14.Bölüm: "ISTANBUL"
"Hayatımın en güzel yılları..."Bugünü en güzel gün ilan ediyorum. Çünkü bugün sevdiğim adamla en uzun yolculuğa çıkacağım. Öyle heyecanlıyım öyle heyecanlıyım ki anlatamam size Meriç'in bana gelip de "Ekin İstanbul'a gidelim mi?" Dediği günden beri içim içime sığmıyor.
Sabah kahvaltımı yapar yapmaz odamdan bavulumu getirdim. Kapının giriş kısmına koydum. Bir nevi hazırladım yani anneme babama kardeşime sıkı sıkı sarıldım tabi babam beni arkadaşım da kalacağımı zannediyor. Annem babama böyle söylemiş yani babam uzun yolculuğa çıkmama izin vermez o yüzden herkesle vedalaştıktan sonra bavulumu da aldım. Çeke çeke bahçeye çıkardım. Annem bana yardım ediyordu. Bahçe kapısının ardında Meriç'i gördüm.
"Merhaba..!"
"Merhaba oğlum nasılsın iyisindir inşallah."
"İyiyim Banu teyzecim siz nasılsınız?"
"İyiyim bende... bak oğlum kızım sana emanet bir aksilik çıkmadan kazasız belasız götür getir ben başka bir şey istemiyorum."
"Siz hiç merak etmeyin ben korurum Ekin'i" derken bana göz kırptı Meriç, gülümsedim. Anneme bir kez daha sarılıp vedalaştım Meriç taksi ile gelmişti. Kapıda taksi bekliyordu elimden bavulumu alıp bagaja koydu. Anneme el sallayıp taksiye bindik.
"Evet... başlıyor muyuz." Dediği sırada şoför bagajı kapatmış arabaya binmiş arabayı çalıştırıyordu.
"Başlıyoruz...!" Evet başlıyorduk. Aslında başkası için küçük olsa da bizim için büyük bir başlangıçtı resmen onun ailesiyle en önemlisi de hiç görmediğim Ablası ve abisi ile tanışmaya gidecektim. Annesini biliyordum zaten buraya Meriç ile sık sık gelen o idi. Ama Ablası okulu yüzünden pek gelmezdi. Abisi de öyle. Üniversite de muhasebe okuyordu. Aslında bende muhasebe okuduğumdan anlayabiliriz gibi geliyordu.
Çok geçmeden otogara geldik bile. Taksiden indik. Bavullarımızı aldık. Çeke çeke içeri girdik otobüse daha vardı o yüzden içeride biraz oturduk.
Meriç bana dönüp"Buraya önceden tek başıma gelmiştim ama şimdi tek başıma gitmiyorum bu kez yanımda sen varsın. Ve iyi ki varsın Ekin iyi ki..."
Duygulandım. Neredeyse ağlacayacaktım gözlerim dolmuştu.
"Bundan sonra hiç bir yere yalnız gitmeyeceksin Meriç çünkü ben yanında olacağım söz veriyorum..."
10-15 dakika içinde otobüs gelmişti. Bavullarımızı aldık. Bir kaç günlükte olsa o güzel maceramıza ilk adamlarımızı atmaya hazırlanıyorduk. Beklemediğim bir anda Meriç elimden tuttu kalbim hızla atarken bi ellerimize birde Meriç'e baktım ve yürümeye başladık. Hostes bavullarımızı bagaja yerleştirdi. Otobüse geçip yerlerimize oturduk. Orta yerlerde idik. Ben cam kenarında Meriç ise tam yanımda ve bir kaç ay önce bu otogarda Meriç'in gelmesini beklerken duyduğum sesi duydum tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün İntiharım "111518"
Non-Fiction(Gerçek hayattan kurgulanmıştır.) '111518' Ekin ve Meriç, çocukluklarından beri hiç ayrılmayan, her zaman beraber vakit geçiren bir çifttir. Peki bu hep böyle sürdümü dersiniz? Her arkadaşlık gibi her dostluk gibi ya da hiç ayrılmayan çiftler gibi...