18.Bölüm: ''Kelebeğin ömrü kadar hayatlar''

147 89 29
                                    

18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18.Bölüm:''Kelebeğin ömrü kadar hayatlar''

kelebeğin ömrü bir gündür derler onda da sevebildiğin kadar sev, yaşayabildiğin kadar yaşa, ölüm denen şey bu kadar kısadır aslında sevebildiğimiz kadar sevelim, yaşayabildiğimiz kadar yaşayalım. Sevdiklerimizi en ufak şeyle bile üzmeyelim,kırmayalım. Çünkü gün gelir adı "keşke yapmasaydım!" Oluverir. O zaman o kadar pişman olur o kadar acı çekersin ki bu acı yüreğine sığmaz her geçen gün kahrolursun...

(Meriç'in anlatımıyla...)

Televizyonda yine en sevdiğimiz film, dışarıda yağmur yağıyor o kadar hızlı yağıyor ki sesi kulaklarımı delecek kadar hızlı yağıyor. Oda loş bir ışıkla kaplı Ekin ise film izlerken kucağıma yatıp uyuyakaldı. Filmde bir sahne dikkatimi çekti. Bir tane adam sanki öleceğini hissetmiş gibi kalkıyor kameranın başına geçiyor ve sevgilisine son bir hatıra bırakıyor. Kendini video'ya kayıt ediyor. Acaba diyorum böyle bir şey ben de yapsam eğer bana bir şey olursa Ekine böylece veda etmiş olurum.

Kucağımda uyuyan Ekini yavaşça başından tutup yastığa yatırdım. Kalktım ve aynı filmdeki gibi Ekine bir veda videosu hazırlamak için odama gittim. Bilgisayarı açtım. Oradan da kamerayı, başladım veda videomu çekmeye, uzun uzun düşündüm videoyu oynat tuşuna basmadan ne söyleyebilirdim ona, ne diyebilirdim. "Eğer bu video'yu izliyorsan hayat bizi bir şekilde ayırmıştır." Diye mi başlamalıyım? Bunu gerçekten bilemiyorum. Bir tek şeyi biliyorum bu yaptığım biraz da çılgınca ama ben hep hatıraları seven bir insanım. Mesela babamın bana böyle bir video bırakmasını çok isterdim. Sanki yanımdaymış ya da tam karşımdaymış da benimle konuşuyormuş gibi sanki hiç ölmemiş gibi...

Tüm cesaretimi toplayıp videoyu oynatma düğmesine bastım. Yaklaşık 30 dakikalık bir konuşma yaptım. Eğer bir gün bu videoyu izlemek zorunda bırakılırsa ki inşallah böyle bir şey olmaz ama eğer olursa ona bu hatırayı bıraktığım için huzurlu olacağım. Videoyu kapatıp, kaybedip bir CD 'ye aktardım CD'yi nereye koyacağımı da çok iyi biliyordum. Tabi ki de Ekinin bilmediği, hatta ve hatta kimsenin bilmediği günlüğümün arasına, eğer bana bir şey olursa günlüğümü bulacağından adım kadar eminim. İnşallah bana çok kızmazsın sevgilim sana günlüğümden bahsetmedim diye.

Ben detaycı bir insanım ve bu yüzden de günlüğüme bugün ne yaptıysam her ne düşündüysem bu günlüğe yazarım. Hani olur da bir gün hafızamı kaybedersem diye açıp okumak için biliyorum birazcık değişik bir huy ama güzel bence...
Şimdi sessizce Ekin uyanmış mı diye bakıyım hâlâ orada uyuyorsa kucağıma alır yatırırım yatağına koltukta uyursa tutulur her yanı ve ben ona kıyamam.

Salona geçtim. Ekin hâlâ uyuyordu kucağıma alıp yatağına yatırırken sayıklıyordu.

"Sevgilim beni bırakma." Boynuma sıkıca sarıldı. Ve bu cümleleri kurdu ben ise o videoyu çektiğim için içimde bir acı hissettim eğer bana bir gün gerçekten bir şey olursa Ekin bensiz ne yapar bana hep "beni bırakma" diyor. Benim gitmemi istemiyor. Benden ayrılmak istemiyor. Hatta bir keresinde ben hafta sonları ailemin yanına İstanbul'a giderken bile gözyaşları içinde uğurluyordu havaalanından. O bensiz ben de onsuz yapamazdım. Fakat içimde belli belirsiz bir his, sanki her şey bir gün bitecek sanki bir gün ayrılacağız ve bu ayrılık öyle sıradan bir ayrılık olmayacak gibi.

Ölümün İntiharım "111518"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin