Triginta octo

103 21 27
                                    

Sebepsiz göçlerin ardında kalan yalnızlık. Doğdu parmaklarından sana doğru. Kir pas içinde bir çocuk olduğumuz kadar sevdiğimizi unutmuşuz. Yaratırız düşünceler ve hastaneler ağır kılıçlar saydam süratler. Saatte kaç kilometre gider bilmem yine de gözlerine iliklerim. Gözlerinde iklimlerim. Antartika ayazı afrika sıcaklığı her iklimsin her ülkesin dünyasın dönüyorsun dönersin.

Zeusun kılıcı heranın güzelliği belki de sen mitolojiden biri. Çözemem afrika çocuğuyum açım susuzum. Çözemem donuyorum kıpırdayamıyamıyorum bir eskimoyum. Çarpık saatler sadeleşmiş ipuçları çözmeye yeltenme ölürsün. Bir tehtid bir ısrar. Yok sadece ortada bir söz var.

Sade hayatlar sade kesitler filmin içerisinde seyreden. Biri var belki iki kişi şunu üç yapalım ya da daha fazlası. Örgüt gittikçe çoğalır göç ettiğin yere tekrar dönmek istersin. Çulsuzsun fakirsin dönemezsin. Ceplerini boşaltmış süvariler kalbine dokunmamışlar. Cezalara yeltenemezsin. Tek çare sus. Sus çizginden öpmeli.

Miona iklimler soğuk tenin kadar iklimler sıcak gözlerin kadar. Sararmışsın sonbahar mı geldi? Morarmışsın da biraz kış mı geldi? Başka bir şey düşünmek istemiyorum. Yine kendi kafamda hastane yaratmak. Delilik zırvalık. Aklıma getirme Miona. Yaşa sen çok yaşa. Göçlerine dön. Yalnızlığında iklimlerin ve mitolojik canavarlar. Kutsan kurtul. Kırmızı olma, sarı olma, mor olma mavi kal.

Güzel geceler efendim mavi kalmanız dileğiyle.

MionaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin