Cehennemin Efendisi

27 15 10
                                    

Geçte olsa anlamıştım. Ben kollarının arasında olduğum bu adama aşıktım. Mululuğumun verdiği göz yaşlarıma engel olamadım.Sonunda kalbim sesini bana duyurmuştu. Artık Bruce'dan başka hiç kimseyi ya da hiç bir şeyi istemiyorum. Ona söylediğimiz yalan artık gerçekti. Ona asla ihanet etmeyecektim. Gördüğüm kabusun gerçeğe dönüşmesine asla izin vermeyeceğim. Ne olursa olsun her zaman onun yanında olacağım. Şuan ki mutluluğumu tarif etmeye kelimeler yetmezdi. Bruce'un kollarının arsında kendimi bulmuş gibi hissediyordum. Sıcak teni bedenimi ısıtıyordu. Kalbim yerinden çıkıp gitmek istercesine hızlı çarpıyordu. Belki de cehennemin efendisine aşık olamam büyük bir hataydı ama ben hata yapmaya meyilli biriydim ve bu yaptığımdan asla pişmanlık duymayacaktım. Bruce yavaşça kollarını benden çektiğinde ben de kollarımı çektim ve ayrıldık. Kehribarları koyulaşmıştı ve hedefinde ben vardım. Gözlerinde ki sıcaklığın aksine sesi her zaman olduğu gibi soğuktu.

"Burda ne işin var?"

Bunu sormakta haklıydı. Sonuçta bir anda odasına dalmış ve ona sarılmıştım. Söyleyebilecek hiç bir şeyim yoktu. Gördüğüm o kabus yüzünden Bruce'un iyi olup olmadığını görmek istemiştim. Gerçeğin küçük bir kısmını söylemeye karar verdim.

"Şey....b...ben...biraz korktum ve bu yüzden yanına geldim."

Ses tonu gibi bakışları da soğuklaştı.

"Hata yaptın. Şimdi gitsen iyi olur."

Hata yaptın derken ne demek istemişti?  Cevabı bilmiyordum ama yine de umurumda değildi. Ben hata yapmaya meyilli biriydim. Özellikle de bu hatalarım Bruce'la ilgili olduğunda kimse bana engel olmaz. Yanından gitmeyi hiç istemiyordum. Her anımda yanında olmak istiyordum ama o gitmemi istiyordu. Bir anda yüzüm düştü. Bir şey demeden arkamı dönüp kapıya yöneldim. Aklıma gelen şeyle birlikte Bruce'a döndüm.

"Paul ona ne oldu?"

"Neden merak ediyorsun?"

"Onun tekrar sana zarar vermeye çalışmasını istemiyorum."

"Beni düşünmene gerek yok. O öldü."

Aldığım cevap beni rahatlatmıştı. Bruce hala kalmamı istemiyordu. Tekrar arkamı dönüp ilerlemeye başladım.Attığım her adımda Bruce'un beni durdurmasını istiyordum ama o bunu yapmıyordu. Hayal kırıklığına uğramış bi halde odadan çıktım. Bir kaç derin nefes alıp kendimi toparladıktan sonra odama yöneldim. Kapının önüne geldiğimde Alice'e hiç birşey söylemeden çıkıp gittiğimi hatırladım. Hemen kapıyı açıp içeri girdim. Alice odanın içinde bir ileri bir geri yürüyordu. Endişeli olduğu her hâlinden belliydi. Geldiğimi fark ettiğinde hemen yanıma geldi.

"Ne oldu hanımım? Birden fırlayıp nereye gittiniz?"

"Herşeyi anlatacağım Alice merak etme. Önce geçip oturalım."

Alice'le beraber yatağın üzerine oturduk. Alice hala çok meraklı ve endişeli duruyordu. Bense konuya nasıl gireceğimi düşünüyordum. O benim burdan gitmekte kararlı olduğumu sanıyordu. Hatta sırf bana yardım edebilmek için Bruce'a şimdi gerçeğe dönüşen bir yalan söylemişti. Dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.

"Ben gitmiyorum Alice."

Alice artık sadece şaşkın gözüküyordu. Gözlerinde çok büyük bir merak vardı.

"Nasıl yani hanımım?"

"Ben burda cehennemde kalmaya karar verdim."

Alice'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Az önce olduğundan daha şaşkın görünüyordu.

Cehennem Tutsağı(Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin