~BÖLÜM SEKİZ:-Nikah Şahidi-~

1.4K 93 473
                                    

  " Ama ben öyle kolay öğrenen bir insan değilim ona göre!"

       Genç kadın sadece gülümsedi. Evet belki çok fazla konuşamıyordu ama gülümseyebiliyordu. Ve bu gülümsemesi kesinlikle bulaşıcıydı. Genç adam onu gülümserken görmesi bile ona yetiyordu. Belki daha tanışalı 4 gün olmuştu ama o, bunun 4 günle sınırlı kalmayacağını biliyordu. Onlar Kader ortağıydılar . Birçok şeyleri ortaktı.

      Genç kadın ona burukça gülümseyen Adriana baktı. Belliydi ölmesinden çok korkuyordu. Ama o ölmeyecekti. Bunu yapacaktı. Bir uçurumun kenarındaydı bir keresinde. Adrianla tanıştığı uçurum. O uçurumda tamamen ölmekten vazgeçmişti. Ölmek istemiyordu. Çabalayacaktı. Yaşaması için birden fazla sebebi vardı.

       Ortam sessiz ve sakindi. Bu sakinlik Marinettenin canını sıkıyordu. Ve bir-iki kelime olsada konuşmaya başladı. İlk olarak maskesini ağzından çekmekle işe başladı.

"S-sana s-soru s-s-sormak istiyo-orum."

        Genç adam bu sözlerle başını ona çevirdi ve konuşmaya başladı.

"Ne istersen sorabilirsin. Canın mı sıkıldı?"

      Genç kadın gülümseyerek başını salladı ve ona soracağı soruyu kafasında denkleştirdi. Ve maskeyi ağzından çekti.

" O-onunla ne z-z-zaman tanışt-t-tın?"

      Adrian bu soru karşısında biraz afalladı. Aslında onun bu soruyu sormasını bekliyordu. Gülümsedi. Neler söyleyeceğini seçti ve konuşmaya başladı.

"Bunu sormanı bekliyordum. Anlatayım kısaca. Bi arkadaşımın sevgilisinin arkadaşıydı. Bi nevi ortak arkadaş gibi. Bir gün arkadaşın sevgilisi parti veriyordu. Orada tanıştık. Bana sorduğu ilk şey işimdi. O bir finansçıydı. Burda çalışıyordu. Birbirimizi pek görmezdik. Bende salak gibi onunla sevgili oldum. Beni sevdiğini sanmıştım. Ama yanıldım. Aslında onun beni sevmediğini uzun zamandır biliyordum ama ne kendime yedirebiliyordum ne de ona toz kondurabiliyordum. Ama işte olan oldu. Giden gitti. Herşey bitti. Sana onun hakkında önemli bir bilgi vereyim hatta; onun iki tane yüzü vardı ama bir kalbi yoktu."

      Genç kız anlıyordu. Ve içinden şöyle söyledi keşke bir yüzünüde Lukaya verse. Evet o yüzsüzün tekiydi.

"Marinette iyileşince sende bana anlatacaksın. Anlaştık mı?"

     Genç kız gülümseyerek göz kırptı. İstiyordu ona anlatmayı çok istiyordu. Ama yapamıyordu. Bu engeller olmasa yapacağı ilk şeydi ona anlatmak. Bunu herşeyden çok istiyorum.

" Biliyor musun Marinette seni daha yakından tanımak istiyorum. Beni çok iyi anlıyorsun. Ve bu çok güzel bir his. Yalnız olmadığımı hissettiriyor. Buradan çıkınca uzunca sohbet etmek istiyorum."

        Genç kız en içten gülümsemesiyle maskeyi ağzından çekti ve konuşmaya başladı.

" B-bende."

      Genç adam tebessüm etti. Ardından beyaz sporlarını çıkardı ve koltuğa uzanıp Marinetteye baktı. Koltukla yatak o kadar yakındı ki elini atsa yatağın kenarını yakalayabilirdi.

      Genç kadın artık o adamın lafının geçmesinden tiksinmiyordu. Bir nevi bu konuda ilerleme kaydetmişti. Genç adamında ondan kalır yanı yoktu. Aslında bakarsak onlar kendilerine birbirlerini örnek almışlardı. Herşeyi, herkesi bir kenara bırakıp sadece kendileri olmuşlardı.

Kapı çaldı ve içeri elinde testin sonuçları ile Bay Kerry girmişti. Adrian ayağa kalktı. Ve hocaya baktı. Hoca ona bakıp dudaklarını oynatarak konuşmaya başladı. Ona şöyle diyordu. 'yanıma gel.' Adrian gitti. Marinette ise birşey anlamayarak arkalarından baktı.

YARA (Adrianette)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin