Ertesi gün sana kavuşmayacağım için
uyumadığım geceler var benim.Cemal Süreya
Sömestr tatilinin ertesi sabahında Kuzey Kıbrıs'a giden ilk uçakta, business class bölümünde yerlerini almışlardı. Kemerlerini çıkardıktan sonra Kenan hostesten şampanya istedi. Gökçe zaten uçakta birinci sınıf mevkinde ve baş başa olmaktan oldukça şaşkındı, kaşlarını çatıp yüzünde yine neyin peşindesin tebessümüyle Kenan'a baktı.
Kenan, hostesin ardından serseri bir gülüş attı Gökçe'ye biraz kasılarak yüzünü komik bir şekilde kırıştırıp dilini çıkardı. Lisede yapmayı en sevdiği ve en özlediği şeyi yaptı, Gökçe'nin uzun saçlarının ucunu kaldırıp burnuna götürdü ve kokladı.
"Şu anı yaşamak için 10 sene geciktiğimize inanamıyorum!"
"Geç olsun güç olmasın aşkım! Artık geçmişi düşünme."
"Doğru, ben de öyle yapıcam aslında. Geleceğimizi düşünüyorum da... Bir türlü o geleceğe ilk adımı atacak sözleri söylemek için uygun bir yer bulamadığımı farkettim."
"Kenan ne gerek var aşkım kasma. Birlikteyiz işte daha nesi?"
Kenan çoktan karar vermişti, evlilik teklifini nihayet bir şova çevirmenin peşindeydi. Üstelik arkadaşlarına ve hatta torunlarına dek anlatıp böbürleneceği bir hikayesi olmasın mıydı?
"Yer bulamadım dedim! Kısmet meğer gökteymiş!"
Hostes şampanyalarını getirdi. Gökçe kıkır kıkır gülüp duruyordu. Lale şeklindeki kadehe uzanıp büyük bir yudum aldı, yutkunup başını salladı.
"Hadi hadi söyle, kabul pes! Bu çok hoşuma gitti!"
Kenan, Gökçe'nin parmağına hala taktıramadığı nişan yüzüğünü cebinde gezdirmekten kendi kendine sinir olmuştu. Artık taksın istiyordu o özel sipariş ettiği yüzüğü. Ceplerini yokladı.
Elleriyle yüzünü ovuşturup ağzının içinden bir küfür mırıldandı. Gökçe de gözlerini kocaman açmış korkuyla Kenan'ın telaşlı ifadesine bakıyordu. Kenan sabah ceketini değiştirirken iç cebine koyduğu yüzüğün yerinde olmadığını farketti. Sevdiği kadına doğru düzgün evlenme teklif edemeyecek olmasına mı, şansına kısmetine mi, yüzüğün maddi değerinin kaybına mı yansın bilemedi. Kızardı bozardı.
"Ahh!" dedi.
"Yüzüğü kaybettim deme?"
"Yok! Burdaydı eminim. Havaalanında X-rayden geçtikten sonra cebimi yokladım, oradaydı. Şimdi yok!"
"Kenan yolda ceketini çıkarıp arka koltuğa atmıştın, arabanın içine düşmüştür?"
"Evet işte ceketi giydikten sonra kontrol ettim, yerindeydi."
"Emin misin?"
"Off Gökçem yaa!"
"Şaka yapıyorsun Kenan bak hiç komik değil! Yüzüğümü ver!"
"Yüzüğüm dedi, ahh! Valla yok!"
"Arabadadır... İnşallah." diye Gökçe alt dudağını kemirerek telaşla mırıldandı. Bir süre efkarlı gözlerle bakıştılar, ikisi de ne diyeceğini bilemez halde çok şaşkındı. Kenan'ın saçlarını karıştırdı.
"Olsun hadi söyle? Aşkım benim sen koskoca Kılıç Kuyumculuğun sahibisin dönünce bana yeni yüzük alırsın ne olacak?"
"Yav yüzük senin köpeğin olsun sevgilim! O değil de ben bi türlü şu haltı doğru düzgün beceremediğime yanıyorum! Allah'ım sağ ol be! Valla sağ ol! Torunlarıma hava atacam derken maskara olucam, -dede bi yüzüğe sahip çıkamamışsın kuyumcu dükkanını nasıl idare ettin bu zekayla, diyecekler bana!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Kalınmış - Tamamlandı
RomanceKeşke denen sözcüğü lügattan söküp alsalar, her hecesiyle ve harfiyle Onun, göğüs kafesine ekseler; keşkeden daha büyük bir pişmanlık kelimesi yeşertirdi içinden... #keşke etiketinde 1. ⭐️