25. Bölüm: Çaresizlik

42 11 109
                                    

Iyi okumalar dilerim....

25.Bölüm: "çaresizlik"

"Maalesef artık çok geç..."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Bazen gelirsin aklıma gözümü kapatır dua ederim rabbime: ''Allahım ne olur onu cennetinden uzak eyleme, peygamber efendimize komşu eyle... sen ki ne güzel yaratansın, onu oralarda yalnız bırakma...'' aklıma her gelişinde içimi dökecek yer ararım sevdiğim, günlüğümü açar seninle konuşur gibi yazarım satırlarıma. Seni satırlarıma anlatırım, günlüğüme dökerim içimi seni sana anlatmak gerek belki ama bu mümkün değil biliyorum.. Şimdi senin olmadığın bir dünyada yaşama sımsıkı sarılıyorum. Bu hasretlik geçer belki ama kalbimde oluşan derin boşluk hiçbir şekilde kapanmayacak. Hep ilk günkü gibi yaralı, yorgun, bitkin kalbim seni rüyalarda bekleyecek. Çünkü aşk iki kalp arasında değil ruhlarımızla yaşar ve biz artık bu aşkı sadece ruhlarımız da yaşatacağız... seni çok seven sevdiğin Ekin...."

Günlüğümü kapatıp yatağıma geçtim. Saat 21.19 idi. Telefonumu komodinin üstünden alıp Kübra'ya bir mesaj attım. Aklım onda kalmıştı. Nasıl olduğunu merak ediyordum.

"Canım nasıl oldun, iyi misin?" Yazıp telefonu yanıma koydum. İki dakika geçer geçmez bildirim sesini duydum ve telefonu elime aldım.

"Kübracımm kişisinden mesajlarınız var!"

"İyiyim kuzum. Merak etme sen nasılsın?"

"İyiyim ben de yatacaktım birazdan, seni merak ettim."

"Sen beni merak etme, yat dinlen uyu güzelce ben iyiyim." iyiyim demesine rağmen içim hiç rahat değildi. Zaten ben ne zaman böyle hissetsem kesin kötü bir şey olurdu.

"Tamam canım. Eğer bir şey olursa bana haber ver mutlaka olur mu?" Diye yazıp gönderdim.

"Tamam tamam! Merak etme sen hadi öpüyorum çok."

"Öptüm!" Deyip telefonumu şarja taktım. Yorganımın altına girdim. Hemen uyumak istiyorum o kadar çok yorgunum ki...

Her şeyden önce zaman durmuş gibi geliyor bana, bazı geceler. Sanki zaman 2018 yılından beri durduğu yerde öylece kalmış gibi.. Meriç'in hayali geliyor bazen gözümün önüne, uzatıyorum ellerimi, sanki tutacakmış gibi ellerimden, sanki hiç gitmeyecekmiş gibi.. bazı geceler de gitar çalarken bir video'ya kaydedip bana attığı videonun sesiyle uyuyorum. Onun en çok gitar çalışını seviyordum, bir tane melodisi vardı hep onu çalardı benim sevdiğimi bile bile hem de.. bazen odamda duvarımda asılı duran resmine bakıyorum. Resimde el eleyiz, gözgözeyiz o kadar mutluyuz ki... sanki mutluluğumuz o fotoğrafta kalmış gibi... Meriç'e ait bir kutu yapmıştım. İçinde ona ait anılarla dolu; resimlerimiz, bana aldığı bir kaç tane takı, küpe, bileklik, kolye... hatta küçükken birbirimize yazdığımız mektuplar bile var.. hatta bir tanesini okuyayım.

Ölümün İntiharım "111518"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin