》Üstteki müziği açıp okuyalım. Iyi okumalar.
19.Bölüm:"VEDA!"
"Artık hiçbir şey eskisi gibi değil."Ne kadarda umursamaz yaşıyoruz bu hayatı değil mi? Sanki başımıza bir şey gelmeyecek gibi mesela bugün evden çıkarken düşündünüz mü hiç? Gidiyorum ama geri dönebilecek miyim? diye. Ya da anneniz, babanız, sevdiğiniz bu kapıdan çıkınca geri dönebilecek mi? diye. Her zaman diyorum ya hani sevdiklerinize sıkıca sarılın bu hayatın ucunda ölüm var kırmayın, üzmeyin birbirinizi... Ya insan gibi yaşayalım işte ne var?
( 2018...)
18"
( 26 haziran 2018 )
Sanırım görüp görebileceğim ya da en nefret ettiğim tarih olabilir. Neden mi? hadi birlikte görelim o halde...
Üzerimi hızlı bir şekilde giyinip hemen Kışla Parkına gitmek için hızla evden çıktım. Dolmuşa biner binmez Meriç'e mesaj attım.
"Dolmuştayım, 10 dakikaya geliyorum."
Telefonumu çantama atar atmaz 10 dakika sonra parkın önüne geldim inanılmaz heyecanlıyım resmen elim ayağım tutmuyor. Onunla ne zaman buluşsam hep ilk gün ki gibi heyecanlı oluyorum. "İnşallah bekletmez bu sefer" diye düşünürken Mert'in geldiğini gördüm.
''selam Ekin naber!''
''iyi Mert senden naber!''
''İyi ben de ne arıyorsun burada?''
''Meriç'i bekliyorum uzun zamandır buluşamıyoruz. O yüzden bugün dedim ki buluşalım hem evde çok sıkıldım. Çıkıp bir hava alırız en azından dedim.''
''İyi yapmışsınız ya.''
''Sen ne yapıyorsun burada?''
''Tuğçe ile buluşacaktım ben de seni görünce bir selam veriyim dedim.''
''İyi yapmışsın... Nasıl gidiyor bakalım?''
''İyi ya ne olsun işte yakında nişan hazırlıklarına başlıyoruz.''
''Aaa çok sevindim umarım her şey sizin için de iyi olur.''
''İnşallah ya darısı sizin başınıza:'' koluma dokunarak imalı bir bakış atarak gülümsedi.
''İnşallah ya.'' dedim ve ben de gülümsedim. O sırada Meriç'i yolun tam karşısındaki kaldırım da gördük. O kadar yakışıklıydı ki kalbim delicesine atıyordu. Üzerinde siyah düz tişört ve asker desenli gömleği, altında ise siyah bir pantolonu ile karşıdan karşıya geçmek için yola bakıyordu. Bir ara beni gördü ve gülümseyip el salladığı sırada Mert ile beraber gülümseyip el salladık.
...
İşte o an, hayatımın bitim noktasına geldiği o an
Aklım da sadece çığlık attığım o an kazıldı beynime gitmek bilmiyor, susmak bilmiyor o ses, çıkmak bilmiyor beynimden, atamıyorum çıkaramıyorum o sesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün İntiharım "111518"
Non-Fiction(Gerçek hayattan kurgulanmıştır.) '111518' Ekin ve Meriç, çocukluklarından beri hiç ayrılmayan, her zaman beraber vakit geçiren bir çifttir. Peki bu hep böyle sürdümü dersiniz? Her arkadaşlık gibi her dostluk gibi ya da hiç ayrılmayan çiftler gibi...