Poyraz, konağa sabaha karşı zor gelebilmişti. Nazlı'nın elini uzatsa ulaşacak kadar yakınındaydı. Ama sadece uzaktan bakabilmişti. Yanına bile gidememiş, sevdiğini söyleyememişti.
İki aydır sadece uzaktan seyredebiliyordu gül yüzlüsünü.
Sevdasını sadece kendi içinde yalnız yaşıyordu.
Atı yerine bağlayıp konakta ki odasına gitti. Poyraz gibi sevdiğine hasret yaşayan eniştesinin duygularını çok iyi anlıyordu.
Poyraz, iki ay bile dayanamamıştı Nazlı sının hasretine.
Eniştesi nasıl dayanmıştı onca yıl?
Yorgunluktan bitkin halde gidip yatağına uzandı.
Nazlı'nın hayaliyle derin bir uykuya daldı.
Pars, jipin içinde yayla evini izlemeye devam ediyordu.
Poyraz'ın oraya geldiğini görmüştü.
Kendi kendine gülmüştü Poyraz'ı uzaktan izlerken.
Arkadaşı kör kütük aşık olmuştu.
Ünlü çapkın Poyraz Karadağlı. Çıktığı bir kızla en fazla bir kaç gün zaman geçiren. Hiç bir kızın gözünün yaşına bile bakmayan Poyraz Karadağlı, bir kızın kapısında bekliyordu
Pars, Poyraz'ın düştüğü duruma düşmek istmiyordu. Poyraz, aşkından ne yapacağını şaşırmış saçmalamaya başlamıştı artık.
Şehirde eğlence kızlar onları beklerken Pars, dağ başında jipin içinde pinekliyordu.Nazlı, sabah kalkıp hemen dışarı çıktı. Dün gece gördüklerinin gerçek olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu.
Hemen atı ve üzerinde ki adamı gördüğü yere gitti.
Yerde izler varmı diye baktı.
Tam onları gördüğü yerde nal izleri vardı. Gördüğü adam hayal değildi.
Atla bir adam gelmiş ve gece yarısı Nazlı'yı izlemişti.
Kimdi bu adam, gece gece ne arıyordu buralarda?
Annesini ve dedesini korkutmak istemiyordu kız. Şimdilik bir şey söylememeye karar verdi. Hemen eve geri döndü. Annesi kalkmış mutfakta hazırlık yapıyordu.
Nazlı'nın kapıdan gidiğini görünce,
"Sabah sabah nereye gittin kızım?" dedi."Kara kızıma bakmaya gittim anne.
Sen ne yapıyorsun bakalım?" dedi yanağından öperek.
Bazlama yapıyorum kızlarıma. Kahvaltı için"
"Zahmet etme annem. Kendini neden yoruyorsun sabah sabah"
"Bir şey olmaz. Ben daha yaşlı falan değilim yorulmam kızım"
"Değilsin sultanım. Tabi ki yaşlı değilsin.
Fıstık gibisin hala"
"Deli kız o nasıl lafmış öyle"
"Öyle işte anne. Sen aynaya bakmıyorsun galiba. Varmı senden güzeli anneciğim?"Kızlar işlerini bitirip hemen evden çıktılar.
Önce Yiğit Karan'ın konağına gideceklerdi. Yiğit, şehirdeki işlerini halletmek için iki hafta önce konaktan ayrılmıştı.
Dün gece dönmüş ve sabah Nazlı'yı aramıştı. Hasatla ve diğer işler hakkında görüşmek istediğini söylemişti.
Nazlı, o konağa yalnız gitmek istemiyordu. Yiğit, belki iyi bir insan olabilir di ama Nazlı'ya olan ilgisi kızın hoşuna gitmiyordu.
Nazlı ve Ece, kamyoneti konağın önüne durdurup kapıya yöneldiler.
Onlar daha kapıya yaklaşmadan kapı hemen açıldı.
Yiğit, avluda ki büyük ağacın altında hazırlanan sedirde oturuyordu.
Kapıdan giren kızları görünce ayağa kalktı.
Nazlı'nın yalnız gelmediğini görünce bozulsa da belli etmedi.
Nazlı, artık daha da mesafeli davranıyordu.
Ne yaptıysa kızın kalbine girmeyi başaramamıştı.
Pes etmeyi düşünmüyordu adam.
Şimdilik biraz geri durması daha iyi olacaktı.
İşler hakkında yaklaşık iki saat konuştuktan sonra konu Barlas Hanoğlu'na geldi. Nazlı Barlas Hanoğlu'nun iş teklifini kabul ettiklerini söyledi.
Yiğit, bu duruma çok şaşırmıştı.
Poyraz, kızları neden önce Barlas Hanoğlu'na göndermemişti acaba?
Sonuçta Barlas, onun eniştesiydi.
İstese daha önce orada çalışmalarını sağlayabilirdi.
Poyraz, Nazlı, için sadece bir arkadaş demişti.
Ama Yiğit, daha fazlası olduğunu düşünüyordu. Ayrıca enştesinin konağına geldiği zaman bir kaç gün zor kalan Poyraz, iki aydır buralardaydı.
Ayrıca kızlara kendisinden söz etmemesini de söylemişti.
Neler oluyordu acaba?
Nazlı ve Poyraz, gerçekten sadece okuldan mı arkadaştı? Yoksa daha fazlası mı vardı? Yiğit'in bunu öğrenmesi gerekiyordu. Eğer Poyraz, Nazlı'ya kafayı taktıysa Yiğit'in hiç bir şansı yoktu zaten.
O psikopat ne yapar yapar kızı alırdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/184401465-288-k249866.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBIMIN KARASI (TAMAMLANDI)
Художественная прозаKaranlık bir geceden kara bir leke bırakan adamdan hediye....