Mezuniyetime sayılı günler kalmıştı ve korkuyordum. Hem de deli gibi.
Babamın daha rahat çalışabilmem için yıllar önce bana hazırladığı çalışma odasının ortasında durmuş UCLA'daki öğrenim hayatım boyunca yaptığım maketlere bakıyordum. Taehyung'un fikri ile yaptığım tüm maketleri saklamış, hatta yıprananları yenilemiştim. Böylelikle onları, gelecekte kendi mimarlık ofisimi açarsam sergilenmesi için ofisime yerleştirebilecektim. Ama şimdi, bütün bu maketlerin ortasında durmuş onlara bakarken korkuyordum. Çünkü gelecek bana büyük bir sorumluluk getirmek üzereydi ve yıllardır dirseğimi çürüttüğüm sıralar yerine artık sahada çalışacaktım. Bunun düşüncesi bile kanımı kaynatıyor ve geleceğin belirsizliği beni korkuttuğu gibi heyecanlandırıyordu da.
Bugün final projelerimizin teslim günüydü ve birkaç saat sonra bölümümün en kıdemli hocalarının da içinde olduğu bir değerlendirme ekibiyle görüşmem vardı: Prof. Hitoshi Abe, Prof. Dana Cuff, Prof. Greg Lynn ve akademik danışmanlarım olan Jimenez Lai ile Güvenç Özel. Onların kararına göre mezun olup olmayacağım belirlenecekti.
Prof. Abe ve Prof. Lynn öğrenci dostu olmasıyla bilinse de, Prof. Cuff oldukça mükemmelliyetçi bir kadındı ve bütün derslerim mükemmel olsa bile final projemde göreceği tek bir hata ile okulda kalmam için olumsuz oy kullanabilirdi. Ama ben 5'te 5 oy ile mezun olmak konusunda kararlıydım. Mr. Lai ve Mr. Özel'in hakkaniyetle karar vereceklerine de emindim ama Prof. Cuff beni çok korkutuyordu.
Final projemden gözlerimi ayırmadan merdivenden inmeye çalıştığım sırada babam imdadıma yetişti ve "Dur, yardım edeyim," dedi. "Şimdi düşüp kendinle birlikte projeni de mahvedeceksin." Babam projemi elimden alıp dikkatlice merdivenden inerken derin bir nefes verdim ve ben de sakince onu takip ettim. O sırada kapımız çalmıştı ve babam projemi salondaki masaya dikkatlice bırakırken ben kapıyı açmıştım.
"Selam! Yardıma geldim." Taehyung dikdörtgene benzeyen gülümsemesiyle kapıda dikilirken endişeyle "Senin stajın yok muydu?" diye sordum. "Ne işin var burada?"
"Lalisa, böyle mi karşılıyorsun erkek arkadaşını? Gel Jack, içeri gir." Babam bana kötü bakışlar atarak Taehyung'u içeri alırken erkek arkadaşım babama teşekkür etmişti. "Teşekkürler Marco." İçeri girdikten sonra şapkasını çıkardı ve saçlarını düzeltirken alt dudağını büzerek bana sitemde bulundu. "Senin için stajdan izin aldım. Final projenin teslim günü değil mi bugün?"
Taehyung projemi görmek için sağa sola bakarken ağlamaklı suratımla kollarımı birbirine doladım ve projemin yanına ilerlerken mızmızlandım. "İĞRENÇ OLDU! DANA CUFF BEĞENMEYECEK VE MEZUN OLAMAYACAĞIM!"
"Ne diyorsun? Tabii ki de-" Taehyung kaşlarını çatarak beni takip ederken projemi görmüş ve duraksamıştı. "Vay canına."
"EVET İNANILMAZ ÇİRKİN, DEĞİL Mİ?"
Taehyung ağzı açık bir şekilde projeme bakarken babam arkama geçmiş ve beni omuzlarımdan kavrayıp Taehyung'un cevabını beklerken gevşemem için hafifçe masaj yapmaya başlamıştı.
"Lalisa, bu hayatımda gördüğüm en harika tasarım." Taehyung ondan şüphe etmeme izin vermeden hayranlıkla bana baktı ve "Yakından bakmama izin var mı?" diye sordu.
Babam sorunun cevabını duymak için duraksayıp bana baktığında ben de şaşkınlıkla ona baktım ve "T-tabii," dedim. Aynı anda Taehyung sevinmiş ve yavaşça projeme yanaşarak yakından incelemeye başlamıştı. Bu sırada babam ise "Gördün mü?" diyerek yüzüne bilmiş bir gülümseme yerleştirmişti. "Sana harika göründüğünü söylemiştim."
Taehyung'un maketimi heyecanla incelemesi ve babamın da güven verici ses tonuyla yüzüme özgüvenli bir gülümseme yerleşirken Taehyung ağlamaklı suratıyla bana baktı. "Lisa, bu tasarım gelecekteki evimiz olsun mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1000 forms of me ✔
Fanfiction"Aşık olacağınız kişiyi bulun, sonra bırakın sizi öldürsün," demiş ya yaşlı, huysuz, adını bir türlü hatırlayamadığım bir bilge, acaba bizi görse ne derdi? 1000 farklı kalıp, 1000 farklı Lalisa vardı içimde. Ama hepsi bir parça eksikti sanki. Yine d...