Anahtar

29 16 16
                                    

Koşarak ormana girdim. Göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Ya geç kaldıysam ya her şey bittiyse. Korkuyordum. Yeniden sevdiğim birini kaybetmekten yine aynı boşluğu hissetmekten yine ölüm sessizliği içinde çığlık atmaktan korkuyordum. Sonunda uçuruma yaklaşmıştım. Neyseki David hala ordaydı. Ona doğru koşmaya başladığım sırada arada bir kaç metre kala

"Dur Alexis"

"David napıyosun? Lütfen buraya gel."

"Hayır Alexis. Bu gün sana ne kadar güvendiğimi göstericem. Üçten geriye saydıktan sonra burdan atlıycam ve ben sana inanıyorum ki sen benim düşmeme asla izin vermezsin. Olur da çekip gidersen o zaman bu beni sevmediğin anlamına gelir ve ben bunu asla öğrenmemiş olurum."

"Hayır David. Seni seviyorum lütfen buraya gel."

"Üç"

Ona doğru koşmaya başladım. Attığım her adımda korkum büyüyordu.

"İki"

Nerdeyse ulaşmıştım.

"Bir"

Olamaz. Son bir adım atıp sonunda elini yakalamayı başardım ama onu yukarı çekemiyordum. İki seçeneğim vardı. Ya onu çekip kurtarıcak ya da onunla beraber düşücektim. Kendini yukarı çekmek için çabalamak yerine benimle konuşmaya başladı.

"Sana güvendiğimi anladın mı?"

"Yaa deli misin sen ya. Ölmek üzere olduğunun farkında mısın? Hadi kendini yukarı çekmeye çalış."

"Önce söyle beni affettin mi?"

"Evet evet affettim. Hadi lütfen kendini yukarı çekmeye çalış."

David ayaklarından destek alarak kendini yukarı çekmeye başladı. Son bir hamle yaptıktan sonra onu yukarı çıkarmayı başarmıştım. Olduğumuz yere uzandık. Hala ağlıyordum. Kaybetme korkusu yüzünden kalbim hala deli gibi çarpıyordu.   David bana elini uzatıp olduğum yerden kaldırdı. Bana beni bırakmak istemiyormuş gibi sıkıca sarıldı. Ayrılığın vermiş olduğu özlemele ben de ona sıkıca sarıldım. Nasıl olmuştu da birbirimizden uzak kalabilmiştik? Az önce olanlar korkunç bir kabus gibiydi. David'le birmizden ayrıldıktan sonra kızgınlıkla David'in omzuna vurmaya başladım.

"Delirdin mi sen? Ya sana bir şey olsaydı. Odunsun işte."

Ellerimi tutup ona vurmamı engelledi ve ellerini yüzüme yerleştirip gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Bana bir şey olmaz çünkü sen buna izin vermezsin sakar kız."

Söyledikleri gülmemi sağladı. Bir anda David dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Beni hiç öpmediği kadar tutkuyla öpüyordu. Şimdi tamamlandığımı hissedebiliyordum. Ben bu odun olmadan yapamazdım. O da bu sakar kız olmadan yapamazdı. Biz birbirimiz olmadan yarımdık ama sonunda tamalandık.  Gökyüzü kaybettiği aynı buldu ve onun yine parlamasını sağladı. Sönen her bir yıldız yeniden parıldamaya başladı. Dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde alnını alnıma yasladı.

"Seni seviyorum Alexis."

"Ben de seni seviyorum."

İşte şimdi David benden aldığı mutluğu geri vermişti.  Bir kaç dakika boyunca orda öylece durduk. Biraz daha bu şekilde kalırsak taşa dönebilirdik.

"David artık gidelim mi?"

"Okula gitmek zorundamıyız. Ben seninle olmak istiyorum."

Cehennem Tutsağı(Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin