20.Bölüm:''Bitti mi?''

190 90 36
                                    

20

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20. Bölüm: ''Bitti mi?''

''sadece sen değil ben de seninle beraber sonsuzluğa kavuştum.''

Her şey bir hız treninin aşağı iniş hızında gerçekleşti. Yavaş yavaş çıktık sürat le düştük. Sanki her şey bir anda son bulmuştu benim için bir anda bitmişti onca yaşadığımız güzel günler hepsi birer sonsuzluğa kavuşmuştu bizimle beraber...

''Biraz daha iyi misin?'' O uçurumdan ayrılmış hastaneye geri dönmüştük. Gözlerimi araladığımda Mert başımdaydı.

''iyiyim... herkes nerede?''

''Annen Betül Teyze ile beraber, diğerleri de kantindeler sen dinlen benim bir kaç işim var geleceğim sonra''

Mert alnımdan öpüp odayı terk etti. İşte yine tek başıma kaldım. Onunla geçirdiğimiz o güzel günleri düşünüyorum da her şey birer hayalmiş... Ya kurduğumuz onca hayal onunla beraber yok oldu sanki... Bir gün bana ''Çocuğumuz olursa isimlerini Hayal ve Umut koyalım.'' demişti. ''Bir kız bir de erkek olsunlar.'' Demişti. Hayal, bizim kurduğumuz bütün hayaller için Umut ise hala bir umudumuz olduğu için...

( 6 ay sonra...)

Bazı geceler ''Ay'ı'' göremezsiniz.. Ama bilirsiniz ki ''AY'' gecenin içinde saklıdır... Tıpkı yanınızda olmasa da kalbinizde olan SEVDİKLERİNİZ gibi..!

O gideli tam altı ay olmuştu. Bana altı yıl gibi geldi oysa o kadar çok özledim ki burnumda hala o parfümünün kokusu nasıl sızlatıyor şimdi içimi.. Odamın ışıklarını kapattım. Kendimi bu karanlığa hapsettim yatağımın yanına yere çömelip oturdum. Bacaklarımı karnıma kadar çektim. Öylesine kötü bir durumdaydım ki altı aydır bu odadan çıkmadım annem her seferinde odama girer yemek bırakır beni teselli etmeye çalışır ama başaramayacağını anlayınca da çıkar giderdi. Arkadaşlarım aylardır yanıma gelip gittiler hepsi de bana acır gibi bakıyorlardı benim bu halimi görüp üzülmesinler diye hiç birini odama almadım, kendi kendime atlatmaya çalıştım bu durumu ama karanlığa gömülmek her seferinde onun hayalini getirdi karşıma kafayı yemek üzereydim.

En sonunda kendimi toparlayıp bu odadan çıkmak zorundaydım. Ama bir türlü başaramıyorum ne zaman kalkıp çıkmaya çalışsam bir şey beni engelledi hep ''Dur! şimdi sırası değil!'' diyordu kafamdaki ses ''Dur! şimdi sırası değil!'' durmadan kafamın içinde tekrarlanıyordu bu cümleler atamıyordum kafamdan çıkaramıyordum bu sesi beni sürekli karanlığa çeken bu sesti. Deliriyor muydum yoksa hayır! deliremem.

Derin bir nefes aldım, kendimi toparlayıp odamdan çıktım. Çıkar çıkmaz lavaboya gittim. Aynaya baktığım da halimi bir görseniz göz altlarım ağlamaktan şişmiş, dudaklarımı yoluk yoluk etmişim. Aynanın önünde duran fondöten den birazcık yüzüme sürdüm. Sonra dudaklarıma da nemlendirici sürdüm. Bir yerden başlamak lazımdı hayata en azından güçlü durmak zorundaydım. Mutfağa geçtiğim de annem de mutfaktaydı.

Ölümün İntiharım "111518"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin