Marinetteyi yoğun bakım odaların birine aldık. Ve monitör kablolarını bağladık. Kahretsin! Nefes almıyordu!
" Adrian mecbur entübe etmemiz gerek! 8,5 luk entübasyon tüpü ve laringeskop getir! Çabuk ! Oksijen makinesi acil!"
Hoca laringeskopla Marinettinin boğazını açtı ve 8,5luk entübasyon tüpünü sokunca ucuna oksijen makinesini taktık. Allah'tan kalbi durmadan entübe etmiştik!
" Adrian bronşlarda tıkanma olabilir. Eğer yeniden nefes almayı keserse bana haber ver. Anjioya alacağız. Serumuna 3mm morfin yap. Bu hiç iyi olmadı!"
" Hocam ya beyinde hasar kaldıysa?"
" Bilemiyorum. Şuan durumu stabil. Senin yanına birini daha göndereceğim. Testlere gelince kan tahlili , MR ve tomografi istiyorum. Akciğer grafisi de çektir. Sonuçları bana getir. Ve beyin fonksiyon testi yap. Umarım kalıcı bir hasara yol açmamıştır."
" Hocam kimi göndereceksiniz?
" Muhtemelen bayan Richel'in takımından göndereceğim."
" Tamam hocam."
Hoca kapıyı kapatıp çıktı. Serumuna 3mm morfin yaptım. Yanındaki koltuğa oturup yüzünü incelemeye başladım. Koyu renk kaşları gece mavisi saçlarıyla uyum içerisindeydi. Kiraz rengi dudakları ve kırmızı yanaklarından eser yoktu. Dudakları solmuştu. Yüzünün rengi solmuştu. Sanki karşımdaki Marinette değildi. Ya beyninden herhangi bir fonksiyon kaybı olduysa? Düşünmesi bile çok kötü...
YAZARDAN
Genç adam bu manzaranın karşısında ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Başını elleri arasına almış öylece bakıyordu. Daha 1 saat önce karşısında duran kadın şimdi makinelere bağlıydı. Herşey saniyeler içerisinde gerçekleşmişti.
Genç adam bunları düşüne dursun, kapıyı birisi tıklatmıştı. Adam ise sadece güçsüzce 'gel' diyebilmişti...
Alya gelmişti. Genç hanım ağar ağar yoğun bakım odasına girdi. Hastanın kim olduğunu merak etmişti. Genç hanım başını kaldırıp kablolar içerisinde yatan hastayı gördü. Şoka girdi. Bu yatan Marinetteden başkası değildi. Genç hanım Adrianın omzuna dokundu. Ve mırıldanarak konuşmaya başladı.
"Ona ne oldu? Neden burada?"
" Bu gün gelen vakalardan birisi cezaevinden geliyordu. Marinettenin dayısı. Marinette onu görünce bağırmaya başladı. Bizde hocayla adamı susturmaya çalışıyorduk. Arkadan sesler gelince arkama döndüm. Marinette Astım krizi geçiyordu. İlaç bitmiş. Gelip oksijen maskesi takana kadar bilinci kapanmış. Yoğun bakıma alıp entübe ettik. Kalıcı bir hasar var mı bilmiyoruz. "
" Ona hep söylüyordum. Bu sabahta sordum . Evet dedi. Yanına herhalde bitiği almış."
Genç kadın Marinetteyi daha önce hiç böyle görmemişti. Solmuştu. Oturduğu koltuktan kalktı.
"Hadi testleri yapmaya başlayalım. Ben kan tahlilini halledeyim sende MR ye götür. Orada buluşalım."
" Tamam."
Genç kadın müdahale masasından boş 2 tüp ve bir kelebek iğne aldı. Batikonu kızın bembeyaz tenine sürdü. Kelebek iğneyi batırıp ucuna tüpü koydu. Tüp dolunca çıkarıp, diğerini koydu. Oda dolunaca kelebek iğneyi çıkartıp yerine küçük bir yarabandı taktı. Tüplerin üzerine isim yazıp laboratuvara gitti. Gereken talimatları verip çıktı.
Bu sırada Adrianda genç bayanı sedyeyle MR odasına götürüyordu. MR odasının kapısını açıp içeriye girdi. Ondan sonra ise nefes nefese kalmış Alya girdi. Adrian ve 2 görevli Marinetteyi sarsmadan sedyeden kaldırıp MR cihazını içine koydu. Adrian Marinettenin saçlarını yüzünden çekip, MR cihazını çalıştırdı. MR çektiler. Sıra onu oaradan çıkarmaya geldi. Genç adam güzel bayanın yanına gitti. Cihaza basıp geri çıkardı bayanı . Yine aynı görevlilerle sedyeye yatırdı. Sırada tomografi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA (Adrianette)
Fanfic~~~~~~~~~~~~~ "Aramızdaki bu camı görüyorsun değil mi?" "Evet." " Bu hissetiklerime engel değil. Ne bu cam nede içinde bulunduğumuz bu durum. Hiçbiri sana hislerimi değiştirmeyecek.Sana söz veriyorum..." ~~~~~~~~~~~~~