Viginti duo

167 50 115
                                    

Miona kavgaların var içinde. İkiye bölünmüş gibisin hangi tarafa gitsen soluyorsun, peki göğe çıkmaya ne dersin?

İzlerin var Miona, yanık izlerin. Saatlerle oynuyorsun muhtemelen zamanla oynadığını sanıyorsun ah küçük saf kızım.

Kararların var uygulamaya kıyamadığın yağmurlar yağan fakat yürüyemediğin sokaklar gibi onlar. Ama şunu unutma Miona kaldırımlarda da çiçekler açar. Biliyorum korktuğunun başına gelmesinden korktuğunu, unutma işte bu kaldırımlar henüz basmamış olduğun.

Rengarenk tuvallerin var Miona, bazen onların içine oturup masallar okuyorsun hatta birkaç kez denk geldim oyuncak da oynuyorsun. Bir yanın hâlâ çocuk, ha sakın katil olma. Sen çabalamayı seversin, içindeki çocuğu yaşatmaya çabala.

Bir de soru sormalıyım sana, zira bu aralar kafamı fazlasıyla kurcalıyor. Neden ürkeksin bu kadar? Ne zaman gözümün önüne gelsen duvara yaslanmış etrafa ürkek bakışlar atıyorsun. Sanki düşman ve dostunu tanımaya çalışıyorsun. Her seferinde ürkek bakışların saatlerin üzerinde duruyor. Nedir bu zamana takıntın? Durdurmak veya geri sarmak mı?

Bana bir keresinde "Saatleri kendime benzetiyorum ama tek farkımız şu, onlar zamanı gösteriyor ben zamansızlığı. Benim bir zamanım yok saatlerle oynayıp hangi zaman olduğumu bulmaya çalışıyorum. Sonra vazgeçip etrafı gözlüyorum belki saatte değil başka bir şeydedir zamanım. İşte sonra ürkekleşiyorum ve tuvalimin içine saklanıyorum." Demiştin.

Miona sen ansız güzelsin, ansızın aklıma düşmen güzel ansızın çocuk olman ansızın gözlemen güzel etrafı. Ansızın göğe çıkman, ansızın kaldırımda ki çiçek olman güzel. Sen ansız güzelsin baksana bir zamana ihtiyacın yok bile. Ah Miona'm zamanın içindeki ansız kızım. Çevrendeki tüm saatleri boz işte böylelikle sana daha çok benzeyecekler.

Bu bölümde Miona ilk defa cümlelerini size açtı.

Sizin Miona'ya söyleyecekleriniz var mı?

MionaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin