BÖLÜM 25

8K 448 21
                                    

"Sana ancak bir kişi yardım edebilir.
Onun kasabasını ondan daha  iyi kimse bilemez. Sen ona git, eminim sana yardım edecektir"
"Kim Irmak Hanım? Bana kim yardım edebilir?
Poyraz'ın eniştesi. Barlas Hanoğlu.
Poyraz'ın konum attığı yerleri adım adım sadece o bilir"
Barlas Hanoğlu. Hanoğlu konağı nın sahibi."
"Aynen o Barlas Hanoğlu"
"Teşekkür ederim Irmak Hanım. Hemen konağa gidiyorum.
Umarım yardım etmeyi kabul eder.
Poyraz'ın teyzesiyle Barlas Hanoğlu boşandı biliyorsunuz dur."

"Biliyorum boşandıklarını. Yine de yardım eder. Merak etme"
Pars, Irmak'la konuştuktan sonra hemen evden dışarı çıktı.
Arabasının olduğu yöne baktığında
Onu öfkeyli bir şekilde  bekleyen Ece'yi gördü.
Pars, onu umursamadan yanından geçmek istedi.
Ece, ise onun  geçmesine izin vermedi. Hemen Pars'ın önüne geçti.
"Buraya bir daha sakın gelme anladın mı?" dedi.
"Ne seni nede arkadaşını görmek bile istemiyorum.
Bu olanların hepsi sizin yüzünüzden.
Irmak Teyze, neredeyse üç haftadır perişan. Kızından  ufak da olsa bir haber almak için bekliyor.
O arkadaşın olacak serseri ve teyzesi yüzünden bu kabusları yaşıyoruz.
Poyraz Karadağlı da bedelini öder nasılsa.
Umarım arkadaşın hiç bulunamaz"

Pars, Ece'nin söyledikleriyle çılgına dönmüştü.
Özellikle umarım arkadaşın bulunamaz sözü bardağı taşıran son damlaydı.
Öfkeyle Ece'nin kolundan tutup sürüklemeye başladı.
Kızın bağımalarına çırpınmalarına aldırmadan arabanın arka kapısını açıp kızı içine adeta fırlattı.
Ece, kapıyı açmak için çabalasada kapılar kilitli olduğu için açamadı.
Pars, hemen sürücü koltuğuna atlayıp arabayı çalıştırdı.
Ece, arabanın içinde çığlık çığlığa bağırıyordu.
Kızın sesini Irmak, içerden duyup hemen dışarıya koşmuştu.
Pars'ın kızı arabanın arka koltuğuna fırlattığını görmüştü.
Pars'a,  "Yapma Pars. Bırak Ece'yi" diye bağırdı.
Pars, o kadar öfkeliydi ki hiç kimseyi duyacak halde geğildi.
Hemen gaza basarak oradan uzaklaştı.
Evden en fazla iki yüz metre uzaklaşıp.
Arabayı ağaçların arasına durdurdu.
Arabadan inerek arka kapıyı açtı.
Ece'nin kolundan tutup arabadan indirdi.
Arabanın kapısını sert bir şekilde kapatarak kızı arabaya yasladı.
Bütün vücudunu kıza bastırarak,
"Az önce söylediklerini tekrar et bücür" dedi.
Ece, Pars'ın ona  tepeden bakan kara gözlerine baktı korkuyla.
Adam o kadar uzun ve güçlüydü ki Ece, kemiklerinin kırılacağından korkmuştu.
Korkmuştu korkmasına ama yine de geri adım atmayacaktı.
"Bırak beni zorba öküz. Sen kimsin ki bana dokunuyor sun?" dedi Pars'ı ittirmeye çalışarak.
"Zorba öküz ha. Bak o zorba öküz sana neler yapacak" dedi ve kızın dudaklarına yapıştı.
Ece, hiç beklemediği bu hareket karşısında donup kalmıştı.
Adam öyle sıkı tutuyordu ki ondan kurtulması hiç bir şekilde mümkün değildi.
Pars ise kızın dudaklarında kaybetmişti kendini.
Kızdan aldığı tat adamı büyülemişti.
Öptükce daha çok haz almış daha çok etkilenmişti.
Ona karşı koymaya çalışan kızın ensesinden tutarak öpücüğünü derinleştirdi.
Kızı daha önce kimsenin öpmediği o kadar belliydi.
Kalbi küçük bir kuş gibi hızlı çarpıyordu.
Pars, Ece'nin bütün vücudunun titrediğini hissetmişti.
Yine de kızın dudaklarından ayrılamıyordu bir türlü.
Ece'nin gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Kız neredeyse bayılmak üzereydi.
Pars, kızın düşmek üzere olduğunu hissedince onu bıraktı.
Ece, ayakta zor duruyordu. Bütün vücudu yaprak gibi titriyordu.
Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu.
Ece'nin bu halini gören Pars, yaptığına çok  pişman olmuştu ama yapacak bir şey yoktu. Olan olmuştu artık.
Ece, kışkırtmıştı onu. Damarına basıp delirtmişti adamı.
Ece, yere çöküp dakikalarca ağladı.
Sonra ayağa kalkarak öfkeden kararmış gözlerle Pars'a baktı.
"Sen busun işte. Bu kadar aşağılık ve pisliksin. Sen ve senin gibiler Beni hiç bir zaman  yanıltmaz" diyerek geldikleri yöne doğru yürümeye başladı.
Yürürken de ağlamaya devam ediyordu.
Nasıl böyle bir şey yapabilirdi?
Tokat vursaydı bu kadar üzülmezdi kız.
Nasıl böyle onursuzca davranabilir di?
Pars' kızın arkasından baktı uzunca bir süre.
Aptallık etmişti bilyordu. Kıza bunu yapmamalıydı. Ece'yi üzüp kırdığı için çok pişman olmuştu ama öptüğüne pişman değildi. Kızın dudaklarının tadı aklına kazınmıştı adamın.
Bu günden sonra başka bir kadın haramdı Pars'a.
Şimdiye kadar daldan dala konduğu yeterdi artık.
Son durağını bulmuştu genç adam.
Bundan sonra ki hayatında sadece bu küçük cadı olacaktı.
Ve onun muhteşem dudaklarının tadı.
Bundan sonra Ece'nin ateşiyle yanacaktı Pars.
Ece, gözden kaybolduktan sonra arabasına atlayıp tekrar yola çıktı.
Öncelikle yapması gereken işler vardı.
Poyraz ve Nazlı, bulunmalıydı bir an önce.
Eğer Poyraz'ı da Nazan, yılanı kaçırttıysa mutlaka Nazlı'nın olduğu yere götürmüştü.

KALBIMIN KARASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin