Bu bölüm yeni"Beni beklesene" dedikten sonra yere eğilip bağcıklarımı bağladım.
"Bu kaçıncı bağlayışın?" üç.
"Sürekli açılıp duruyor, ben ne yapayım Güneş?"
Doğrulup ona baktım. "Bağlayamıyorsun" oda olabilirdi.
Koridorda durup durup bağcıklarımı bağlıyordum. Bir türlü kantine gidememiştik.
"Ayça" ayakkabılarıma bakmasıyla kafamı eğdim. Bu sefer diğeri açılmıştı. O gülerken ben sinirle inledim.
Artık cırt cirtli ayakkabı giyecektim.
"Dur, ben bağlayayım" o önümde çökerken itiraz bile edememiştim.
"Aferin köle" dememle güldü.
"O Duru'nun lafı"
Duru'nun canı cehennemeydi. Notlarımı alıp para karşılığında satmıştı. Ve bana sadece beş lira vermişti. O beş lira ile de kendine tost aldırmıştı.
"Oldu" ayağa kalkınca ona baktım.
"Teşekkür ederim" gülümsedi. "Ayça" adımı duymamla soluma döndüm.
Ceren bize doğru geliyordu. Üzerinde basketbol takımının forması vardı ve şu an çok güzeldi, gerçi her zaman güzeldi. O yanımızda dururken Güneş'in gülümseyen yüzü tersine dönmüştü.
"Efendim" dedim hala da bir cevap vermediğimi fark edince.
"Konuşabilir miyiz?" diye sordu Güneş'e bakarak. Her geçen gün daha da kibarlaşıyor gibiydi.
"Tamam"
Ceren yürürken arkasından gitmeden önce Güneş'e "Ben Ceren ile konuşup gelicem" dedim. O kafasını sallarken Ceren'i takip ettim.
Beraber yan yana bahçede yürürken diyeceği şeyi bekliyordum. Bir şey demese de olurdu. Ceren ile bahçede yürüyordum, bu pek olağan değildi.
"Iıı" ensesini kaşıdı. Bu hali fazla tatlıydı.
"Akşam sinemaya gidicem"
Kafamı salladım. Bu bilgiyi bana verdiği için teşekkür mü etmeliydim?
"Sen de gelsene"
Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken durdum. "Ben mi?" diye sordum emin olmak için.
"Sence?" diye sormasıyla güldüm.
"Hangi filme gidiceksin?" düşünmemiş gibi bir hali vardı.
"Orda karar veririz" dememle gülümsedi. Gülümsemesini öpmek nasip olur muydu be?
"Tamam" diyerek yürümeye devam etti. Ona ayak uydurup ben de yanında yürümeye başladım.
"Final maçı ne zaman?"
Çeyrek final oynayan başka iki takım kavga ettiği için ikisi de elenmişti. Bizim okul ise direk olarak finale çıkmıştı.
"Yarın" bu kadar erken olmasını beklemiyordum.
"On ikinci sınıflar için turnuvayı kısa kesmeye karar verdiler" bu kurduğu en uzun cümlelerde ilk üçe girerdi.
"Nersde oynanacak?"
"Gelecek misin?" diye sormasıyla "Evet" dedim.
Ellerini cebine sokup "Merkezdeki basketbol sahasında" dedi, yakındaydı.
"E heyecan var mı?" sorduğum soru normal bir soruydu ama sorduğum kişi normal değildi.
"Ne zaman heyecanlandığımı gördün?"
"Hiçbir zaman"
Duru'nun yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Güneş telefonuyla uğraşırken Duru sessizce çikolatasını yiyordu.
"Ne oluyor?" ikisi de bana baktı.
"Hiç"
"Hiç"
Aynı anda konuşmuşlardı ve ikisinin de morali bozuktu.
"Kavga mı ettiniz?"
Duru kafasını hayır anlamında salladı. Duru bir sorunu olduğu zaman ikimiz tekken anlatırdı, o yüzden onu es geçip Güneş'e döndüm.
"Bir sorun mu var Güneş?"
"Yok"
Vardı ama üzerinde durmamaya karar verdim, o yüzden konuyu değiştirmek adına"Yarınki maçta oynayacak mısın?" diye sordum.
Kafasını salladı. Dizindeki ağrı geçmiş olmalıydı.
"Bu akşam ders çalışıyoruz, değil mi?" Duru'nun sorusuyla afalladım.
"Ne dersi?" ben niye hatırlamıyordum?
"Fizikte bir konu vardı ya hani bana anlatacağın"
İki gün önce test çözerken Güneş'e söz vermiştim ve Duru ben de geleyim demişti.
"Cumartesi günü çalışsak olur mu?"
Güneş'in "Bu akşamın neyi varmış?" diye sormasıyla "Hiç" dedim.
Ona söz vermişken onu ekip Ceren ile sinemaya gideceğimi söylesem fazlasıyla kırılırdı. Kötü bir arkadaştım.
"Biraz hava alalım mı?" Duru ayağa kalkarken sormuştu.
Güneş ödev falan diyip bizimle bahçeye gelmek yerine sınıfa kaçmıştı. Son zamanlarda onu anlamakta zorluk çekiyordum. Bir anda tüm morali gidebiliyordu. Artık sorgulamayı bırakmıştım.
"Babamla annem dün kavga etti" kolumu Duru'nun omuzuna attım ve kafasından öptüm.
"Her çift arasında olur öyle şeyler, fazla büyütüyorsun" Duru böyle şeyleri kafasına fazla takan bir insandı. Aslında ben ne desem boştu. Detayları verirken sessizce onu dinledim.
"Her neyse, sen Güneş ve beni niye ektin?" gülümsemesiyle göz devirdim. Konuyu değiştirme hızı mükemmeldi.
"Ceren ile sinemaya gidicem" kahkaha atmasıyla anlamsızca ona baktım.
"Güzel şakaydı" gülümsedim.
"Şaka değil" dememle "Siktir deli" dedi.
Ciddi bir şekilde ona bakmam karşılığında inanmış olacak ki ağzı şaşkınlıkla açıldı.
"Nasıl? Ne? Ne zaman? Kim?"
EVET KARARI SİZE BIRAKIYORUM
Ceren mi? Güneş mi?
Ne düşünceli bi yazarım
![](https://img.wattpad.com/cover/201625411-288-k600662.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız |gxg|
AcakBazen kendinizi o kadar çok inandırırsınız ki bazı şeylerin hayal olduğuna, asla gerçekleşmeyeceğine, imkansız olduğuna; imkanı bile olsa inanmışlığınız olacak olanı oldurtmaz.