'29

3.8K 323 121
                                        


Ayrıldığımızda şaşkınca ona baktım. Gözleri kapalı gülümsüyordu. Yanaklarımın alev aldığını hissediyordum. Ceren gözlerini açtığında kafamı göğsüne yaslayıp kollarımı beline sardım.

Amacım yüzümü gizlemekti ama onunla sarılmak çok güzeldi. Oda kollarını sıkıca bana sardığında ikinci kez zamanın durmasını istedim.

"Öpüştük" dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım. "Artık evlenmek zorundayız" diye eklediğinde kahkaha attım.

"Bana uyar"

Eğilip yanağımı öptü. "Bana da uyar"

Eğer mutluluktan ölünseydi o an ölmüş şimdi ise gömülüyor olurdum. İyi ki yoktu, Ceren ile beraber yaşayacağım daha çok mutlu an vardı. En azından ben öyle umuyordum.

Evimin önünde durduğumuzda bana doğru dönmüştü. Benimle beraber gelmek istemiş yol boyunca hiç konuşmamıştı. Evet, her zamanki o cümle; onunla sessizlik bile güzeldi.

"Malesef geldik" diye mırıldandığımda gülümsedi.

"Malesef"

Sandığımdan uzun bir süre sessizce birbirimize bakarken sonunda gülüp bakışlarını kaçıran ben olmuştum.

"Eve çık artık, hava soğuk oldu"

Karşımdaki insan Ceren değildi sanki. Böyle düşünceli cümlelerin ondan çıkmasına alışık değildim, sonuçta o görüşürüz bile demeden giden biriydi.

"Tamam" dememle "Görüşürüz o zaman" dedi.

Hala da kıpırdamayıp ona bakmaya devam ettiğimde "Gitsene" dedi.

"Pardon"

Merdivenleri çıkıp dış kapıdaki zili çaldım. Kapının açılmasını beklerken arada dönüp Ceren'e bakıyordum. Olduğu yerde durmuş, benim içeri girmemi bekliyordu. Çok romantik, eve gidince saatlerce çığlık atmama değecek kadar.

"Ayça sen misin?"

Yukardan gelen sesle geri çekilip bizim cama bakmıştım. Annem camdan bana bakıyordu.

"Kapının kilidi bozulmuş, bekle anahtar atayım"

O içeri girerken alt dudağımı ısırdım. Normal bir şekilde kapı açılsa içeri girsem olmazdı zaten. Kapının kilidi de bozulacak zamanı bulmuştu.

"Atıyorum" dediğinde merdivenleri inip camın önüne gelmiştim.

Ceren olduğu yerden anneme bakıyordu. "Ceren, sen misin yavrum?"

"Evet, efendim. Nasılsınız?"

"İyiyim, sağ ol. Sen nasılsın?"

Annem anahtarı atmak yerine Ceren ile gereksiz bir diyaloğa girmişti, elimle alnımı sıvazladım.

"Gel yukarı, bi çay iç"

"Saat geç oldu, teşekkür ederim" Ceren acayip kibar değil miydi?

"Ayça atıyorum" dediğinde sonunda aklına geldiğine şükür ettim.

Anahtarı attığı yerden aldığımda annem Ceren'i "Dikkatli git" diye uyarıyordu.

Bilmiyordu ki dikkatli git dediği kız kendi kızının ilk öpücüğünü dakikalar önce almıştı.

Ben apartmandan içeri girdiğimde annem en son Ceren'e "Allah'a emanet ol" diye bağırmıştı.

Ne olurdu yani o arkamdan bakarken apartmana girsem ve romantik bir şekilde ayrılsak? Ama yok. Annem ve salak kapı tüm romantikliği bozmuştu. Zaten normal bir ayrılma beklenemezdi bizden. Böylesi daha iyiydi.

Asansöre bindiğimde aynadan kendime baktım. Gözüm dudaklarıma kaydığında elimle ağzımı kapatıp çığlık attım.

Kapıyı açtığımda Duru nefes nefese kalmış bir şekilde bana bakıyordu. Beni inceledikten sonra kaşlarını çatmıştı.

"E sen iyisin"

"Fazlasıyla" diyip gülümsedim.

"Ardarda on tane acil bize gel yazdıktan sonra internetini kapatacak kadar ne oldu?"

Ayakkabılarını çıkartıp içeri girdiğinde kapıyı kapattım.

"Kulağını getir" dememle montunu çıkarmak yerine bana dönmüştü.

"Yaklaş Duru, yaklaş"

O garipçe bana bakarken kulağına eğilmiştim. "Ceren ile öpüştük ve galiba sevgili olduk"

Gülerek "Komik" diyip montunu çıkarmıştı.

"Galiba götün açık uyuyorsun Ayça" montunu asıp bana döndüğünde yüzümdeki ciddi ifade değişmemişti.

Bana bakışları şaşkın bir hal alırken "Oha, ciddisin" demiş ve sonrasında çığlık atmıştı.

Annem odadan çıkıp "Ne bağırıyorsunuz?" diye bağırdığında ikimiz de susmuştuk.

"Sabahtan beri Ayça'nın çığlık attığı yetmiyor, sen de mi ona eşlik etmeye geldin kızım?"

Duru kafasını eğip mahçup gözükmeye çalıştığında alttan alttan güldüğünü görüyordum. İyi oynuyordu.

Odamın kapısını kapattıktan sonra Duru'ya döndüm. "Nasıl oldu? Kim öptü? Nasıldı? Neden? Niçin? Ne zaman?"

Yüzümden eksik olmayan gülüşümle yanına oturdum. "Baştan sona anlat ve sessiz çığlıklar atalım"

İki saat boyunca tekrar tekrar tüm detaylarıyla Duru'ya olanları anlattım ve tekrar tekrar sessiz çığlıklar attık.

Level 18'de aşık olduğum kişiyle öpüşmüş ve sevgili olmuştum. Sanırım sonu nasıl biterse bitsin en güzel yaşım 18 olucaktı.

Ceren her şeye bedeldi, 18. yaşım ise fevkaladeydi.

İmkansız |gxg|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin