uğurlanıyordu. Zilan evin kapısını kilitledi. Çantasını alıp amcasının evinin yolunu tuttu. Birkaç dakika sonra amcasının kapısının önüne geldi yeni hayatında gözü yaşlı bir şekilde huzur diliyordu Rabbinden. Kapıyı çaldı. Yengesi kapıyı açtı. Zilan'a,"Hoşgeldin içeri gir."
Zilan,"Hoş bulduk." dedikten sonra içeri girdi.
Amcası,"Gel Zilan yanıma otur."
Zilan amcasının yanına oturdu. Zilan'ın gelmesine kuzenleri pek sevinmemişti ama Yağmur hariç çünkü Zilan'ı çok seviyordu.
Amcası Zilan'a,"Bundan sonra bizimle yaşayacak hayatımıza ayak uyduracaksın."
Zilan,"Olur amca."
Yengesi Zilan'a,"Kalk kıyafetlerini Yaren'in dolabına yerleştir ve biraz uyu dün akşamdan beri uyumamışsın."
Yaren annesine dönüp sinirli bir şekilde,"Benim dolabımda yer yok."
Yağmur,"Tamam o zaman benim dolabımda yer var kıyafetlerini oraya yerleştirelim."
Zilan'ın elinden tutup kaldırdı,"Hadi odamıza gidiyoruz." Odaya gittiler.
Yağmur kıyafet dolarının yerini
gösterip,"Kıyafetlerini buraya yerleştir."
Zilan Yağmur'un dolabına kıyafetlerini yerleştirdi.
Yağmur Zilan'a yatacağı yeri gösterip odadan çıktı. Zilan yatacağı yere uzandı. Bataniyeyi üstüne çekip uyudu.
Akşam olmuş.
Yengesi akşam yemeğini hazırlamıştı. Yemek yemesi için Zilan'ı uyandırmaya gitti.
Zilan'ı görünce uyandırmaya kıyamadı.
Eliyle yanağını okşadı. Zilan gözlerini açtı."Ne oldu yenge?"
Yengesi,"Gel yemek ye."
Zilan kalktıktan sonra beraber salona geçtiler.
Zilan sofraya oturdu. Durgundu.
Bir türlü kendine gelemiyordu.
Amcası,"Hadi soğutmadan yemeğini ye daha sonra uyumaya git hala yorgun görünüyorsun."
Zilan başını sallayarak amcasını onayladı.
Zilan Yaren'in yanına oturmuştu.
Yaren, Zilan'ın yanından kalkıp Yağmur'la yer değiştirdi.
Zilan'dan rahatsız olmuş, varlığını hazm edemiyordu.
Elvan ise Zilan'a karşı bazen iyi bazen de kötüydü. Yağmur iki kız kardeşi gibi değildi, iyi niyetliydi. Hiç kimseye kin, nefret , öfke vb. şeyler beslemiyordu.
Zilan'ın varlığından hoşnut duyuyordu.
Zilan annesinin ve babasının üzüntüsünü yaşıyordu. Yaren'in kendisinden rahatsız olup yanından kalkmasına duyduğu kine anlam vermemişti.
Yemek yedikten sonra herkes uyumak için odalarına gitmişlerdi.
Yaren, Elvan ve Yağmur uyumuşlardı. Zilan ise yatağına uzanmış uyuyamıyordu. Annesinin, babasının ölümü ve ondan önceki günleri unutamıyor, suçluluk duygusu hissediyordu.
Amcasına veya bir başkasına anne ve babasının onun eğitim sevdası yüzünden öldüklerini söylememişti, söyleyemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜRT KIZI
Short StoryIrkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine pisikolojik bir hastalıktır. Malcolm X Hiç kimse kendi kaderinden sorumlu değildir. Herkes kendi kaderini yaşar ama unutma herkes yaptığından sorumludur. ...