Yeniden merhaba. ✨
« 8.Bölüm × Benden Kaçamazsın »
Sesi zihnimde yankılanıp devleşirken öylece karşıya bakakaldım. Onu itmedim bile, yapacak hiçbir şeyim yoktu o an. Yapacaklarım, kaybolmuştu. Onları duygularımda kaybetmiştim.
Sadece benim duymamı istemişti.
Gözlerim donuk ifadesiyle öylece siyah asfalta bakıyordu. Bir karga sesi daha duydum, titredim. Ne diyeceğimi bile bilemedim.
Bana beklentiyle bakan o kehribarları biliyordum. Beklediği tepkimse öylece donup kalmak oluyordu. İnsanların bana deli demesine sebep olan mevzuyu, şimdi nasıl olur da açardı? Nerden biliyordu?
"Ne söyledin ona?" dedi Eylül.
"Sen karşıma, öteki."
"Arkadaşıma ne söyledin dedim sana!" Bağırtısıyla beraber Devran benden uzaklaşarak tehditkâr gözlerini Eylül'e dikti. "Bana bir daha sesini yükseltirsen, sesini yükseltmeni sağlayan organını senden alırım, anlıyor musun beni?"
"Amacın ne senin?" dedi Eylül fakat benim konuşmamla cümlesi arada kayboldu.
"Sen bunu nerden biliyorsun?" dediğimde dudakları tehlikeyle kıvrıldı. Gözlerinde hiç sönmeyen ateş vardı.
"Nerden öğrendiğimi bilmek için benimle gelmen gerekiyor." Gülümseyerek dilini köpek dişinde gezdirdi. "Kabul etmeyeceksen baştan söyle, zaman kaybetmeden tehdide geçeyim."
Gözlerimi kırpıştırdım. "Ne?"
"Dünya'da işler böyle dönüyormuş. Aslen sadece Dünya'da değil, evrenin kuralı bu!" birkaç saniye ona baktım, ardından başka bir yere bakarak söylediklerini düşündüm. Kargalar mevzusu hala aklımı kurcalarken, onu yok saymayı tercih ettim.
Başımı iki yana salladım. "Şaka gibi adamsın ama hiç komik değilsin, Devran."
"Zirvedeyken gülümsersin, şakalar dahi seviye gerektirir." Sessizliğim üzerine birden bağırdı. "Hadi! Hala seni bekliyorum. Ya kararını ver ya da ben tehdide geçeceğim!"
Bu kaçıkla hiçbir yere gidemezdim. Daha az önce şok üzerine şok yaşamışken olanlara odaklanamıyordum. Üstelik söyledikleri her saniye daha fazla ürkmeme sebep oluyordu. Belki de hiçbir şey bilmiyordu, kargalara bakışlarımı görerek böyle bir şey söylemişti. Dikkat çekmek için... Eylül'e yaklaşarak onunla arama iyice mesafe koydum. "Seninle hiçbir yere gelmiyorum, al tehdidini başına çal, ruh hastası!"
Tekti. Onunla gidersem, gittiği yerde kalabalık olabilirdi. Şimdi riske atamazdım. Canımı seviyordum ben!
Başını iki yana salladı. "Sokaklar suç çeteleriyle doluyken ne aptalca bir karar."
"O suç çetelerine az önce resti çekmiş biri olarak ne aptal bir tehdit."
Öfkeyle iç çekti. "Ben, istediğime resti çekerim. Günün sonunda ise benim istediklerim olur. Bu hiçbir zaman değişmez." Ona farklı bir dil konuşuyormuş gibi bakıyordum. "Yeter bu kadar, ben gidiyorum." dedim dayanamayarak.
Koşarak kaçmamak için kendimi zor tutuyordum.
Hala biri gelip sokağı çıkma yasağında dışarıda olduğumuz için bizi öldürecek gibi hissediyordum. Tenim karıncalanıyor, fokurdayan bir tencerenin içinde korkularım haşlanıyordu.
"Hiçbir yere gitmiyorsun, benimle geleceksin dedim!" üzerimize doğru geldiği anda sertçe yutkunarak geriye adımladım. "Gelmem için hiçbir sebep yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT (+18)
FantasyEllerimi göğüslerimin üzerine kapamak, bacaklarımı birbirine geçercesine bastırmak ve kendimi tüm bunlardan sakınmak istiyordum. En çokta ondan... Bir tür bela gibiydi, vebaldi sanki. "Lütfen, lütfen beni rahat bırak." Beni yönetme düşüncesi bile...