BÖLÜM 28

8K 449 22
                                    

Nazlı'nın ve Poyraz'ın Nazan ve adamlarının elinden kurtuluşunun üzerinden tam bir ay geçmişti.
Bir ay önce kavuştuğu annesiyle yayla evinde zaman geçiriyor,hasret gideriyordu kız. Bir aydır yaşadığı kabus dolu günlerin şokunu atlatmaya çalışıyordu. Toprak sahiplerinin işlerini şimdilik Ece yürütüyordu. Bütün arazilerde hasat zamanı bitmek üzereydi artık.
Nazlı, çalıştığı bütün toprak sahiplerinin hasatları tamamen bittiği zaman bu kasabadan gidecekti.
Bu konuyu Ece'yle de konuşmuştu. Ece, Nazlı'ya hak vermişti ama bu kasabadan gitmek de istemiyordu.
Her ne kadar başlarına bir sürü kötü olay gelse de. Ece, bu kasabayı çok sevmişti.
Nazlı,yı kararından döndürmek çok zordu tabi. Özellikle Poyraz'ı hastane odasında o şekilde gördükten sonra.

Nazlı, yine aklından çıkaramadığı o günkü görüntüyle ahıra geldi.
Kara kızına otunu suyunu verip yanına oturdu.
Poyraz'ın onu kurtarmak için vurulduğu gün olanlar gözünün önünden film şeridi gibi geçiyordu.
O gün gördüğü kabustan çığlık atarak uyanmıştı kız.
Üzüntüden bayıldığı için sakinleştirici iğne yapılıp serum takılan Nazlı, tam on iki saat aralıksız uyumuştu.
Uyandığında hemen etrafına bakmıştı. Yanında hiç kimseyi bulamamıştı nedense. Bir süre kafasını topladıktan sonra, olanlar geldi aklına. Hemen yataktan kalkarak odanın dışına çıktı. Hekesin nerede olduğunu merak ederek bekleme salonuna doğru ilerledi yavaş adımlarla. Orada Pars'ı görünce hızla yanına giderek Poyraz'ı sordu.
Pars, Poyraz'ın ameliyatının iyi geçtiğini. Şimdi de durumunun gayet iyi olduğunu söyledi.
Poyraz'ı görmek istediğini söyleyen Nazlı. Pars'ın.
"Dur Nazlı ziyaretçileri var" demesine aldırmadan koşarak Poyraz'ın yattığı odaya girdi.
Girer girmez gördükleriyle beyninden vurulmuşa döndü.
Böyle bir şeyi gerçekten gördüğüne inanamadı kız.
Bu nasıl olabilirdi?
Poyraz, bunu nasıl yapabilirdi?
Poyraz'ın hastane odasında ki yatağında bir kız ona sarılıyordu.
Kız o kadar rahattı ki. Yanında ki insanları bile umuruna takmıyordu.
Olduğu yerde donup kalmıştı Nazlı.
Gördüklerinin gerçek olduğunu nir süre algılayamamıştı.
Daha düne kadar bu adam Nazlı'yı sevmiyor muydu?
Nazlı'ya yalvarmıyor muydu?
Hangi ara başka bir kız almıştı hayatına?

Poyraz, ise kapıdan onlara bakan Nazlı'yı görür görmez kızı kendinden uzaklaştırdı. Kızı kendinden uzaklaştırdı ama Nazlı'nın gözlerinde gördüğü hayal kırıklığı hiç hoşuna gitmemişti.
Nazlı, odaya yüzünde gülümsemeyle girmişti oysa.
Poyraz'a o kızın sarıldığını gördüğünde ise saniye saniye yüz şekli değişmişti.
Poyraz, Nazlı'yı bu gün gerçekten kaybetmişti. Onu ikna etmek bu saatten sonra imkansız gibi bir şeydi.
Poyraz'ın annesi ve babasıydı oda da bulunan insanlar.
Nazlı, gördüklerine rağmen odaya girdi. Poyraz'ın ve o kızı görmezden gelmeye çalıştı. Poyraz, o gün hayatını kurtarmıştı. Teşekkür edip hemen buradan gitmeliydi. Kendine hakim olmaya çalışarak, önce Poyraz'ın ailesinin yanına geldi.
"Geçmiş olsun efendim" dedi sakin bir ses tonuyla.
Onların bir şey söylemesini beklemeden Poyraz'ın yanına yaklaştı.
"Sana da geçmiş olsun Poyraz.
Her şey için çok teşekkür ederim.
Umarım bir an önce iyileşirsin" dedi ve hızla oda dan çıktı.
Hemen bekleme salonunda ki Pars'ın yanına geldi.
"Pars, lütfen beni annemin yanına götürürmüsün" dedi üzgün bir şekilde.
Pars, Nazlı'nın davranışlarından görmemesi gereken bir şeyler gördüğünü anlamıştı.
Nerden çıktıysa bu yılan.  Yıllar sonra Poyraz'ın karşısına yine çıkmıştı.
Nazlı, tam Poyraz'a karşı yumuşamaya başlamışken ortalığı yine karıştırmıştı.

Pars, "Tamam Nazlı. Hadi gidelim" dedi oturduğu yerden ayağa kalkarak.
Nazlı, Barlas ağanın yüzüne bile bakmadan Pars'dan önce yürümeye başladı.
Pars, Barlas Ağa'ya üzgün bir şekilde bakarak oda çıkışa yöneldi.
Sonra da arabayla Nazlı'yı annesinin ve dedesinin yayla evine geldiler.

KALBIMIN KARASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin