Yavaş adımlarla piknik yapacağımız alana doğru yürüyorduk. Ne o konuşuyordu ne de ben. Susmak hiç bu kadar koymamıştı içime. Ara sıra göz göze geliyorduk ve bir saniye bile bakamadan kafalarımızı çeviriyorduk. Gözlerim ileride olan kalabalığı görünce buruk bir şekilde gülümsedim. Emir koşarak yanımıza gelince bir sorun olduğunu anlamış gibi ciddileşti.
"Ne oldu yenge?" Dedi bana.
"Hiç." Dedim ve yanlarından uzaklaştım. Şimdi tüm bu sorunları unutup Lina'ya mutlu görünmek zorundaydım.
"Birtanem hoşgeldiin." Dedi Lina bana sarılarak.
"Hoşbuldum." Dedim gülümsemeye çalışarak.
Herşey çok güzeldi. Etraf süslenmişti, sesli şarkılar açılmıştı, herkesin içinde bir hüzün vardı ama hepsi saklamaya çalışıyordu, bir ara Emir'in uzaklaşıp ağladığını fark ettim ve onu yalnız bırakmamın doğru olduğunu düşünüp yanına gitmedim.
Ben bir ağacın altına oturmuş öylece bir noktaya bakınırken yanıma oturan kişi elini boynuma attı."Herşeyin farkındayım sakın itiraz etme." Dedi Yunus.
Ben tam ağzımı açıp birşey diyecek iken konuşmaya başladı."Özür dilerim seni çok boşladım. Her an yanında olmak istedim ama Can sana çok iyi geliyordu o yüzden ben de ikinizi hep yalnız bırakmak istedim. Seni çok seviyorum kardeşim. Bu sefer sen istesen bile seni bırakmayacağım. " dedi Yunus.
Birşey demeden elimi boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başladım."Şş. Lütfen güzelim lütfen. Ağlama mavişim n'olur."
Birbirimize sarılı bir şekilde durarken arkamızdan gelen öksürme sesiyle ayrılıp arkamıza döndük.
Can...
"Sarılma faslınız bittiyse gidiyoruz. Lina'yı hastaneye bırakacağız. Ama istesemezseniz kalın." Dedi ve arkasını dönüp gitti. Boğazımda oluşan düğüm ile kalakalmıştım.
Ne de güzel yürüyor aşkım benim.
Yunus kalkıp elini bana uzattı. Elini tutup ayağa kalktım. Elimle gözyaşlarını silerek burnumu çektim.
Birlikte el ele masaların olduğu yere geldik. Lina arkadaşlarıyla sarılıyordu. Güzelim sarı saçları yoktu ve bu onu çok üzüyordu. Gözlerimin dolduğunu hissedip çaktırmadan arkamı döndüm. Yunus anlamış olacak ki kulağıma fısıldadı.
"Şimdi olmaz mavişim."
Gülümsemeye çalışarak önüme döndüm. Lina Can'a doğru adımladığında Can'ın gözlerinin dolduğunu gördüm. Göz göze geldiğimizde 'yapma' der gibi başımı sağa sola salladım yavaşça. Gözlerini benden ayırıp kardeşine dikti. Kulağına birşeyler fısıldayıp sıkıca sarıldı. Ortamdaki herkesten burun çekme sesi geliyordu. Ve kimisi de dayanamamış ve lavaboya ağlayarak gitmişti. Aramızda en güçlü kalan Lina'ydı. Çok canı yanıyor olmalıydı...
Lina Yunus'a döndüğünde sımsıkı sarıldılar. Sonra Yunus birşeyler geveleyip Lina'yı güldürmüştü. Tekrar sarıldıklarında sıra bana gelmişti.
Lina bana o mavi gözleriyle bakarken ağlama hissi ile dolup taşıyordum."İroşkoşkoş..." dedi gülümsemeye çalışarak.
"Linoşkoşkoş..." dedim taklidini yaparak.
Birbirimize sarılıp biraz öyle kalmıştık. Sonra ayrıldığımızda ise ağladığımı yeni fark ediyordum. Tam gözyaşımı silecekken bir el havadaki bileğimi sımsıkı tutup beni çekiştirdi. Tabii ki de Can'dı.
Beni ilerideki çeşmeye doğru sürükleyince elimi sertçe çektim.
![](https://img.wattpad.com/cover/216406568-288-k11883.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyalara Fısılda (TAMAMLANDI)
ChickLitBaşka bir ülkede eğitim almaya başlayan İrem, hiç tanımadığı bir ailede kalır. Hayatının aşkı ile aynı çatı altındadır ama farkında olması uzun sürmüştür. Sevdiği adamın kız kardeşinin kanser olma sebebi tüm sırları açığa çıkarmamak için önemli bir...