Viginti sex

167 43 52
                                    

O bavula neler sığdırılıyor Miona, o bavullara neler sığdırılıyor. Süratli yokuşlar, çakıl taşlı bahçeler, yarım bırakılmış umutlar ve kırık kalpler. Her bavulda ölüme gidermiş gibi bir hal var. Her karmaşada fırtına ortasındaymış gibi savruluşlar var.

Umursamamak Miona çok zor eylem ne kararsızlıklar bırakır ardında, ne de güç bırakır dizlerinde. Yığılmamak için bavulunu atarsın çoğu zaman öyle hiçbir şeysiz kalırsın. Çakıltaşları acıtır canını kendi bahçende canın acır, ekemezsin zarar görmesinler diye dışarıdan bakanlar derler "bu ne biçim bahçe." ama bilmezler sırf canları acımasın, solmasınlar diye ekim yapmadığını. "Bu bahçenin ne mahsulü olur bundan sonra ne de insanı." dersin çoğu zaman. Bavulunu alırsın tekrar eline bir köşeye oturup düşünürsün kaç kişi olduklarını. Yüreğine ağır gelen şeyler, kişiler ne kadar? Ne kadarlar? Ne kadar dönüme sahipsin onların bahçelerinde.

Tüm yazılar umutlu olmaz Miona, bunu da öğrenmen gerek hayat hep toz pembe çıkmaz karşımıza. Mahsullerimiz sola sola ekmemeyi öğrendiğimiz gibi acılarımızla büyümeyi de öğreneceğiz. Bu bahçenin korkulukları bizler olmak zorundayız hatta kendi hayatımızın korkulukları.

Üç şeye sahibiz ikisi yok. Biri bavul, biri bahçe, biri de korkuluk. Tekrarlardan kaçınır bir şekilde hata işlemeye devam ettiğimiz gibi bavulumuza, korkuluğa, ekinsiz bahçemize sahip çıkmaya çalışıyoruz.

Göz çukurlarından çene kemiklerine varan ıslak bir macera bu, kimi zaman yutkunamadığımız kendimizi bir şarkının tam ortasında bulduğumuz bir macera. Ekinsiz bahçelerimize sahip çıktığımız gibi yüzümüzdeki bulutlara da hakim olmayı öğreneceğiz. Bavulları eksiltmeyi öğreneceğiz Miona.

Güzel geceler.

MionaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin