MultiMedya : Bu arada bölüm başlığı Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabından alıntıdır.. Bilginize.
🦋
Üç gün bitmişti bugün Ateş' siz.. Nazlı bu süre içinde hiç eve gitmemiş, taburun bahçesinde ki banklarda oturmuştu.
Elinde Ateş ve ikisinin fotoğrafı vardı. Günlerdir elinde tutmaktan kenarları yıpranmıştı.
Nazlı soğuk havaya doğru üfledi nefesini. Nefesi buhar olup havaya karıştı.
Nazlı : Neredesin Ateş Açar?
Dedi burnunu çekerek. Her zaman olduğu gibi yine ağlıyordu.Nazlı : Bak.. Bir gün daha bitti sensiz. Güneş battı, hava karardı.
Dedi yanağını ıslatan damlayı silip devam etti.Nazlı : Üç gün oldu be sevgilim.. Neredesin? Ne yiyiyor ne içiyorsun? Ne yapıyorlar sana orada?
Dedi son cümlesinde hıçkırmıştı. Ateş'e bir şey yapmış olmaları ihtimali bile nefesini kesiyordu.Nazlı : Dayanamıyorum Ateş! Yapamıyorum sensiz.. Ve ben senin yokluğunda en çok ne öğrendim biliyor musun?
Dedi derin bir iç çekip yeniden okşadı elinde ki fotoğrafı.Nazlı : Ben sensiz bir hayat sürdüremezmişim.. Çünkü sana öyle bağlanmışım ki, sensiz yaşamak ölümden betermiş.. Meğer yalnızca sevdiğim adam değilmişsin sen benim. Kalbimmişsin.. Sen yokken yaşayamazmışım. Sonra aklımmışsın, sen yanımda değilken senden başka bir şey düşünemezmişim.. Meğer sen benim her şeyimmişsin Ateş.. Sen yokken hiçmişim, seninleyken kelebek..
Bir süre devam edemedi sözlerine.Siz hiç bir fotoğrafa saatlerce baktınız mı? Onunla konuştunuz mu saatlerce, fotoğrafı koklarken, sevdiğinizin kokusunu aradınız mı bir kağıt parçasında?
Nazlı : Ne olur gel artık sevgilim.. Çok özledim.
Dedi. Başı yavaş yavaş yana düşmüş gözleri ise kapanacak kadar kısılmıştı.Nazlı : Bari rüyama gel de hasret giderelim..
Diye mırıldandı son kez.🦋
Tam bir hafta olmuştu Ateş kaybolalı. O zamandan beri Nazlı' da diğerleri gibi taburda yatıyor, taburda kalkıyordu. Günde belki bir belki iki saat uyuyor yalnızca su ve tost ile besleniyordu. Onun için hayat durmuştu sanki.. Ateş' siz bir hayata devam etmekte, onsuz olmakta istemiyordu. Ancak Erdem, Güler ve diğerleri onun için endişeliydi. Hepsi hasta olmasından korkuyordu.
Yine bir şafak vakti, gün ağırırken taburda bir hareketlenme oldu. Erdem ve Nazlı bahçede oturuyor, istihbarattan haber gelmesini bekliyorlardı. O çevrede ki tüm özel harekat timleri harekete geçmiş herkes, her yerde Ateş'i arıyordu.
Eylem koşarak yanlarına geldiğinde sevinçle bağırdı.
Eylem : Bulduk komutanım! Ateş'i bulduk!
Nazlı : Ne? Nerede? Nasıl? O iyi mi Eylem? Bir şey söyle!
Erdem : Kızım sakin ol. Eylem sen de anlat haydi.
Eylem : Komutanım, Ateş bir köy evinde! Sınır dışında, Derman'ın yanında.
Erdem : Bir taşla iki kuş.. Hem Ateş'i oradan alacağız, hem de Derman'ın ensesine çökeceğiz öyle mi?
Eylem : Aynen öyle komutanım. Bizimkilere haber vereyim mi? Operasyon için hazırlanalım hemen?
Erdem : Olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİBELALI ||Tamamlamdı||
FanficHayat bu, zor şeyler yaşanır.. Üzülünür, acı çekilir, yeri gelir hıçkıra hıçkıra ağlanır.. Ama yanında yüzünü güldürecek, acını dindirecek ve gözyaşlarını silecek insanlar varsa, bunların önemi yoktur. Onların hikayesi de tıpkı böyleydi. Çok acı çe...