MultiMedya : Süper Kahramanlar..
🦋
Nişan gününün ardından üç gün geçmiş, kızlar günlük rutinlerine geri dönmüşlerdi.
Yanlız bu defa evde dört kişilerdi. Su'da onlarla birlikte Karabayır'a gelmiş ve düğüne kadar burada kalmaya karar vermişti.
Bahar ve Nazlı her gün düzenli olarak kampa gidiyor, çocuk ve kadınların eğitim, sağlık, korunma ve bakım gibi ihtiyaçları için çalışıyorlardı.
Eylemse bazı geceler eve bile gelemeden taburda kalıyordu. Şu sıralar oldukça yoğundu Erdem Yarbay ve tim. Nazlı, babasından yeni bir operasyon haberi aldığında yine ve yine içi burkuldu.
Çok zordu sevdiklerini göndermek. Onlar giderken aslında yanlarında sevdikleri kadınların akıllarını ve kalplerinide götürüyorlardı yanlarında.
Nazlı : Bahar, 13 numaralı çadıra çabuk!
Bahar : Ne oluyor Nazlı?!
Nazlı : Kalendar Hanım, bir komplikasyon oluşmuş dedi Semih Bey.. Bilmiyorum! Ama çabuk, acele edelim.
Bahar : Tamam koş!
Doktorluk kutsal bir meslekti.. Onlar beyaz önlüklerinin içindeyken, diğer insanların kurtarıcı melekleriydiler.
13 numaralı çadıra geldiklerinde Doktor Semih çoktan kalp masajına başlamıştı.
Bahar : Semih sorun ne?!
Semih : Kalbi durdu..
Bir kaç dakika öylece kalp masajı yaptılar yaşlı kadına. Ama nafileydi.. Ecel gelmişti ve kurtarıcı melekleri bile bu defa kaderin önüne geçememişlerdi.
Semih : Ö-ölüm sa-ati.. 15:42..
Diyebildi titreyen sesine mani olamadan.Bahar olduğu yere, duvar dibine çökmüş, dolu gözlerle yatakta cansız yatan kadına bakıyordu.
Nazlı ise Bahar'ın biraz ilerisinde dizlerinin önüne çökmüş sessiz iç çekişlerle ağlıyordu.
Doktor Semih'de tıpkı kızlar gibi dağılmıştı. Kamptaki her hastanın ayrı bir yeri vardı hepsi için. Hepsi özeldi onlar için. Hepsi değerli.. Çünkü onlar, insanları insan oldukları için seviyorlardı.. Şimdi karşılarında yatan Kalendar Hanım'ıda öyle.
53 yaşındaydı Kalendar Hanım. Suriye'de kaybetmişti tüm ailesini. Eşini, iki oğlunu, torunlarını ve tüm akrabalarını.. Yapayalnzıdı buraya geldiğinde.Derin bir iç çekti Semih.
Semih : Toparlanın kızlar.. Cenaze işlemlerini başlatmamız lazım.
Sessizce onayladı ikili, adamı. Sonrası ise çok hızlı gelişmişti zaten. Bir kaç saat içinde aldılar götürdüler Kalendar Hanım'ı. Yıkadılar.. Gömdüler.. Duası yapıldı. Kampta çalışan Nazlı ve Bahar dışında tam beş doktor daha vardı. Onun dışında bir kaçta hemşire. Hepsi katılmıştı cenazeye. Hepsinin gözü yaşlıydı. Ne zaman bir kayıp verseler böyle, hepsi önce kendini suçlardı. Ama kimsenin suçu yoktu ki.. Kader oyununu böyle sonlandırmıştı yaşlı kadına karşı. Bu onun yaşlı kadına karşı kullandığı son kozuydu.
Cenazeden sonra ki gün, kızlar kampa geldiğinde Hatice ağlayarak Bahar'ın yanına geldi.
Bahar : Hatice, ne oldu canım?
Nazlı : Neden ağlıyorsun minik kuş?
Hatice sessizdi, sadece ağlıyordu. Ama Bahar da, Nazlı'da biliyordu küçük kızın neden ağladığını. Hatice çok duygusal bir çocuktu. O da, tıpkı buradaki çoğu kişi gibi yapayalnız kalmıştı hayatta. Bu yüzden ne zaman kampta bir kayıp verseler, kendi ailesi aklına gelir günlerce ağlardı. Yine böyle bir durum söz konusuydu
belli ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİBELALI ||Tamamlamdı||
FanficHayat bu, zor şeyler yaşanır.. Üzülünür, acı çekilir, yeri gelir hıçkıra hıçkıra ağlanır.. Ama yanında yüzünü güldürecek, acını dindirecek ve gözyaşlarını silecek insanlar varsa, bunların önemi yoktur. Onların hikayesi de tıpkı böyleydi. Çok acı çe...