Merhaba ✨
Nasılsınız? Karantina günleriniz nasıl gidiyor?
« 7.Bölüm × Yardım Edin! »
Eylül onlarla ilk kez korkuyla konuşmak haricinde bir diyaloğa girdi. "Sizin gibi katiller olmamızı mı bekliyorsunuz? Asla!"
Aksel Eylül'ü yanımdan çekerek kafasına silahı dayadığında gözlerim irice açıldı. "Bana uyar," demişti emin bir şekilde.
Devran omuz silkti. "Pandora sıkıntı yaratmayacaksa bana da uyar." Öfkeyle iç çekerek ona baktım. Nasıl böylesine rahat olabiliyordu? Nasıl sıkıntı yaratmamamı bekliyordu? Buradaki herkesi yok etmek istiyordum.
Eylül böyle bir atak beklemiyor olmalıydı ki dudakları aralık, şokta gibi karşıya bakıyordu. Aksel'in bir kolu boynuna sarmışken diğeri başına silah dayamıştı. Boynuna sarılan kola sıkıca tutunarak kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. "Bunu yapamazsınız, bunu yapmaya hakkınız yok!" umduklarını söylüyordu, olanları değil.
Sonra çığlık atmaya başladı. "Yardım edin, yalvarırım biri yardım etsin!"
"Meva, bir şey yap Meva!"
Göğsümün içindeki o kalp parçasının sıkıştığını hissettim. Onu kurtarmak istediğimde adının Resul olduğunu öğrendiğim adam ve adınım bilmediğim adamlardan biri kolumdan yakalayarak geriye çektiler. Ona yaklaşamadım bile.
Ben ne yapabilirdim? Ben sadece insandım. Basit, güçsüz ve korkak...
"Bırakın beni! Ona bunu yapamazsınız!" dedim.
Eylül ağlayarak bana baktı. "Lütfen... Bir şey yap, lütfen. Yardım edin!"
"Ne yapacağımı bilmiyorum. Allah kahretsin ki bilmiyorum!"
Konuşmadı, çığlık atarak çırpınmaya devam etti.
Onu öyle görünmek beni paramparça etmişti. Hiçbir şey yapamayacağım gerçeği ise tam anlamıyla yıkımdı.
"Çığlık atman işimize geliyor. İtibarımızı yayıyorsun, dışarı çıkarlarsa başlarına ne geleceğini iyice kavramış olurlar en azından." Bu sözleri söylerken gram merhamet barındırmayan Aksel'i öldürebilmek için elimden gelen her şeyi yapardım.
Sirenler çalındı, siyah tüyün gölgesine düştü.
Sirenleri kargalar çaldı.
Devran... sirenleri onlardan çaldı.
Aksel yüzüne doğru esen Eylül'ün saçlarından rahatsız olarak yüzünü buruşturup Devran'a "Diğer kızı çeteye ekleyeceğiz yani?" dedi.
Eylül gibi reddedebilmek yemedi o an. Sadece susabildim.
Fakat Devran beni şaşırtan bir cevap vermişti. "Tabii ki hayır? Bu aptal işlerden sıkıldım. Ben ve Pandora gidiyoruz. Sana şu öteki kızla iyi şanslar." Daha ne olduğunu anlayamadan beni kolumdan kavrayıp kedine çektiğinde gözlerimi kırpıştırarak olanları anlamaya çalıştım. Diğer adamların elleri kollarımdan koparken, onun parmakları bileğime sarılmıştı.
"Nöbeti bırakmazsın. Nasıl ekip lideri yaptılar seni? Kurallar katıdır, onları öldüreceğiz, ya da ekibe katacağız."
"İnsani akıllar. Ben ne istersem onu yaparım."
Ben onları dinleyip ne olduğunu anlamaya çalışırken konuşmayı unutmuştum. Zihnimde derin bir uğultu vardı.
Sesim titremesin diye kendimi sıktım. "Saçmalama, ben seninle hiçbir yere gelmiyorum. Amacın ne senin ya? Ne istiyorsun benden!" yüz ifademi denetledi. Bulduğu sorunun kaynağını bulmaya çalışıyordu sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT (+18)
FantasyEllerimi göğüslerimin üzerine kapamak, bacaklarımı birbirine geçercesine bastırmak ve kendimi tüm bunlardan sakınmak istiyordum. En çokta ondan... Bir tür bela gibiydi, vebaldi sanki. "Lütfen, lütfen beni rahat bırak." Beni yönetme düşüncesi bile...