1 2

3 0 0
                                    

Mükemmel bir kaç saatin ardından eve girdiğimde, kendimi resmen tamamlanmış hissediyorum. Sanki içimde tamamlanmayı bekleyen her şey bir anda birleşmişti. Nasıl tarif edeceğimi bile bilmiyordum. Tek bildiğim şey, uzun zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissediyor olmamdı. Garip olan ise, aklımın ucundan geçmeyecek insanın bana bu duyguları tattırmasıydı. Doruk çok garipti, onu hala çözememiştim, bana nasıl bunları hissettirdiğini de çözememiştim. Onu çözmeyi çok istiyordum, onu tam olarak anlayabilmeyi.

Annem gelmişti. Babam ve Efe ile salonda oturuyorlardı. Bu manzarayı görmeyeli çok olmuştu. Efe'nin yüzüne baktığımda o kadar sevinçli gözüküyordu ki. Annem ve babamın da yüzleri gülüyordu. Beni daha görmemişlerdi.

Kendimi onları izlemeye kaptırmışken telefonumun çalmasıyla irkildim. Onlar da duymuş olacak ki, seslendiler.

''Pera?''

''Abla?''

Babam ve Efe ard arda konuşurken, annem de bana gülümsüyordu. Bende ona gülümsemeye çalıştım. Aynı zamanda telefonumu çıkardığımda, Cenk'in aradığını gördüm.

''Birazdan geleceğim.'' diyip odama geçtim ve aramayı yanıtladım.

''Efendim?''

''Ne yapıyorsun güzellik?''

''Hiç evdeyim, annem geldi.'' Doruk'la buluştuğumu söylemeyecektim.

''Annen geldi demek, durumlar nasıl?''

''Bende bilmiyorum, şimdi yanlarına gideceğim.'' dediğimde aynı zamanda üstümdekileri çıkarıyordum.

''Efe'yi ziyarete gelecektim.''

''Haftasonu dememiş miydik?''

''Evet ama dayanamadım, merak ediyorum.'' Cenk ve Efe çok iyi anlaşırlardı. Cenk'in hiç kardeşi yoktu, Efe onun da kardeşi gibiydi. Ona abilik yapıyordu, Efe de onu öz abisi gibi seviyordu.

''Meraklanacak bir şey yok ki, çok iyi. Sen takma kafana, haftasonu geleceksin nasıl olsa.''

''Peki tamam.''

''Şimdi annemlerin yanına geçiyorum. Şans dile.''

''Bütün güzel şanslar senin olsun, haber vermeyi unutma.'' Gülerek telefonu kapattık.

Bende üstüme rahat bir şeyler geçirmiştim. Salık saçlarımı at kuyruğu haline getirip, odamdan çıktım. Yüzümde geçmek bilmeyen koskocaman bir sırıtış vardı.

Salona girdiğimde, üçünün de gözleri bana çevrildi. Annem ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı.

Kollarını bir anda boynuma doladı, ve beni sımsıkı sardı.

''Özür dilerim.'' diye fısıldadığında, ne diyeceğimi bilememiştim. Bugün hiç bir şey beni mutsuz edemezdi, çok güzel bir gün geçirmiştim.

''Neden?''

''Efe konusunda.''

''Tamam, nasıl olsa şu an iyi. Önemli olan da bu.''

Gülümsedi ve kollarını benden ayırdı. Babamın yanında ki yerini alırken, bende Efe'nin yanına oturdum ve on kucağıma çektim.

''Cenk abi, neden gelmedi?''

''Haftasonu gelecek, şimdi eve gitmesi gerekti.'' dediğimde masumca başını salladı.

''Neler yaptınız?'' Annem konuştuğunda, neler geveleyeceğimi düşünüyordum.

''Hiç gezdik, dolaştık. Her zaman ki gibi.'' Oldukça klasik bir cevap olmuştu.

Gözlerimi saate çevirdiğimde, saatin on olduğunu görmemle ayaklandım. O kadar çok uykum vardı ki.

En Güzel ŞarkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin