'12

4.1K 370 121
                                        


"Im sos cidden çok güzel" kafamı kaldırıp ona baktım.

"Sos güzel de, makarna eh işte" tek kaşımı kaldırdım. Makarnayı ben yapmıştım.

"Neresi eh işte?"

"Pek beğenemedim" dedi suyundan bir yudum alırken.

"Sen yapsaydın o zaman" bardağını masaya bıraktı.

"Çok çabuk sinirleniyorsun" kafasını önüne eğip makarnasıyla ilgilenmeye başladı. "Eh işte değil de onun bir tık üstü gibi" böyle de iyi kalpliydi.

Bardak elimden düşüp kırılınca küçük bir çığlık attım. Ceren koşarak yanıma gelirken yere baktım.

"Bardak kırıldı ya" kafamı kaldırıp Ceren'e baktım.

"Ben de bir şey oldu sandım" diyerek yere baktı.

"Sen geç içeri ben bunları temizler gelirim" kafasını hayır anlamında salladı.

"Nereye elini atsan kurutuyorsun Ayça. Elleme bir yeri" yere çöktü.

"Neden bana sürekli laf sokuyorsun?" yere çöküp ona baktım.

"Gerçekleri söylüyorum sadece" gerçekleri söylüyormuş, öküz. Yerdeki cam parçalarını toplamaya başladı. Göz devirip elimi cam kırıklarına attım.

"Elleme sakın" demesiyle eş zamanlı elimi kestim. Ben acıyla inlerken elindeki cam kırıklarını bırakıp elimi tuttu.

"O kadar da elleme dedim. Sen beni nerenle dinliyorsun?" diye sormasıyla parmağımdaki kanı gördüm.

"B-beni kan tutuyor" gözlerimi kapattım. "Çocuk gibisin" elimden tutup beni de ayağa kaldırdı.

"Bakma" kısık gözümü kapattım.

"Hem kan tutuyor diyorsun hem de çaktırmadan bakmaya çalışıyorsun" gülmemek için alt dudağımı ısırdım. Parmağıma yara bandını sardığını hissediyordum.

"Bitti mi?" diye sordum. Elimi bırakmıştı. Gözlerimi açmamla ne kadar yakın olduğumuzu fark ettim.

"Bitti" diye fısıldadı. Bana yaklaşmasıyla gözlerimi kapattım. Nefesini dudaklarımın üzerinde hissediyordum.

"Ayça, sana diyorum. Ayça. Kızım ayılsana artık. Şşşt Ayça" gözlerimi açmamla yerimden sıçradım. Ceren kolonyayı burnuma dökerken elini ittip öksürdüm.

"Sonunda" diyerek kolonyayı sehpaya bıraktı. "Öldüğünü sandım"

"Direk ağzıma dökseydin kolonyayı" derin bir nefes aldım. Bir insan bayılan birinin burnuna neden kolanya dökerdi ki?

"Ayılmasaydın onu da yapacaktım" göz devirdim.

"Ne oldu bana?" diye sordum burnumdaki ıslaklığı silerken.

"Seni ayağa kaldırmamla eş zamanlı parmağındaki kanı gördün ve bayıldın. Zor tuttum seni cam kırıklarının üstüne düşme diye" en azından tutmuştu, tutmaya da bilirdi.

"Teşekkür ederim" diye mırıldandım.

"Sen baygın iken niye gülümsüyordun?" az önce gördüğüm hayal çok gerçekciydi, yanaklarım kızarırken bakışlarımı kaçırdım.

"G-gülümsüyor muydum?" anlamsızca bana bakıyordu.

"Niye gülümsüyordun diye sorduğuma göre?"

"Bilmiyorum" diye mırıldandım.

"İyisin, değil mi?" kafamı salladım.

"İyi o zaman. Saat de geç oldu. Ben artık evime gideyim" bir şey dememe fırsat vermeden odadan çıktı. Ayağa kalkıp peşinden gittim.

Kapıya yaslanıp ayakkabılarını giymesini bekledim. Ayakkabılarını giyince çantasını ona uzattım.

"İyi geceler" demesiyle "İyi geceler" dedim.

Bir süre sessizce birbirimize baktık. Bana doğru uzanıp yanağımı öptü. Ağzım şaşkınlıkla açılırken elim öptüğü yere gitti.

"Görüşürüz" diyerek arkasını dönüp merdivenlere yöneldi. Görüş alanımdan çıkana kadar merdivenlerden inerken arkasından baktım.

"Senin ağzın niye açık Ayça abla?" kafamı çevirip merdiven başındaki Elif'e baktım. Ağzımı kapattım ve kahkaha atmaya başladım. Elif bana garipçe bakarken gülmeye devam ettim.

"Ayça abla iyi misin?" diye sormasıyla kafamı salladım. Gülmem sonunda durup yüzümde bir tebessüme dönüştü.

"Senin burada ne işin var?"

"Annem Ayça evde tekmiş, git bi bak demişti. Baktım ve şimdi gidiyorum Ayça abla" arkasını dönüp merdivenleri çıkmaya başladı. O merdivenleri çıkarken Ceren'in indiği yere bakıp iç çektim.

"Anne Ayça abla delirmiş galiba, kendi kendine gülüyor" Elif'in sesiyle gözlerimi devirdim.

Ne yani kendi kendine gülen herkes delirmiş mi oluyordu? Eve girip kapıyı kapattım. Kapıya yaslanıp yeniden gülmeye başladım. İçimde büyük bir enerji belirmişti.

"Ceren Atay resmen beni öptü lan" çığlık atıp evin içinde koşmaya başladım, ayağım kayıp yeri boylayana kadar.

"Ayça" annemin sesiyle irkildim. Sedyede doğrulup ona baktım.

"Çok korkuttun beni" yanıma gelip sıkıca bana sarıldı. Burak ve teyzem de gelince benden ayrıldı.

"Ne oldu? Çok acıyor mu? Nasıl oldu?" derince nefes alıp verdim.

"Ayağım kaydı ve yere düştüm. Elim incinmiş. Fazla önemli değil. Çok acıyınca mecburen hastaneye geldim. Sana haber vermeyecektim aslında" bana yeniden sarıldı.

"Saçma sapan konuşma. Bana niye haber vermiyormuşsun?" gözlerimi kapatıp annemin kolları arasında olmanın keyfini çıkardım.

"Kaç kere diycem, biraz daha dikkat et diye. Bu kaçıncı düşüşün?" ve huzur dolu anlar bitmiş azarlamalar başlamıştı.

"Gülme" Duru gülmeye devam ederken kafasını sıraya yasladı. Ardından hızını alamadı ve yere düştü. Ama yine de gülmeye devam etti. Sınıftakiler bize anlamsızca bakarken Duru yarınlar yokmuşcasına anırıyordu.

"A-ayça bu anlattıkların şakaysa komik, şaka değilse daha komik" göz devirdim. Yerden kalkıp yerine oturdu ve göz altlarını sildi. Gülmekten ağlamıştı.

"Ceren seni öptü diye evde çığlık atarak koştun ve yere düştün, doğru mu?" bakışlarımı kaçırdım.

"Birde bunlar yetmiyormuş gibi düşünce elini mi incittin?" kafamı salladım.

"Ya sen çok şapşalsın" kafamı tutup beni kendine doğru çekti ve sarıldı.

"Çok acıyor mu elin?" diye sordu. "Acımıyor" dedim sessizce.

"Acaba dudağından öpse neler olur Ayça?" dedi ve yeniden gülmeye başladı.

"Balkondan düşersin kesin" göz devirdim.

"Sevgili olmamanız daha iyi" onu itip sıradan tekrardan düşürdüm.

İmkansız |gxg|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin