Kapıya bakınca gözlerimi kocaman açtım. Üzerinde doktor önlüğü vardı. Ama bu doktor değildi. Elimi hemşire çağırma butonuna bastırdım. O ise elindeki bıçağı ile bana yaklaşmaya başladı. Yüzüme iğrenç bir ifadeyle bakıp sırıttı.
"Babamın bitiremediği işi ben bitireceğim! Senin yüzünden benim babam hapiste! Anladın mı?"
"Peki ya benim annemle babam? Halan ile enişten?
Onların ne suçu vardı? Benim ailem senin baban olacak o adam yüzünden öldü. Acımadan ikisinide gözlerimin önünde öldürdü. Ben senin baban yüzünden o yaşta annesiz babasız kaldım. Yıllarca terapi gördüm. Ya sen? Senin baban benim yüzümden değil, kendi iğrençlikleri yüzünden hapiste!"Odaya nefes nefese Adrian daldı. Şok içinde o adamın oğluna bakıyordu.
"Hayır! Yalan söylüyorsun! Benim babam katil değil! Senin yalanlarını daha fazla dinlemeyeceğim! İşin bitti!"
"Mark ben doğru söylüyorum. Elimde kayıtlar var!"
Adriana hiç bakmadım. Eğer baksaydım Mark bunu anlar, arkasını döndüğü gibi Adrianı öldürüdü çünkü...
"Hayır! Babama iftira atamazsın! "
Üzerime doğru koştu. Elindeki bıçağı tam kalbimin üzerine getirip saplayacakken Adrian onuda bıçağıda tuttu. Kolunu ters bıçağı yere attı. İki elinide arkadan tuttu. Bende kenarda duran telefonumu alıp güvenliği çağırdım. Saniyeler içerisinde 2 görevli gelip çocuğu götürdü. Adriansa derin bir nefes alarak bana döndü.
"İyi misin?"
"Evet, tam vaktinde geldin Agreste."
Elini açtı. Elinde beyaz bir saç bandı tutuyordu.
"Al bakalım mavi cadı."
"Teşekkür ederim Agreste. Bilmem kaçıncı kez hayatımı kurtardığın için."
Elimle saçlarıma dağınık bir topuz yaptım.
"Önemli değil. Sonuçta ben bir doktorum ve işim hayat kurtarmak."
"Yine de sağol."
Başımı yastığa koydum. Tavana baktım. Canım çok sıkılmıştı.zaten kendimi iyide hissediyordum.
"Adrian ben ne zaman taburcu olup hastalarıma bakacağım?"
"(Destur bismillah!) Oha! Gel ben sana bir önlük ayarlıyayım şimdi git ne dersin? Daha yeni ameliyat oldun! Ne zaman taburcu olacağım diyor!'
"Tamam birşey söylemedim."
Bakışlarımı tavana çevirdim. Benim iç seste fırasattan istifade konuşmaya başladı.
- Ayh bak seni ne kadar da düşünüyor. Görüyor musun?
~ Evet. (Çok şükür) 2 tane gözüm var.
- Bu değil, sensin odun!
~Bana bak sen fazla olmaya başladın.
- Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlarmış.
~ Evet ben de seni kovuyorum!
- Yani söylediklerimin doğru olduğunu kabul ediyorsun?
~ Bir sus iç ses!(klavyemin p*ç ses diye çevirmesi normal mi? xknsbznsnsnx)
- Tamam.
İç sesime yine göz devirip Adriana döndüm.
"Ne yapıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA (Adrianette)
Fiksi Penggemar~~~~~~~~~~~~~ "Aramızdaki bu camı görüyorsun değil mi?" "Evet." " Bu hissetiklerime engel değil. Ne bu cam nede içinde bulunduğumuz bu durum. Hiçbiri sana hislerimi değiştirmeyecek.Sana söz veriyorum..." ~~~~~~~~~~~~~