Bundan sonra, Vante'den yazar anlatımlarında Jack, Lalisa'nın anlatımlarında ise Taehyung diye bahsedeceğim. Düşüncelerinizi paylaştığınız için de teşekkür ederim. 💜
ㅁㅁㅁ
"Taehyung, neyin peşindesin?"
"Sus ve yürümeye devam et." Taehyung elleriyle gözlerimi kapatmış beni evin kapısından içeri sokmaya çalışıyordu.
"Şimdi bir yere takılıp düşeceğim bak. En fazla ne yapmış olabilirsin ki? Ne bu göz kapatmacalar falan?"
"Öyle mi dersin?" Taehyung ellerini gözlerimden çektiğinde nefesimi tutmak zorunda kalmıştım. Aslında, hayalimde filmlerde gördüğüm gibi güllerle ve mumlarla süslenmiş bir yemek masası vardı ve karşımdaki masa da tam anlamıyla böyle bir masaydı. Ama yine de nefesimi tutmak zorunda kalmıştım, çünkü mükemmel hissettirmişti.
"Taehyung, bu mükemmel..."
Ağlamaklı bir sesle konuştuğumda Taehyung güldü ve kollarını belime sarıp çenesini omzuma yerleştirdi. "Sevdin mi?"
"Sevmek, şu anki hislerimi anlatmaya yetecek bir kelime değil." Taehyung'un dudaklarını yanağımda hissettiğimde gülümsedim ve başımı ona doğru çevirip dudaklarına bir öpücük bıraktım. "Sana söylemiştim, KFC'de tavuk yesek de olur. Neden bu kadar uğraştın?"
"Ben de sana söylemiştim, bu an için değerdi."
Yüzümde yayılan gülümseme ile aklıma o akşam geldiğinde iç çektim ve "Tanrım," dedim. "Seni neden o akşam öpmedim?"
Cümlemin üzerine Taehyung kahkaha atarak kollarını bedenimden ayırdı ve parmaklarını benimkilere kenetlerken "Farkında mısın, ne zaman geçmişi ansak bu cümleyi kuruyorsun," dedi.
"Seni daha erken öpmediğim için pişmanım ama son pişmanlık fayda etmiyor, ne yapayım?" Dudaklarımı büzerek omuz silktiğimde Taehyung tek kaşını kaldırarak bana bakmış ve "Yanılıyorsun bence," demişti. Ardından beni kendine doğru çekti ve yanağımı kavrayıp bana uzun bir öpücük verdi. Dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı birbirine yasladığında ise "Bak, bu fayda ediyor," demişti.
Cümlesi gülmeme sebep olduğunda onu göğsünden itekledim ve yemek masasına doğru ilerlerken "Bunu sonra konuşacağız," dedim. "Ama önce yemek yemeliyim, çünkü çok açım. Menüde ne var?"
Yemek masasına ulaştıktan sonra merakla masaya doğru ilerleyen Taehyung'a baktım ve masanın öbür tarafına geçip bana çapkın bir gülümseme attığını gördüm. "Senin için mükemmel bir yemek hazırladım," dediğinde kollarını iki yana açmış ve ardından da "Adı Jack Taehyung Kim," demişti.
Gülmeme engel olamadığım sırada baştan aşağı onu süzmüştüm. Üzerinde siyah ve karmaşık desenlere sahip bol bir gömlek vardı. Gömleğinin eteklerini altındaki siyah ve dar pantolonunun içine sokmuştu ve ayağına giydiği siyah şık ayakkabılarla da her zamanki eşsiz tarzını tamamlamıştı. Geçen hafta yeniden boyatmasıyla onu daha da ateşli yapan simsiyah ve hafifçe uzamasıyla dalgalandırmaya başladığı saçlarıyla bana böyle baktığında, yemeğimin ne kadar lezzetli olduğunu düşünmüştüm. Bu düşünceyle birlikte alt dudağımı ısırdım ve "Evet, baya leziz görünüyor," dedim.
Taehyung yüzündeki sinsi ve çapkın gülümseme ile bana minik bir kaplan taklidi yaptığında kıkırdadım ve "Üzgünüm Taehyung ama gerçekten açım," dedim.
Aniden yüzü düşen Taehyung daha fazla gülmeme sebep olurken kahkahalarımın arasına bıkkın sesini bırakmıştı. "İki dakika cilveleştirmiyorsun Lalisa, görürsün sen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1000 forms of me ✔
Fanfiction"Aşık olacağınız kişiyi bulun, sonra bırakın sizi öldürsün," demiş ya yaşlı, huysuz, adını bir türlü hatırlayamadığım bir bilge, acaba bizi görse ne derdi? 1000 farklı kalıp, 1000 farklı Lalisa vardı içimde. Ama hepsi bir parça eksikti sanki. Yine d...