"İnceee detay"Duru omuzuma vurdu. Ceren'in forması beş numara diye arkasında beş rakamının olduğu hırkamı giymiştim.
"Ne detayı?" Ulaş'ın sorusuyla kafamı çevirip ona baktım.
"Hiiç"
"Ne kadar kaldı?" Duru saatine bakıp "Beş dakika sonra çıkarlar sahaya" dedi.
"Beyza nerde kal-"
"Geldim, geldim" diyerek cümlemi böldü Beyza.
Elindeki yiyecekleri benim elime tutuşturup yanıma oturdu. Onun üzerinde ise bizim okulun basketbol forması vardı ve üzerinde on üç sayısı vardı. Nereden bulduğunu bilmiyordum.
"Ne zaman çıkacaklar ya bunlar?" diye söylenip yerine iyice yerleşti.
"Ulaş ketçaplı cips bulamadım, o yüzden sade aldım" Ulaş elimdeki poşetleri alıp baktı.
"Bi şey olmaz, teşekkürler" diyerek cipsleri ve içecekleri çıkarmaya başladı. Sanırım maç izlemeye abur cuburlar ile gelen tek bizdik.
"Aha geliyorlar"
Beyza ayağa kalkıp oturağın üzerine çıktı. O bağırarak ellerini çırparken önceki maçlar aklıma geldi. Ben her zaman en arkada izliyordum, Beyza ve Ulaş da arada sırada gelir ve maçları en önde izlerdi. Beyza her zaman oturak üzerine çıkıp bağırırdı, okulda ise en kasıntı kızlar arasında ikinciydi. Kısaca bu ondan beklenmeyen bir şeydi.
Birinci kasıntı kişiyi merak ediyorsanız, tabiki de Ceren'di.
Ceren'in formasındaki on üç numarası ile kaşlarımı çattım. "Ceren'in numarası beş değil miydi?" Beyza kafasını hayır anlamında salladı.
"Güneş gelince numaralarını değişti hoca"
Duru "Kime niyet kime kısmet" diye kulağıma fısıldadıktan sonra gülmeye başladı.
"Ayça acılı cipsten uzatır mısın?" Duru'ya göz devirdikten sonra Ulaş'a istediği cipsi uzattım.
Ceren'in basketiyle bizim okuldan herkes sevinç gösterisi yaparken ben sessiz kalıp gülümsedim. Ceren'in sayısıyla beraberliği yakalamıştık. Ulaş ve Beyza kollarını birbirine atmış zıplayarak Ceren ve Güneş'in adına tezahürat yapıyordu. Ceren yerine geçip ellerini birbirine vururken kafasını bana doğru çevirdi. Göz göze gelince gülümsedi. Ardından Beyza ve Ulaş'a baktı. Gülerek bakışlarını kaçırdı ve önüne döndü. Ne güzel gülüyorsun lan diye bağırma isteğimi bastırdım. Maç yeniden hareketlenirken arkama yaslanıp kolamdan bir yudum aldım.
"Ulaş, Beyza boğazınız kısalacak. Yeter değil mi?" diye bağırdı Duru.
Ulaş ve Beyza durup Duru'ya baktı.
Kısa süreli sessizlikten sonra "Ceren Atay" diye bağırarak ayağa kalkıp kolumu Beyza'nın omuzuna attım.
Ulaş ve Beyza bağırıp zıplamaya devam ederken onlara ben de eşlik ettim. Duru ise gülerek oturduğu yerden bize eşlik etti.
Ceren'in son saniye attığı üçlük ile maçı bir puan farkla kazanmıştık. Herkes Ceren'e doğru koşup üzerine atlayınca yüzümü ekşittim. Dilan bile koşmuştu ona doğru, siz düşünün.
"Kız pişman oldu sayı yaptığına" Duru'ya hak verircesine kafamı salladım.
Güneş bir kenarda durup yere oturdu. Kendini geriye doğru atıp yere uzandı. Maçta en çok koşan ve sayı yapan oydu, yorulmuş olması normaldi. Karşı takımdaki çoğu kişi de maç biter bitmez yere çökmüştü. Doğrusunu söylemek gerekirse kazanmayı hak etmişlerdi.
Beyza omuzunu dürtünce kafamı çevirdim. "Daha ne kadar orda oturmayı düşünüyorsun? Hadi gidiyoruz" dedi ve sahanın içine inen merdivene yöneldi.
Ayağa kalkıp peşlerinden gittim. Sahaya inince Ceren'in yanına gidemedim çünkü etrafı zaten fazlasıyla kalabalıktı.
Güneş'in yanına gidip oturdum. "Güzel oynadın"
Cevap vermedi, sadece gülümsedi. Fazla yorulmuş olmalıydı.
Kafamı çevirip Ceren'e baktım. Beyza ona sarılıp saçlarını karıştırdı. İç çekip önüme döndüm. Güneş doğrulup dizlerini birbirine çekti.
"Soğuk bir insan olmasına rağmen fazla olsa seviliyor" kafamı salladım.
Ben de fazla seviyordum onu.
"Kaba da olsa iyi biri" diye mırıldandı Güneş.
"Karşı takım çok sağlamdı" dedim konuyu değiştirerek.
"Evet" diyerek formasını sıyırdı.
Ne yaptığına bakmak için kafamı eğdim. Karnının sol kısmını açtı. "Biri dirseğini iyi geçirdi bana"
Gösterdiği yer mor ve kırmızı karışımı bir hal almıştı. Yüzümü ekşittim. Bende de bu izlerden çok vardı, malum sakardık.
"Acıyor mu?"
"Maç esnasında çok acıdı ama şimdi artık acımıyor. Galiba alıştım" formasını geri indirdi.
"Krem sürsen iyi olur"
"Sen sürsen?" bakışlarımı kaçırmamla güldü.
"Güneş" diye birinin bağırmasıyla kafamı kaldırdım.
Takımdan bir kız saçma sapan bir kaç el işareti yaptıktan sonra soyunma odasına yöneldi. Kafamı çevirip anlamsızca Güneş'e baktım. "Üzerimi değiştirip gelicem" diyerek ayağa kalktı.
"Geç kalma" dememle arkasına dönüp bana baktı. "Bakarız" dedikten sonra uzaklaştı.
Ayağa kalkıp bizimkilere baktım. Sahada oyunculardan hiçbiri yoktu. Bir kenarda Beyza, Ulaş ve Duru durmuş konuşuyordu. Yanlarına gidip kafamı Duru'nun omuzuna yasladım. Ve konuşulanları dinlemeyi es geçip gözlerimi kapattım.
Güneş montunun önünü çekip yanımıza geldi. "Ceren nerde?" diye sordu Ulaş.
"Takımdakiler kutlama yapacakmış. Ceren de onlarla gidecekmiş"
Beyza "O her zaman kutlamasını bizle yapar, emin misin?" diye sordu ve Güneş kafasını salladı.
Duru "Bu sefer farklılık yapacak demek ki. Hadi biz bize kutlama yapalım. Bir kazanan daha var elimizde" diyerek kolunu Güneş'in omuzuna attı.
Ulaş omuz silkerken Beyza kaşları çatık durmaya devam ediyordu. Ulaş Beyza'nın omuzuna vurup "Amma abarttın ha" dedi.
"O istediğini yapar ve bir açıklama yapmaz, buna alış artık"
Ben bile alışmıştım.
Bilmesi gerektiği kadar bilir, bilmen gereken kadar anlatırdı. Detaya girmezdi. Sohbet etmezdi. Açıklama yapmazdı. Arada bir gülümserdi zaten oda her şeye bedeldi. Saklı bir kutuydu Ceren Atay.
Ulaş Duru'nun elini tutup bizden uzaklaştıklarında Beyza ve ben hala da yerimizde duruyorduk. Ve Beyza'nın çatık kaşları düzeltmemişti.
Elimi Beyza'ya uzatıp "Biz de mi el tutuşsak?" diye sormamla Beyza güldü.
"Siktir deli" ellerini cebine koydu ve oda peşlerinden gitti. Gülerek Beyza'nın peşinden gittim.
"Hey, beni bekleyin. Şampiyonu unuttunuz la" diye arkamdan bağırdı Güneş.
![](https://img.wattpad.com/cover/201625411-288-k600662.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız |gxg|
LosoweBazen kendinizi o kadar çok inandırırsınız ki bazı şeylerin hayal olduğuna, asla gerçekleşmeyeceğine, imkansız olduğuna; imkanı bile olsa inanmışlığınız olacak olanı oldurtmaz.