"Ne Ayça yüzünden?""Ne?"
"Ben ne yaptım?" diye sormamla Ceren de Güneş de aynı anda gülmüştü, komik değildi.
Ceren olduğu yerden ayrılıp önümde durduğunde "Sen cidden salaksın Ayça" demişti.
Gözlerim yüzündeki az önce olan kavgadaki izlerde gezerken tekrardan gülmüştü.
"Turan hoca okuldan atılacağımı söyledi, sen de keyfine bakarsın Güneş" dedikten sonra önümden çekilip dolaplardan birine yöneldi.
Ceren'in yanına geçip Beyza ve Ulaş konuşmaya başlamıştı. Onları duyuyordum ama anlamıyordum.
Olduğum yerde sabit kalırken sırayla Güneş ve Ceren'e baktım. Fark etmediğim detaylar sırayla kafamda belirirken ne hissedeceğimi bilmiyordum. Düşündüğüm şey kafamın içinde fazla saçmayken dıştan söylediğimde daha bir saçma gelmişti.
"İkiniz de beni seviyorsunuz" dediğim şeyle sessizlik oluşmuştu.
Ceren yavaşça alkışladı. "Tebrikler Einstein"
"Ben, ben nerden bilebilirdim ki?"
Ceren cevap vermek yerine eşyalarını çantaya doldurmaya devam etmişti.
"Ben de seni seviyorum" dediğim şeyle eli bir süre sabit kalmış sonrasında elindekini sertçe çantaya atmıştı.
O kadar yıl sonra bu itirafı bu şekilde yapacağım aklıma bile gelmezdi.
Çantayı koluna takarken yanıma gelip "Artık bir önemi yok" demişti. Ve sonrasında benim bir şey dememe fırsat vermeden odadan çıkmıştı.
Sessizce arkasından bakabilmiştim sadece, her zamanki gibi.
Ulaş ve Beyza da peşinden gitmişti, Beyza yanımdan geçerken bana omuz atmıştı. Onun bu çocuksu hareketine sadece gülümsemiştim.
Şu an ne yapacağımı geçmiştim, ne hissedeceğimi bile bilmiyordum.
Güneş kafasını kaldırmadan "Duru bizi yalnız bırakır mısın?" diye sormuştu.
Duru'nun varlığını unutmuştum, benden çok şaşırıp hiç tepki verememişti.
"Tamam" dedikten sonra ayağa kalkmıştı. Yanımdan geçerken omuzumu ellemişti. Çıktıktan sonra kapıyı kapatmasıyla Güneş ayağa kalkmıştı.
Gözüm kanayan kaşına takılı kaldığında "Acımıyor" dedi.
"Ben özür dilerim Ayça"
Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken "Neden?" diye sordum.
Gülerek "Bu hikayede sanırım kötü karakter benim" dedi. Oysa hayatımda tanıdığım en iyi insandı.
"Ceren seni, sen de onu seviyorsun. Fazlalık ve her şeye sebep olan benim. Özür dilerim"
Dedikleri gözlerimin dolmasına neden olurken nefesimi sertçe dışarı verdim. "Ben, ne diyeceğimi bilmiyorum"
"Bir şey demek zorunda değilsin Ayça"
Eğilip yanağımı öptüğünde gözlerimi kapatmıştım. "Gitsem iyi olucak"
Gözlerimi açtığımda odadan çantasını alıp koluna takmıştı. Bana son kez bakıp gülümsedikten sonra odadan çıktı.
Ellerimi saçıma geçirip oturaklardan birine oturdum. İçimdeki his karanlığa sebep oluyordu.
Duru, Güneş gidince anında kapıda belirmişti. Gülerek "Onca yıl bekle sonra aynı anda iki sevgi itirafı al, vay be" dedi.
"Komik değil" dememle gülmeyi kesip "Haklısın" demişti.
Yanıma gelip oturdu. "Şimdi ne olucak?"
"Bilmiyorum"
Her şey birbirine karışmıştı ve kendimi suçlu hissediyordum, çok fazla.
"Ceren seni gerçekten sevmiyor" dediğinde kafamı çevirip ona baktım.
"Güneş yokken Ceren de yoktu. Ama şansa bak ki Güneş belirince Ceren de belirmeye başladı"
Dediğini anlamamıştım. Düşündüklerimden hatırladığım sadece Güneş yanımdayken Ceren'in sert tavırlarıydı, beni kıskanmıştı. Ben de fark etmemiştim.
"Güneş sen üzülme diye az önce aradan çekilip özür diledi. Peki Ceren ne yaptı?"
Artık bir önemi yok demişti. Bana sevgisini belle etmek yerine sürekli olarak ters davranıp durmuştu. Onu sevdiğimi anlamaması imkansızdı. Onu sevdiğimi bilmesine rağmen olması adına çaba göstermemişti. Onun yerine hep yanımda olan Güneş'e saldırmıştı.
"Ceren gerçekten garip" demesiyle güldüm. Anlaşılan aynı şeyleri düşünüyorduk.
"Her şeye rağmen Ceren'i seviyorum"
Duru dediğime şaşırmıştı. Muhtemelen ondan soğumamı beklemişti. Ama onu sevmek elimde olan bir şey değildi.
"Mesele Ceren'in beni nasıl sevdiği değil Duru. Onun nefretine bile razıyken beni hastalıklı bir şekilde sevmesini nimetten sayarım. Çünkü ben onu gerçekten seviyorum"
"Sevgisi nefretten belli ki beter" demesiyle güldüm.
"Olsun"
"Seni çok üzerler Ayça"
"Üzsün" dediğimde kafamı alıp göğsüne bastırdı. Muhtemelen halime acımıştı.
Kendimi keşke demekten alamıyordum. Keşke her şeyi daha önceden fark etseydim. Güneş'e olamayacağını söyleseydim, Ceren'e de ona aşık olduğumu itiraf etseydim her şey daha farklı olabilirdi.
Sanırım tek bir suçlu vardı, oda bendim.
"Şimdi ne olucak?" diye tekrardan ben sordum.
"Hastalıklı sevdiğinin arkasından gideceksin"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız |gxg|
RastgeleBazen kendinizi o kadar çok inandırırsınız ki bazı şeylerin hayal olduğuna, asla gerçekleşmeyeceğine, imkansız olduğuna; imkanı bile olsa inanmışlığınız olacak olanı oldurtmaz.