Geç Kalınmış - Tamamlandı

31.Gece Uzun, Dert Uzun

Uçmayı öğrenmeden
göçmeye mecbur kalmış
bir kuş gibi kalbimiz.
Cahit Zarifoğlu

Gülcan "Nereye götürecekmiş dedin?!" diye yüksek sesle arkadaşının sözünü tekrar edince, göğsünde süt emen bebeği irkilerek huzursuzca kıpırdandı. Fal taşı gibi açılmış gözlerini Gökçe'den ayırmadan içgüdüsel hareketlerle bebeğin poposunu pışpışladı ve emzirmeye devam etti.

Gökçe, "Kapadokya!" Dedi sinirli bir gülüşle.
Derin bir nefes alıp çamaşır sepetinden organik bebek deterjanıyla yeni yıkanmış mis gibi kokan Ayaz'ın çamaşırlarını alıp katlamaya devam etti, Gülcan'ın oturma odasında.

Gülcan sanki kendi kendine konuşur gibi söylendi,
"Vay be! Adama bak! Kızım Kenanla iyi yaşayacaksın ha! Adam keyfine düşkün vallahi. Muhteşem kavuşma için seçtiği yere bak! Ayyy çok romantik. Benim öküzcüğüm evlilik yıldönümümüz için bana ne almış tahmin et? Hayatta bilemezsin!"

"Ne almış?"

"Ütü masası! Banaaa? Benim gibi kadına? Eşşekk! Kaldırabilsem kafasına atardım ama kocaman! Savunması da şu; e zaten ben ne zamandır ütü masamız eskidi diyormuşum! Dişlerimi sıktım ve sordum; peki hayatım yıldönümümüzü nasıl geçirmeyi planlıyorsun diye?"

"Eee?"

"Yeni açılan kebapçıya gitmeyi teklif etti! Ayy deliricem! Parayla mı verdiler seni bana diye bi başladım saydırmaya! Çok pis kavga ettik! Yaa ben çocuk doğurdum diye bu kadar mı gözden düştüm arkadaşım, deliricem! İnsan azıcık etrafına bakar, Kenan gibi adamlardan azıcık feyz alır! Yoook nerde? Saman gelmiş öküz gidecek benimki!"

"Siz kebapçıya da olsa gidersiniz bir şekilde. Kenan plan yapsa nolur, bak olmadı."

"Ama öyle deme kanka, biz konuştuk o akşam, Kenan çok üzgündü. O istemez mi seninle yıllar sonra nihayet başbaşa kalmayı? Haftaya gidersiniz."

"Haftaya Cumartesi günü okulda veli toplantısı var."

"Tüh."

Gökçe üzgünce başını sallayıp katlama işine devam etti. Gülcan bebeğini memeden ayırıp göğsünü kapattı ve bebeği omzuna yatırıp sırtına pıt pıt vurarak gazını çıkarmaya başladı.
"Yine de Kenan romantik adam. Deniz'i de deli gibi gezdiriyordu. Kadına aldığı hediyeleri zaten söylememe gerek yoktur, kuyumcu vitrini gibi geziyordu. Hadi adam kuyumcu, ona tamam. Ya o çiçekler, marka çantalar, parfümler seyahatler?.."

"Bana Deniz deme!"

"Ay pardon. Yani Kenan incedir, romantiktir demek istedim. Sana kim bilir neler yapar! Bi evlenseniz?"

"Off Güli ne evlenmesi!"

"Niye ki yaza filan evlenirsiniz bence? Düşünsene?"

"Şuan düşünemiyorum canım, kusura bakmazsan daha yeni başladık!"

"Seneye dedim!"

"Anladım Güli, deme? Ya ben napiyim şimdi? Adamın kızını kıskanıyor durumuna düşmek istemiyorum. Öyle değil. Ama zor durumda kalsın da istemiyorum. Biz tam biraz ilerliyoruz, sonra bir şey oluyor ve ben soğuyorum! Milletin çevirdiği dedikodular, Deniz'in hala bitmeyen hırsları... Off gerçekten onca bunalımdan sonra ihtiyacım olan şey bu değildi. Ben sadece huzur ve belki Kenan'ı tekrar bulmuşken biraz sahiplenilmek istemiştim."