Cehennem Tutsağı(Askıya Alındı)

Süpriz

Olan olayların üzerinden yaklaşık iki ay geçmişti. Karnım giderek daha çok belirginleşmeye başlamıştı. Her geçen gün kendimi daha halsiz hissediyordum. İçimde sürekli uyuma isteği vardı. Her gün Alice beni resmen sürükleyerek yataktan çıkarıyordu. Bu kadar çok yatmamın bebeğe zarar vereceğini söylüyordu. Bebeğime bir şey olmasını istemiyordum ama yine de yataktan çıkamıyordum. Bununla birlikte iştahım da oldukça açılmıştı. Masaya oturduğumda en az üç kişilik yemek yemeden kalkmıyordum. Benim bu halime herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Bense onlara aldırmadan yemeye devam ediyordum. Bruce her fırsatta yanıma gelip benimle ilgileniyordu. Birlikte bebeğimize isim düşünmeye başlamıştık ama henüz bir sonuca ulaşmadık. Bebeğin cinsiyetini de bilmediğimiz için hem kız hem de erkek ismi düşünmemiz gerekiyordu. Diğer yandan Alice bana sürekli bir şeyler içirip duruyordu. Çoğunun tadı acı olduğu için yüzümü buruşturup içmemek için direniyordum ama Alice zorla içiriyordu. Bunların bebeğin sağlığına iyi geleceğini söylüyordu. Bebeğime iyi geliyor olabilir ama ben onları içerken zehirlendiğimi düşünüyordum. Buna daha fazla dayanamayacağımı anladığımda Alice'in bana getirdiği fincanları o görmeden döküp içtiğimi söylüyordum. Bana inanmadığını biliyordum ama yine de bir şey demiyordu. Alice getirdiği şeyleri içmememin acısını sevidiğim şeyleri yememe izin vermeyerek çıkarıyordu. Masada ne zaman sevdiğim yemeklerin olduğunu görsem ağzım sulanıyordu. Biraz yemeye çalışsam da Alice hemen bana engel oluyordu. Ben de önümdekileri yemek zorunda kalıyordum. Bruce benim bu halimi fark eder etmez sevdiğim yemeklerin yapılmasını yasaklamıştı. Bu iyi mi olmuştu yoksa kötü mü olmuştu pek emin değilim. Her ne kadar masada diğerleri yediğinde ağzım sulansa da bazı geceler gizlice mutfağa girip kalanlardan biraz yiyordum. Şimdi bunu bile yapamıyordum. Diğer yandan da yataktan çıktığım bazı zamanlar sırtım ağrıyordu. Bazen Alice'in yatmama izin vermemesine hak vermiyor değilim. Ne kadar çok yatarsam sırtım da o kadar çok ağrıyor. Zamanımın çoğunu bebeğimiz için hazırlanan odada geçiriyordum. Oda bizim odamızın hemen yanındaydı. Odanın dekorasyonunu Bruce'la birlikte yapmıştık. Bebeğimizin cinsiyetini bilmediğimiz için odayı beyaza boyamıştık. Oday girdiğimizde tam karşı tarfata beyaz renk beşik vardı. Beşiğin çaprazında bebeğimizin eşyalarını koyacağımız beyza renk ahşap dolap vardı. Oda genel olarak çok kalabalık değildi. Bebeğimizin cinsiyetini henüz bilmediğimiz için çok fazla eşya yerleştirmemiştik. Burdaki herkes çok mutluydu. Bruce herkese gülücükler saçıyordu. Saraydaki askerler bu durumu çok tuhaf karşılamışları. Bruce'un gülümsediğini gördüklerinde şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlardı. Aslında onlar da haklıydı. Bruce'u her zaman sert ve duygusuz biri olarak görmüşlerdi. Şimdi ise o halinden eser yoktu. Benny amca olacağı için çok sevinçliydi. Saraydaki herkes onun varlığına çoktan alışmıştı. Genelde herkesi güldürmeyi başarıyordu. Sadece Beth'le bir araya geldiklerinde tartışıyorlardı. Benny ondan çok hoşlanıyordu ama Beth ona kolay kolay yüz verecek gibi durmuyordu. Diğer yandan Jason biz ne zaman evleneceğiz diye Alice'in başının etini yiyordu. Alice'le bu konuyu konuştuğumda bana yaşanan olaylar yüzünden bir türlü bu konuyu Jason'la konuşmaya fırsat bulamadığını söylemişti. Şimdi ise bu konuyu konuşmaktan çekindiğini söylemişti. Bunu öğrendiğimde onlar için süpriz bir düğün yapmaya karar vermiştim. Bu konuyu Bruce'la konuştuğumda bunun çok güzel olacağını söylemişti. Bir kaç gündür düğün hazırlıklarıyla meşgul olduğum için erken kalkıyordum. Benim bu kadar erken kalmam Alice'i çok şaşırtıyordu. Bu gün de Alice için gelinlik seçmem gerekiyordu. Bruce da Jason için damatlık seçecekti. Odamda sabırsızca hizmetlilerin gelmesini bekliyordum. Nihayet kapı çaldığında heyecanlandım.

"Gel."

Elinde gelinlikler olan üç hizmetli içeri girdi.

"Onları yatağın üzerine bırakın."