》üstten müziği açmayı unutmayalım.
》 iyi okumalar sevgili okurlarım.15.Bölüm"Motosiklet"
"İstanbul sokakları bizimdi..."Dün, akşam yemeğinden sonra Betül teyze, Ömer abi, Meriç ve ben bol bol sohbet ettik. Zaman zaman Betül teyze eşi rıza amcadan bahsetti. Hepimiz duygulandık, tabi ki en çokta Meriç o akşam gözlerinin içine baktım en derinine ağlamamaya çalışıyordu ama gözlerinden okunuyordu babasına olan özlemi. Betül teyze uzun uzun anlattı rıza amca ile nasıl tanıştıklarını, ilk ne zaman birbirlerine aşık olduklarını her şeyi anlattı. O kadar güzel bir aşk yaşamışlardı ki anlatsam kelimeler yetmez sayfalarca uğraş ister eh nihayetinde büyük aşklar sayfalara sığmayacak kadar büyüktür.
Sabah kalktım. Üzerime gri belden bağlamalı sıfır kollu tulumumu giydim. Saçlarımı tepeden toplayıp önlerden iki tutam saç bıraktım. Hafif bir makyaj yapıp odamdan çıktım. Çıkar çıkmaz karşımda Ayşe ablayı gördüm. Bana yine dik dik bakıyordu. Tek elini beline koymuş bir vaziyette duruyordu. Ne olduğunu anlamayarak
"Günaydın Ayşe abla!" Bu buhranlı havayı dağıtmak adına böyle deyiverdim.
"Günaydın" dedi tekdüze bir ses tonuyla ve bir o kadarda samimiyetsiz
"Bir sey mi istediniz?" Diye sordum. Sonra beni kolumdan tuttuğu gibi duvara yapıştırdı. Öyle sert çarptım ki duvara sırtım acımıştı. Sonra yaklaştı ve bana saydırmaya başladı bir anda.
"Bak kızım beni daha tanımıyorsun. Seni bu evde barındıracağımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Ayağını denk al yoksa canın çok yanar."
Kolumu bırakıp sinirli sinirli odasına girdi. Kapıyı hızlıca çarptı. neden bana böyle davrandığını anlamış değildim. Hayır yani ona bir şey de yapmadım neden böyle davranmıştı şimdi. Bu evde herkes bana iyi davranırken bu kızın benimle sorunu ne?Tam olarak benimle neden uğraştığını bilmediğimden Meriç'e bir şey söylemeyecektim. Ne de olsa buraya eğlenmeye geldik tadımızı kaçıramam ama bana bir daha dokunursa bu sefer onun tadını kaçırırım. Bana böyle davranamaz üstelik benim ona bir zararım dokunmamışken. Saçımı düzenleyip aşağıya indim. Meriç salonda oturuyormuş. Yanına gidip oturdum.
"Ne oldu canım yüzün bembeyaz olmuş?"
"Kimin? Benim mi? Ay yok canım bir şeyim. Annen nerede?"
"Bilmem sabah işim var dedi çıktı gitti bir şey de söylemedi."
"Hmm peki!"
"Bak ne diyeceğim sana bir sürpriz hazırlamıştım. Ama bu kıyafetlerle olmaz tamam harika olmuşsun hayatım ama..." derken sözünü kestim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün İntiharım "111518"
Non-Fiction(Gerçek hayattan kurgulanmıştır.) '111518' Ekin ve Meriç, çocukluklarından beri hiç ayrılmayan, her zaman beraber vakit geçiren bir çifttir. Peki bu hep böyle sürdümü dersiniz? Her arkadaşlık gibi her dostluk gibi ya da hiç ayrılmayan çiftler gibi...