'5

4.5K 398 138
                                    


Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Ne demek daha çirkinsin?

"Beyza'yı ara. Söyle aşağı insin" bana uzattığı telefonuna anlamsızca baktım.

Az önce bana çirkin dedi şimdi ise emir veriyordu. Kaşlarım çatılırken sinirle inledim. "Bana emir verme" diye bağırmam üzerine kafasını çevirip bana baktı.

"Kendin ara" diyerek önüme döndüm. Duru'nun arkadan gülme sesleri gelirken göz devirdim.

"Beyza'yı arar mısın?" diyerek telefonunu arkaya uzattı. Kafamı eğip anlamsızca ona baktım.

"Ne yani öküzlüğün sadece bana mı?" sorduğum sorunun farkına varınca alt dudağımı ısırdım.

Ceren cevap vermeden direksiyonu çevirdi. Duru arkadan çok sesli bir kahkaha atınca arkamı dönüp ters bir şekilde ona baktım.

"Sabahtan beri kendimi tutuyorum, ne yapayım?" dedi gülmeye devam ederken.

Beyza arabaya binip kapıyı kapattı. "Selam" demesiyle Duru ve ben de "Selam" dedik. Ceren mi? Sessizce arabayı kullanmaya devam etti.

Beyza "Ceren, Ulaş kendi gidecekmiş. Onu almamıza gerek yok" dediğinde Ceren cevap vermeden sadece kafasını salladı.

Beyza "Tekrardan teşekkür ederiz Duru ve Ceren yerine de teşekkür ederim" diyince güldüm.

Ceren kafasını çevirip bana baktı. "Komik mi?" gülümsedim. "Bence komik, evet"

Hiçbir şey demeden araba kullanmaya devam etti. Zaten deseydi şaşırırdım. Duru ve Beyza kendi arasında sohbet ederken kollarımı göğsümde birleştirip çatık kaşlarımla yolu izledim. Gözlüksüz daha çirkinmişim, aptal.

Ceren arabayı park edip emniyet kemerini çıkardı. "Ulaş ön taraftaymış" diyerek arabadan indi Beyza. Duru da onunla birlikte inerken kafamı eğip emniyet kemerini çıkarmaya çalıştım. Sadece çalıştım, çünkü çıkmıyordu. Kafamı kaldırmamla bana düz ifadeyle bakan Ceren ile göz göze geldim.

"Bu çıkmıyor" dedim kemeri çekmeye devam ederken. Bir şey demeden arabadan inip kapıyı kapattı. Ağzım şaşkınlıkla aralandı. Ne yani beni bırakıp gitti mi? Sinirle inleyip daha sert çektim. Biraz daha zorlarsam kemer komple elimde kalacaktı.

Birden kapımın açılmasıyla kafamı çevirdim. "Bazen sıkışıyor" diyerek eğildi Ceren.

"Ellerini ve kafanı geri çekersen yardım edicem" yakından daha güzel.

"Ayça sana diyorum"

Kafamı sağa sola sallayıp ellerimi kemerden çektim. Üzerime doğru eğilmesiyle heycanla nefesimi tuttum. Boynu tam önümdeydi. Gözlerimi kapatıp bir an önce bitmesini ve bitmemesini diledim. Kemerin açılmasıyla nefesimi dışarı verdim ve gözlerimi açtım. Kafasını bana doğru çevirmesiyle burun buruna geldik. Şimdiden gözlerimi açtığıma pişman olmuştum.

"Bidakine hayatında ilk kez emniyet kemeri çözüyormuş gibi davranma" geri çekilip bana baktı.

"İnsen artık" dediklerini algılayınca arabadan indim.

Ona cevap vermeme fırsat vermeden kapımı kapatıp arabayı kitledi. "Her şeyi bu kadar geç mi anlıyorsun?"

"Sen de herkese bu kadar kaba mı davranıyorsun?" gülümsedi. Resmen tüm sinirim geçmişti. Bu nasıl bir gülümsemedir ya?

"Sana kaba davranıyorsam sorun bende değil sendedir" ney?

Bir şey dememe fırsat vermeden beni arkada bırakıp hızlı bir şekilde yürümeye başladı. Sinirle boğuk bir çığlık attım. Birden durup bana doğru döndü.

"Gelmiyor musun?" anlamsızca ona baktım. "Ayça iki kelime, gel-mi-yor mu-sun. Sen nasıl okul birincisi oldun ya?" yine bir şey dememe fırsat vermeden arkasına dönüp yürümeye başladı.

Ağzım açık şaşkınca arkasından baktım. Çok fazla gıcıkdı. Hem fazlasıyla sevip hem de ondan fazlasıyla gıcık oluyordum. Garip bir iklem.

"Hey, geliyorum. Bekle" diyerek arkasından ona yetişmek için koşmaya başladım. Durmasıyla ona yetiştim. Yürümeye başlamasıyla ona ayak uydurdum. Ayağım bir şeye takılınca düşmemek için Ceren'in kolunu tuttum. Ceren'in kolundan elimi çekerken ona baktım. Umrunda bile değildim, etrafa bakıyordu.

"Sorun sende dedi resmen. İnanabiliyor musun?" Duru oflayarak "Evet" dedi.

"Ben onca sene onu uzaktan uzaktan seveyim. Dışı gibi içinin de güzel olduğunu düşüneyim her şeye rağmen ama onun yaptığına bak" Duru bir tepki vermeden telefonuyla uğraşmaya devam edince kolunu sıktım.

Kafasını kaldırıp sinirle bana baktı. "Hak ettin" birden onun da kolumu sıkmasıyla küçük bir çığlık attım. Ceren yüzünden yeniden taktığım gözlüğümü düzelttim.

"Ödeştik. Bittiyse Ulaş, Beyza ve senin pek çok sevdiğin Ceren'in yanına gidelim mi artık?" kolumun sızlayan yerini ovarken kafamı salladım. Telefonunu cebine koyup elimden tuttu ve beni kalabalığın arasına sürüklemeye başladı.

Beyza, Duru, Ulaş, Ceren ve ben yan yana dizilmiş sahneye yakın bir yerde konserin başlamasını bekliyorduk. Ceren telefonuyla uğraşırken arada kafasını kaldırıp sahneye bakıyordu. Ona bakmaya devam ederken iç çektim. Kafasını birden kaldırıp bana doğru çevirmesiyle göz göze geldik. Hemen önüne dönüp sahneye baktım. Bana baktığını hissediyordum. Göz ucuyla ona baktım. Bana bakıyordu, evet. Yeniden bakışlarımı sahneye çevirdim.

"Nasıl hissettiriyor?" kafamı çevirip ona baktım.

"Anlamadım"

"Bence gayet açıktı" anlamsızca yüzüne baktım. "Sürekli izlenmek, nasıl hissettiriyor?"

İmkansız |gxg|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin