Güneş oldukça uzak yerden topu potaya sokunca Duru ve ben aynı anda bağırıp alkışladık. Elini ensesine atıp güldü. O da takımdan atılmıştı ve arada onun için gelip onla basketbol oynuyor ya da onu izliyorduk.Yanımıza geldiğinde kaldırdığı eline vurdum.
Duru elini onun ensesine atıp eğerken "Senden basketbolcu olucak helal koçum" demişti.
Onlar tartışmaya başlarken arkamdaki duvara yaslanıp gülerek onları izledim. Güneş benimle olan defterini tamamen kapatmış ve eskisi gibi arkadaş olarak kalmıştık. Hayatımın şu an en mükemmel dönemlerindeydim. Aklıma girecek olduğumuz sınav gelince gülmem durmuştu.
"Of Duru, hayır dedim. Ne kadar verirlerse versinler alt sınıflara notlarımı satmayacağım"
Duru'nun kaşları çatılırken kararlılıkla ona baktım. Yakalanırsam ceza alacağım bir işti ve son aylar da temiz sicilim bozulsun istemiyordum.
"Hiç ticaretten anlamıyorsun" dediğinde Ulaş gülmüştü.
Duru beni ikna etmek adına konuşmaya devam ederken okuldan çıkmıştık. Ceren'i gördüğümde gülümsedim, her zaman durduğu yerde durmuş telefonuyla uğraşıyordu. Şapşal, sürekli olarak çıkışta beni almaya geliyordu.
Telefonuyla uğraştığı için önünde dikildiğimi fark etmemişti. Öksürdüğümde kafasını kaldırıp önce bana sonra ise arkamda olan Ulaş ve Duru'ya baktı.
"Neye daldın bu kadar telefondan?"
"Güzel kızlara bakıyordum" dediğinde yumruğumu karnına geçirdim.
Eğilip karnını tutarken gülmüştü. "Çok asabisin"
"Salak salak şakalar yapma sen de o zaman" dediğimde beremi çekip yüzümü kapatmıştı.
"Naber?" diye Duru ve Ulaş'a sorduğunda ben çekip yüzümü kapattığı berem ile uğraşmaktaydım.
Duru ve Ulaş yanımızdan ayrıldığında parmaklarını parmaklarıma geçirdi, gülümseyip kafamı omuzuna yasladım. İki aydır sevgiliydik ve hala da tüm bunlar gerçek gibi gelmiyordu. Sanki komaya girmişim de tüm bu olanlar benim hayalim gibiydi.
Girdiğimiz boş ara sokakta Ceren'in "Yine bаnа gel oo, sаbаhı bulаlım gecem" diye bağırmasıyla şaşkınca ona döndüm.
Beni kendine çevirirken diğer elini belime koymuştu. "O bi kаrаmel ooo oov"
Gülerek ona ayak uydurduğum da "Tаdınа doyаmаm ki ben" diyip beni kendine çekmişti.
"Yine mi güzel kokаr ciğere dаğılır hemen, yаk аteşini gel yаnаr o аlevine gizlenen"
Kafasını boynuma gömüp öpücükler kondururken kafamı kaldırıp etrafa bakmıştım. Tamam, Ceren çok romantik ve deliydi ama birinin bizi görmesi işten bile değildi.
Beni itip etrafımda döndürürken "Yаnаr yine o dаğılır siyаhа, kör eden ışığın benzer ilаhа" diye şarkıya devam etmişti.
Ellerimi omuzlarına koyup gülmüştüm. "Çok bağırıyorsun"
"Olabilir"
O gülümseyerek bana bakarken kafamı hızla sağa sola çevirip tekrardan etrafa baktım. Kimse yoktu. Tekrardan ona döndüğümde yakasından tutup onu sertçe kendime çekmiştim ve dudaklarımızı birleştirmiştim.
Ceren anneme sofrayı kurmasında yardım ederken gülümsedim. Aşk, bir insanı tümüyle değiştirilebilirdi. Bunun en somut örneği şu an karşımda ekmekleri dilimleyen Ceren'di.
"Ben dilimlerdim ekmekleri" dememle ikisi de aynı anda "Hayır" demişti. Sonrasında ise ikisi de gülmüştü.
Ekmek diye elimi kesermişim, iyi ki bi sakar çıkartması yapıştırmışlardı.
Annem sessizce çorbasını içerken kısa süreli Ceren'e baktıktan sonra derince nefes alıp verdim.
"Anne sana söylemem gereken bir şey var"
Annem kafasını kaldırıp bana baktı, yüzümden belli etmemeye çalışsam da tedirginlik okunuyordu. Sakin olmalıydım, annem beni anlardı. Ceren ise en doğru insandı.
"Biz Ceren ile arkadaş değiliz" dediğimde annem gülümsedi.
Kaşıkla ikimizi gösterdikten sonra "Dost musunuz yoksa?" diye sordu.
Tamam, fazla zor olacaktı.
Gözlerini kısıp "Ayça sen beni aptal mı sanıyorsun?" diye sordu.
Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken Ceren'e baktım. Onun yüzünde bir duygu belirtisi yoktu.
"Sevgili olduğunuzu anladım elbette" dediği şeyle beni öksürük tutarken Ceren sırtıma vurmuştu.
Annem, ben ve Ceren'i biliyordu. Ne?
"N-ne? Nasıl?"
"Hareketlerin her şeyi anlatıyordu zaten" dedikten sonra çorbasını içmeye devam etmişti.
Kötü bir tepki vermemişti ama içimde tamamlanmayan şeyler vardı.
"Bu konu hakkında" dememle annem kafasını kaldırıp tekrardan bana baktı. Devam etmek zordu, nefesimi sertçe dışarı verdim.
"Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?"
Uzun süre Ceren'e baktıktan sonra gözleri tekrardan beni bulmuş ve "Yakışıyorsunuz" demişti.
Yanaklarım kızarırken kafamı önüme eğdim. Bağırmasına, sorgulamasına, kabul etmemesine kendimi hazırlamıştım, buna değil.
"Erkeklerden hayır yok zaten. Bak, o şerefsiz nerede? En son ne zaman aradı seni?"
Babam ilk defa bir işime yaramıştı. Teşekkür ederim baba.
"Ceren kızımı üzersen ben de seni üzerim" alayla söylediği şeyden sonra kahkaha attım.
Annemi seviyordum, hem de çok.
Ceren masanın altındaki elimi tutup "Üzmem efendim" dediğinde gülümsedim.
Her şey fazla iyi kusucam şimdi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız |gxg|
AcakBazen kendinizi o kadar çok inandırırsınız ki bazı şeylerin hayal olduğuna, asla gerçekleşmeyeceğine, imkansız olduğuna; imkanı bile olsa inanmışlığınız olacak olanı oldurtmaz.