Merhaba
Güzel okumalar ✨
« 9.Bölüm × Ceza »
Adımlarımı hızlandırarak yürürken ara ara arkamı dönüp onu kontrol ettim. Orada olduğunu görmek bana güven verse de ilerledikçe dönmek zorunda kaldığımız sapakların onu görmemi engelleyeceğini biliyordum. Hala içimde ya bizi takip ederse korkusu vardı.
Başımı tekrar arkama çevirerek ona baktım. Bizim tersimiz yönünde yürüyordu. Nereye gittiğini bilmiyordum fakat bizi takip edemeyeceği için rahatlamıştım.
Elimdeki telefona baktım. GSM için mi vermişti bunu? Yerimi bulmak için. Telefonu hemen tamamen kapattım. Kapalıyken beni bulamazlardı sonuçta değil mi? İçindeki hattı da çıkararak cebime attım.
Eylül "Ne yapıyorsun?" diye sordu.
"Takip edilmemek için kendimce önlem alıyorum." Bir süre sessizlik oldu. İkimizde koşarak ilerlemeye devam ettik.
"Bunun derdinde değilim şu an ama aldığımız her şey o suç çetelerinin elinde kaldı. Resmen boşu boşuna dışarı çıkmışız. Tüm bunları boşuna yaşadık. Allah'ım, Meva... hala bu olanlara inanamıyorum." Haklıydı, keza bende aynı şeyleri düşünüyordum. Gözlerim etrafı kontrol ederken onu hızlandırmak için "Biraz daha sokakta kalırsak farklı birileri inandırabilir. Acele et." dedim.
"Dizlerim titriyor hala. Bugün ölebilirdik, inanabiliyor musun? Bugün ölebilirdik." Konuşmaya devam etmesi üzerine gözlerimi irileştirerek sus işareti yaptım. "Eylül, sessiz ol ve acele et. Eve gidelim, sonra konuşuruz." Başını sallayarak beni onaylamakla yetindi.
Temkinli adımlarımız aynı anda koşar haldeydi.
Nefesimi bile tutuyordum şu an. Sanki nefes sesimden yakalanacaktım.
Evimizin olduğu yerdeki sapaktan döndüğümüzde çok geçmeden blokun önüne gelmiştik. Kapıyı açarak içeri girdiğimde derin bir nefes verdim.
Eylül gülümseyerek yerinde zıpladı. "Kurtulduk!"
Ben tam anlamıyla rahatlamış hissetmiyordum. Henüz binanın içindeydik, eve girip kapıyı kilitleyene kadar rahat yoktu bana. "Dur, tam olarak eve girmeden rahat yok bana."
Bu kez asansöre basmamıza bile gerek kalmamıştı. Asansör boş bir şekilde açık duruyordu. Diğeri ise yukarı katlardan birinde duruyordu. Herkes evde olduğundan asansörlerde boş kalmıştı tabii.
Asansöre bindikten sonra gideceğimiz kata basıp kapıları kapatma tuşuna bastım. Asansör hareket ederken bastığım kata gelmesiyle kısa süre içerisinde durmuştu. Asansörden çıkarak Eylül'ün kapıyı açmasını beklemeye başladım. Anahtarlar ondaydı.
Evden içeri girdiğimiz anda kapıda ne kadar kilit varsa kilitledik.
"Çok korktum!" dedi Eylül ve birden kollarını boynuma doladı. Ona karşılık vererek sıkıca sarıldığımda zihnim zonkluyordu.
"Bende..." fısıltım öylesine güçsüzdü ki ben bile duymakta zorlanmıştım.
"Hiç bitmeyecek gibiydi, sonu yok gibiydi. Eve gelmeyeceğimizi düşünmeye başlamıştım." Hislerimiz ne kadar çok benziyordu. Aslen tehlike anındaki hislerimiz, herkesle her zaman aynıydı.
"Ama buradayız, evdeyiz." Sözlerimde teselli amacı vardı. Ancak evde olmamızın hiçbir şeyi değiştirmediğini hissediyordum. Başımıza büyük bir bela almıştık. İşin kötü tarafı bu belayı nasıl başımıza aldığımız hakkında hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT (+18)
FantasyEllerimi göğüslerimin üzerine kapamak, bacaklarımı birbirine geçercesine bastırmak ve kendimi tüm bunlardan sakınmak istiyordum. En çokta ondan... Bir tür bela gibiydi, vebaldi sanki. "Lütfen, lütfen beni rahat bırak." Beni yönetme düşüncesi bile...