Bölüm 34

131 7 0
                                    

Bir hafta sonra

DAMLA' DAN

Rovaniemi' deki son günümüzde kuzey ışıklarına bakarken buraya aşık olduğumu bir kez daha anlamıştım. Bu soğuk havada elimdeki sıcak kahveyle kuzey ışıklarının manzarası beni büyülemeye devam ediyordu. Boynumda hissettiğim öpücük ile bu büyüleyici manzaradan gözlerimi ayırdım. Buğra' ya gülümseyip yanağından öptüm.

- Büyüleyici değil mi?

- Evet, fazla büyüleyici.

Gözlerini, gözlerimden dudaklarıma indirirken:

- Ama senin kadar değil, deyip dudağımdan öpmeye başladı. Elimdeki kahve fincanını sehpaya bırakırken ona döndüm ve öpüşüne karşılık vermeye başladım.

Burasının havasını soluduktan sonra sanki eski Damla' yı Türkiye' de bırakmış gibiydim. Eski Damla utangaç, tenlerle ilgili hiçbir şey bilmeyen, tek birine takılı kalmış, mutsuz bir kızken; şimdiki Damla, cesaretli, Buğra' dan sonra tenlerle ilgili her şeyi öğrenen, hatta belki de daha fazlasını bildiğini fark eden, kendisini kocasına adamış, mutlu bir kadındı.

Buğra, daha önceki birlikteliklerimizden daha farklı davranan bana şaşkınlıkla bakarken, bir süre sonra farklılığıma ayak uydurmaya başladı.

Kısa ama ateşli süren dakikalarımızın ardından Buğra, nefes nefese kendini yanıma bıraktı. Nefes alış verişi düzene girince hala aynı koyulukla bakan gözlerini gözlerim ile buluşturdu.

- Daha önce kendimi hiç böyle hissetmemiştim. Beni gerçekten büyülemiş olmalısın, hayatım.

İçimdeki sönmeyen ateş ile bir kahkaha attım. Az önceki cesaretim devam ederken ellerim ile Buğra' nın vücudunu okşamaya başladım. Buğra bir şaşkınlık daha yaşarken vücudundaki elimi tutup beni altına aldı.

- Yaramazlığa devam mı etmek istiyorsun? Öyle mi küçük hanım?

Dudaklarımı ısırıp:

- Öyle.

- Ne tesadüf bende.

Yorganı üzerimize çeker çekmez Yaramazlığa devam ettik.

Üç saat süren yaramazlığın ardından valizlerimizi topladık ve Helsinki' ye doğru yola çıktık.

Uçak kalkış yaparken bu manzaraya son bir kez daha baktım. Manzaraya bakarken Buğra' ya:

- Burayı özleyeceğim.

Buğra kulağıma fısıldayıp:

- Bende buradaki Damla' yı özleyeceğim.

Buğra' ya utangaç bir bakış attım. Kısa süren bakışıma rağmen o gülerek:

- Hayatım yaptıklarından sonra hala mı utanıyorsun?

- Hayır, deyip koltuğumdan kalkıp Buğra' nın kucağına oturdum.

Buğra şaşkınlıkla:

- Beni bugün daha ne kadar şaşırtacaksın? İnsanlar bize bakıyor hayatım. Lütfen in, deyip beni kucağından indirmeye çalıştı.

Omuz silkip kucağında durmaya devam ettim.

- Banane.

- Hayatım, eve kadar sabret. Sonra istediğin kadar kucağıma oturabilirsin.

- Fazla insan yok, bir şey olmaz, deyip göğsüne kuruldum.

Şu an küçük, sevgiye muhtaç bir kedi gibi görünüyor olabilirdim ama umrumda değildi. Eşimin göğsündeki huzuru hiçbir şeye değişmezdim.

ÇOCUKLUK AŞKIM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin