BÖLÜM 20

8.5K 459 17
                                    

Poyraz, o kadar öfkeliydiki, Durmadan çalan telefonun sesini bile son anda duydu.
Bir hışım telefonu cebinden çıkarıp kimin aradığına bile bakmadan,
"Ne var" diye bağırdı.
Karşıdan gelen ses ise Poyraz'ın nefesinin kesmişti.
"Poyraz sevgili yeğenim.
Biliyor musun? Kulaklarım çınlıyordu benim de.
Beni sen mi konuşuyordun yoksa?"
"Nazlı nerede teyze?
Onu nereye götürdün?"

"Anlamadım Poyraz. Kim nerede?"

"Benimle oyun oynama teyze.
Sen kim olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Nazlı, nerede,onu nerede tutuyorsun?"
"Ben Nazlı'nın nerede olduğunu nerden bileyim Poyraz?
Ama sen öğrenmemen gereken çok şey biliyorsun.
Bu bildiklerin hem sana hem ailene. Hemde şu küçük Nazlı'cığa
çok zarar vercek. Haberin olsun."
"Ne biliyormuşum teyze?
Açık konuşsana?"
"O çenesi düşük annen sana her şeyi anlattı değil mi Poyraz Karadağlı?
Annen her zaman böyleydi. Aptal güçsüz ve çenesi düşük bir ezik."
"Annem hakkında doğru konuş.
Benim annem sen gibi kötü kalpli değil"
"Kötü kalpli değil mi? Senin annen benim kuklamdı yıllarca.
Ben ne söylersem onu yapıyordu.
O baban olacak adamı da. Anneni kullanarak parmağımda oynattım.
Daha bir çok kişiyi de.
Bana hiç birinizin gücü yetmez küçük Karadağlı. Yıllardır ilmek ilmek işlediğim hayatımı bacaksız bir kız yüzünden kaybedeceğimi düşünmüyorsun her halde.
Irmak'ın piçi gelip Hanoğlu konağına yerleşemez.
Ben buna asla izin vermem."
"Nazlı nerede teyze?
Boş konuşmayı bırak. Bana onun yerini söyle."
"Nazlı'nın yerini mi, hımm bir düşüneyim.
Biliyor muyum acaba?
Belki de biliyorum dur Poyraz.
Peki sen şunu biliyor musun?
Senin o küçük sevgilinin hayatı benim merhametime bağlı.
Benim iki dudağımın arasından çıkacak, tek bir kelimeyle hayatı son bulabilir"
"Sen çok aşağılık bir insansın Nazan.
Ne istiyorsun ha? Ne istiyorsan dolandırmadan söyle?"
"Sende pek masum değilsin ha Poyraz.
En az benim kadar kötüsün. Nazlı'ya yaptıklarını ne çabuk unuttun.
Bunu hiç istemiyorum ama. Eğer Barlas, Nazlı'nın kızı olduğunu öğrenirse.
Sen Poyraz Karadağlı. Nazlı'yı unut.
Barlas, sana onun saçının telini bile vermez. Ayrıca isteklerime gelirsek.
İstek listem baya uzun. Küçük Karadağlı. İyi dinle ilk önce öğrendiklerini Barlas, bilmeyecek. Bunu sağlayacaksın.
Nasıl yapacağını sen düşün artık?
İkinci olarak da Irmak, denilen kadın Hanoğlu, konağından uzak duracak.
Şimdilik bu kadar. Ben seni yine ararım merak etme.
Ha bu arada polis jandarma özel kuvvetler fark etmez. Kime haber verirseniz verin. Görüşürüz sevgili yeğenim"
Nazan, telefonu kapattıktan sonra öfkeyle duvara fırlattı..
"Lanet olası Barlas Hanoğlu.
Bunu bana yapmayacaktın"
Şimdi olacaklara katlanacaksın" dedi.

Barlas, dün Nazlı, gittikten sonra önce avukatını aramış sonra da Nazan'ın odasına gelerek boşanmak için işlemlerin başladığını söylemişti.
"Bu iş çok uzadı Nazan. Artık yeter anladın mı? Biz zaten ayrılalı yirmi iki yıl oldu. Bu resmiyete dökülecek.
Artık senden tamamen kurtulmak istiyorum.
Artık bu konakta kalmanı da istemiyorum. Babandan kalan bir çok ev var. İstersen benim evlerimden birinde de oturabilir sin.
Ama artık ben, senin yüzünü bile görmek istemiyorum.
Bunu daha önce yapmalıydım.
Sen değişmeyeceksin bunu anladım.
Aramızda sevdi saygı zaten hiç olmadı.
Artık bu esaretten kendimi kurtarıyorum.
Git bu konaktan. En kısa zamanda ayrıl anladın mı?"demişti.
"Asla senden boşanmam Barlas Hanoğlu. Benden kurtulacağını sakın düşünme.
Yıllardır uğraşıyorsun beni başından atmaya ama bu imkansız.
Bir imza beni durduramaz.
Resmi olarak boşansak bile benden kurtulamazsın.
Sana yapacaklarımı hayal bile edemezsin"
"Bana yapacağın en büyük kötülüğü yıllar önce yaptın zaten.
Irmak'ın buradan gitmesine sebep oldun. Tek mutlu olma şansımı da elimden aldın.
Bana daha fazlasını yapamazsın sen"
"Öyle olsun Barlas Hanoğlu.
Neler yapacağımı göreceksin.
Sana kan kusturacağım bekle ve gör."
Barlas, başka bir şey söylemeden Nazan'ın odasından çıkmıştı.
Barlas, çıktıktan sonra Nazan delirmiş gibi bağırmaya başlamıştı.
Odasında kırılmadık eşya bırakmadı.
Barlas, Nazan'ın bağırmalarını ve odasını parçalamasını duyuyordu dışardan.
Yıllar önce yapmalıydı bunu.
Nazan'ın yalvarmalarına aldırmadan yıllar önce kurtulmalıydı bu kadından.
"Bu yaptığını ödeyeceksin Barlas Hanoğlu.
Sana öyle şeyler yapacağım ki yalvaracaksın bana"
Barlas, Nazan'ı daha fazla dinlemeden hemen konaktan ayrıldı.
Ayrılmadan önce annesinin yanına gitti.
Kadın oğlu ve Nazan'ın seslerini duymuştu.
Barlas, annesine olanları anlattı.
"Anne sakın o kadının odasına falan gitme. Ondan uzak dur olur mu?
O kadın buradan ayrılıncaya kadar dikkatli olun.
Ben adamlara da söyleyeceğim zaten.
Barlas, adamlara Nazan'ın anne ve babasına yaklaşmasına izin vermemelerini söyledi ve konaktan ayrıldı.

KALBIMIN KARASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin