Ayrılık

35 16 31
                                    

Uzun zamandan sonra ilk kez bu kadar huzurlu bir şekilde uyandım. Hala David'in kollarının arasındaydım ve kendimi hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum. Sanırım David hala uyanmamıştı. Onu uyurken izlemek istiyordum. Bu yüzden yavaşca doğruldum ve onu izlemeye başladım. Uyurken o kadar masum duruyordu ki. İçinde kaybolduğum kahverengi gözleri siyah kirpiklerinin arkasına saklanmıştı. Kirpiklerinin kımıldamaya başladığını fark ettiğimde ona yakalanmamak için başımı yavaşça göğüsüne yaslayıp uyuyormuş gibi yaptım. Saçlarımı okşamaya başladı ve kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Beni izlemek çok mu hoşuna gidiyor?"

Beni yakalamıştı. Numara yapmayı bırakıp başımı ona çevirdim.

"Evet çok hoşuma gidiyor."

Bütün günü burda onunla geçirmeyi çok istiyordum ama maalesef gitmek zorundaydık. Gitmek için ayağa kalktım ama David'in birden kolumdan tutup çekmesiyle kucağına düştüm. Şakağıma bir öpücük kondurdu.

"Gitmesek olmaz mı?"

Sorusuyla karşımda mız mız bir çocuk var gibi hissettim.

"Hayır olmaz. Şimdi kalk baklım."

Oflayarak kalktı ve birlikte kulübeden çıktık. Bütün yol boyunca eli omuzumdaydı. Hiç konuşmamıştık. Dudaklarımzdan sözcükler dökülmüyordu belki ama gözlerimiz konuşuyordu. Evin önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatır kapatmaz evin içinde zıplayıp gülmeye başladım. O sırada Nina telaşla yanıma geldi. Sanırım kötü bir şey olduğunu düşündü ama aksine çok güzel bir şey olmuştu.

"Neler oluyor Alexis?"

"Önce üzerimi değiştiriyim. Sen de kahvaltıyı hazırla. Sonra sana herşeyi anlatırım."

"Peki madem. Çabuk gel."

Nina'yı başımla onayladıktan sonra hemen odama çıktım. Ilık bir duş alıp rahatladım. Üzerimi değiştirip mutfağa gittim. Nina çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte masya oturduk. Sürekli gülüp durduğum için Nina daha çok meraklanmıştı ve bu merakı yüzünden okunuyordu.

"Hadi artık Alexis anlatsana. Çok merak ettim. Neden bu kadar mutlusun. Geldiğinden beri sırıtıp duruyorsun."

"Peki hala. Sana dün bir arkadaşımla olucağıma dair mesaj atmıştım. Sence o arkadaş kim olabilir?"

"Hadi canım. Şu senin odunla mı birlikteydin?"

"Nina yaa ona odun demeyi kes."

"Noldu? Onun bir odun olduğunu sen söylerdin. Şimdi de bana öyle deme mi diyorsun?"

"Evet aynen öyle diyorum. David odun falan değil. Sadece ilk zamanlar onu tam olarak tanımdağım için öyle düşünmüştüm."

"Tamam herneyse. Demek David ile birliktedin. Peki noldu da bu kadar mutlusun?"

"Şöyle ki... David ile çıkıyoruz."

"Neee? Sen ciddi misin? Anlatsana nasıl oldu?"

Dün olan biten herşeyi sırasıyla Nina'ya anlattım. Nina Sandra denen pisliğe vurduğum için okulda sorun yaşmamdan endişe etti ama hiç umrumda değil. Yaptığım şeyden hiç pişman değilim. Yine olsa yine yaparım. Nina benim mutlu olmama çok sevinmişti. Kahvaltı ettikten sonra evden çıktım. Biraz ilerde David beni bekliyordu. Hemen yanına gittim ve yanağından öptüm. Birlikte okula doğru yürümeye başladık. Aklıma tarih hocasının verdiği ödev geldi. Haftaya cumaya kadar teslim etmemiz gerekiyordu. Bu gün perşembeydi ve daha çok zamanımız vardı ama ben bir an önce yapıp geri kalan bütün zamanımı David ile geçirmek istiyordum. Gerçi bu ödevi de onunla yapıcaktım.

Cehennem Tutsağı(Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin